10. Hukuk Dairesi 2017/1796 E. , 2017/4057 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 12.04.2001 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan peşin değerli gelirlerin 506 sayılı Yasanın 10., 26. ve 87. maddeleri uyarınca davalılardan rücuan tazmini istemine ilişkindir. Dairemizce davalılardan ... Otomotiv Yapı Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti."ne yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile dosyanın 19.10.2015 tarihinde mahalline geri çevrilmesi üzerine husumetin ... Doğrama ve Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti’ne yöneltildiği, tebligatın ise ... Otomatik Kapı Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne yapıldığı, hak sahibi dosyasında ise davalı işverenin ... Otomatik Yapı Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğu görülmekle, sigortalının gerçek işvereninin tespit edilemediği, dolayısıyla davada taraf teşkilinin sağlanamadığı anlaşılmıştır.
Bir kişinin belli bir davada gerçekten davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı hususu usul hukuku değil, dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk meselesidir. Bir davanın tarafları o davada gerçekten taraf sıfatına sahip değilse, mahkeme dava konusu hakkın esasına girip karar veremez. Davayı sıfat yokluğundan reddetmesi gerekir. Davacı olma sıfatı dava konusu hakkın sahibine, davalı sıfatı ise sübjektif hak kendisinden istenebilecek kişiye aittir. Kuşkusuz bu hak sözleşmeden, haksız fiilden, sebepsiz iktisaptan veya kanundan doğabilir.
Bir alacak davasında davalı olma sıfatı o alacağın gerçek borçlusuna aittir. Alacak davası, o alacağın gerçek borçlusundan başka bir kişiye karşı açılırsa, dava konusu alacağın mevcut olmadığından dolayı değil, davalının davalı sıfatına sahip olmadığından dolayı reddedilir.( Hukuk Muhakemeleri Usulü, Prof. Dr. Baki Kuru, I. Cilt, s. 1159) HMK. 119. maddesi, dava dilekçesinde tarafların ve varsa kanuni temsilcilerinin ad ve adreslerinin bildirilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır. Bildirim esnasında yapılan kimi yanlışlıklar, davanın sıfat (husumet) yokluğundan reddi sonucunu doğurmamakta, oluşan hataların giderilmesi bazı durumlarda mümkün olabilmektedir.
Davanın, hasımda değil temsilcide yanılma sonucu hatalı açılması halinde husumetten reddedilmeyip gerçek temsilciye davanın yöneltilmesi gerektiği Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 124. maddesinde;
“ Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.
Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hakim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu hükme göre taraf değişikliği; karşı tarafın muvafakati ile gerçekleştirilebilirken, maddi hata bulunması, dürüstlük kuralına aykırı olmaması veya yanlışlığın kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinin varlığında ise karşı tarafın muvafakati aranmaksızın hakim tarafından kabul edilmek suretiyle yapılabilmektedir.
Somut olayda, davanın ... Otomotiv Yapı Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti.’ne açıldığı, Dairemizce şirkete yapılan tebligatın usulsüz olduğunun tespiti ile dosyanın 19.10.2015 tarihinde geri çevrilmesi üzerine davacı vekilinin 29.09.2016 tarihli dilekçesi ile husumetin ... Doğrama ve Yapı Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’ ne yöneltildiği, anılan şirketin 31.10.2016 tarihli dilekçesi ile dava konusu iş kazası nedeniyle sigortalı işçi tarafından ... 1. İş Mahkemesinin 2013/155 Esas sayılı dosyasında açılan tazminat davası bulunduğunu bildirmesi üzerine UYAP sistemi üzerinden alınan dosyada ... Otomatik Yapı Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı olduğu ve alt işveren kabulü ile olayın meydana gelmesinde kusuru bulunduğuna dair verilen kararın kesinleştiği görülmekle anılan şirketin ... Ticaret Sicil Müdürlüğünden adresinin sorulduğu, cevabi yazıda ... Otomatik Kapı Sistemleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi adresinin bildirilmesine rağmen bildirilen adrese Tebligat Kanununun 35. maddesi uyarınca gıyabi hükmün tebliğ edildiği görülmekle, sigortalının gerçek işvereninin tespiti ile husumetin kime yöneltildiği husundaki belirsizliğin giderilmesi, şirketin unvanında hata varsa yukarıda yapılan açıklamalar ışığında HMK 124. maddesi uyarınca husumetin doğru hasıma yöneltilmesi sağlanıp, yöntemince ve usulüne uygun taraf teşkili sağlanarak, sunacağı deliller toplandıktan sonra yargılama yapılarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, usulünce taraf teşkili sağlanmadan yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair hususlar incelenmeksizin BOZULMASINA, 11/05/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.