Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/1980
Karar No: 2007/2529
Karar Tarihi: 22.02.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2007/1980 Esas 2007/2529 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2007/1980 E.  ,  2007/2529 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 8. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 26/09/2002
    NUMARASI : 1051-817              

    Davacı, 01.10.1989-01.12.1996 tarihleri arası sigortasız geçen hizmetinin sigortalı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalılardan S. S.K, F. S.A.,M.S., ve H.  F.A. vekilleri tarafından  temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Davacı, davalıların ikamet ettiği N. Apartmanı işyerinde 01.10.1989-01.12.1996 tarihleri arasında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kurum’a kayıt ve tescil edilmeyen kapıcılık çalışmalarının tesbitini istemiştir. Mahkemece, davanın kımen kabulüne karar verilmiştir.
    Hizmet tesbiti davaları sonuçta, tesbiti istenilen süreye ilişkin sigorta primlerinin tahsili istemini de içerdiğine göre, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 80. maddesinin açık hükmü de dikkate alındığında, bu yolda yapılacak işlemin sonradan işverenin hak alanını da ilgilendireceği açıktır. Bu durumda, bu tür davalarda işverenin de taraf bulunması doğal ve hatta zorunludur. Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır. Nitekim, Hukuk Genel Kurulu’nun 04.10.2000 gün ve E. 2000/21-1241, K.2000/1236 sayılı kararı da aynı esasları içermektedir.
    Somut olayda, çalışıldığı iddia olunan apartman işyerinin on daire ve iki dükkan olmak üzere on iki bağımsız bölümden oluştuğu tapu kaydından anlaşılmaktadır. 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 34. maddesi hükmü gereğince, kat malikleri, ana gayrimenkulun yönetimini kendi aralarından veya dışardan seçecekleri bir kimseye veya üç kişilik bir kurula verebilirler; bu kimseye “Yönetici”, kurula da “Yönetim kurulu” denir. Ana gayrimenkulun sekiz veya daha fazla bağımsız bölümü varsa, yönetici atanması mecburidir. Bu durumda, mevcut ise apartman yöneticisine veya yönetim kuruluna husumet yöneltilmesinin gerektiği açıktır. Oysa, temyize konu davada, işveren olarak apartmanın bağımsız bölüm maliklerine husumet yöneltilmiştir. 
    Hal böyle olunca, davacının çalıştığını iddia ettiği apartman işyerinde usulüne uygun yönetici veya yönetim kurulu seçilip seçilmediğinin araştırılması, yönetici veya yönetim kurulunun seçildiğinin saptanması halinde, yönetici veya yönetim kurulunun davaya yöntemince dahil ettirilmesi için davacıya süre verilmesine, davaya dahil edilen yönetici veya yönetim kurulunun davaya karşı diyecekleri ve delilleri sorulup varsa delilleri toplanılmak ve bu konuda yeterli ve gerekli araştırma yapılarak, uyuşmazlık hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde çözümlenip, tüm deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmek gerekirken, mahkemece, belirtilen eksiklikler giderilmeden ve pasif ehliyet yönü halledilmeden yargılamanın sürdürülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    2-Kabule göre de;
    Çalışıldığı iddia olunan apartmanın tapu kaydındaki aktif malikleri arasında davalılardan Mustafa Sağyaşar’ın ismi yer almamasına rağmen, söz konusu davalı aleyhine de hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davalılardan kat maliki H. B.’nun dava açılmadan önce 23.03.1984 tarihinde vefat ettiği nüfus kaydından anlaşılmaktadır. Ölümle taraf ehliyetinin son bulacağı açıktır. Ancak, zorunlu dava arkadaşlığının olduğu hallerde, davalılardan birinin dava tarihinden önce ölü olduğu belirlense bile davanın ret edilmeyip, mirasçılarının tespit edilerek davada yer almalarının sağlanması ve bu suretle taraf teşkilinin tamamlanması, hak ve menfaatler dengesiyle usul ekonomisine uygun düşer (Prof. B.K., Hukuk Muhakemeleri Usulü 2001 basım Cilt.1 sf. 894 vd.). 04.05.1978 gün 4/5 sayılı içtihadı birleştirme kararının zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu halleri kapsamadığı açıktır (HGK.17.02.1982 gün 632-123, 6. H.D. 09.10.1989 gün 4578-8766). Bu durumda dava ekonomisi, hizmet tespiti davasının Anayasa’da ifadesini bulan temel haklardan sosyal güvenliğe ilişkin oluşu dikkate alınarak, davalılardan H. B.’nun mirasçılarının nüfus kayıt örnekleri getirtilerek tespit edilmesi, giderek davacıya H.B.’nun mirasçılarını gösterir veraset ilamı alması ve bu yönde dava açması için yetki ve önel verilmesi, mirasçılar belirlendikten sonra davaya katılmaları sağlanarak, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına girilerek yargılamanın sürdürülmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
    O halde, temyiz eden davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre temyiz eden davalıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde F.S.A., M.S. ve H.F.A."a iadesine, 22.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi