20. Hukuk Dairesi 2016/2139 E. , 2016/5657 K.
"İçtihat Metni"İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki davada, Ankara 8. Asliye Hukuk ve Ankara 6. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi,gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın zarara neden olduğu ileri sürülen armatürün ayıplı satımından kaynaklandığı, satıcı alıcı ilişkisi bulunduğu ve Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında değerlendirileceği gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Ankara 6. Tüketici Mahkemesince ise davalının tacir olduğu, 6502 sayılı Kanunun tacirler hakkında uygulanmayacağı ve davanın genel hükümlere göre çözülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununun 3. maddesi, tüketici işleminin kapsamını esaslı biçimde değiştirmiş, aynı Kanunun 83/2. maddesi ise "Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile diğer kanunlarda düzenleme yapılması bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez." diyerek kanunun uygulama alanını daha da genişletmiştir.
6502 sayılı Kanunun 3. maddesinde “Tüketici işlemi; eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi kapsar.” şeklinde yeniden tanımlanmıştır. Bu hüküm mülga 4077 sayılı Kanunun 3/h bendindeki tüketici işlemi tanımından daha kapsamlıdır. Bundan böyle 6502 sayılı Kanunun tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamaların tüketici mahkemelerinde çözümünü öngören 73. maddesi hükmü ile içeriği az yukarda yer alan 83/2. maddesinin açık hükmü nedeniyle yukarda sayılan sözleşme ve işlemler tüketici mahkemesinin görev alanına girmiştir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22.3.1944 tarih ve 37 E. - 9 K. R.G.3.7.1944 sayılı kararında bu husus "Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur." şeklinde vurgulanmaktadır.
Somut olayda; davacı vekilinin, dava sigortalıya ait bağımsız konut olan taşınmazın müvekkil şirketi tarafından sigortalandığı, sigortalının evinin davalıya ait banyo armatürünün patlaması sonucunda zarar gördüğü, zarar nedeniyle sigortalının zararının poliçe kapsamında davacı tarafından ödendiği, meydana gelen zarardan davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, ödenen zararın davalıdan rücuen tahsili istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından, dava dışı sigortalının gerçek kişi tüketici, davalı şirketin ise satıcı olduğu, uyuşmazlığın satılan banyo armatürünün ayıplı olması nedeniyle zararlandırıcı olayın meydana geldiği iddiasından kaynaklandığı, sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanunun aradığı anlamda tüketici ilişkisi olduğu, davacının dava dışı sigortalının haklarına halef olarak eldeki davayı açtığı anlaşıldığından, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; Ankara 6. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 17/05/2016 gününde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davanın tarafları kesin bir biçimde ticaret şirketidir. Davacı ticari faaliyeti kapsamında bir sözleşme yapmış ve zararı karşılamıştır. Bu faaliyet TTK’de düzenlenmektedir.
Davalı da ticari faaliyetleri kapsamında (banyo armatörü ticareti) ticari bir iş yapmış ve ancak bu işinden bir zarar doğmuştur. TTK kapsamında kalan bir işi sonucu bir zarar doğduğundan bu zararın giderilmesi amaçlı açılan dava da ticaret mahkemesinde görülmelidir. Her iki tarafın ticari işiyle ilgili tazminat davası ticaret mahkemesince daha uzman gözüyle ele alınmalıdır.
Bu durumda, dava ticaret mahkemesinde görülmelidir.
Üye
Bilal Köseoğlu
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.