Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16043
Karar No: 2017/4150
Karar Tarihi: 16.05.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/16043 Esas 2017/4150 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/16043 E.  ,  2017/4150 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi (Müstemir Yetkili)

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası davanın kabulüne ek karar ile davalı vekilinin temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
    Hükmün ve ek kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1- 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
    Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
    Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veya gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
    Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
    Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda; Mahkemece, her ne kadar 08.12.2015 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olmadığından bahisle reddine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararın 07.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla, temyiz talebin süresinde olduğundan, Mahkemenin, 18.03.2016 tarih 2015/363 Esas 2015/434 Karar sayılı Ek kararının Kaldırılmasına,
    2-a) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    b- 24.06.2006 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıklarının peşin değerlerinden oluşan zararının tahsili amacıyla açılan eldeki dava dosyasının yasal dayanağı 1479 sayılı Kanun’un 63’üncü maddesi olup, Mahkemece sehven 506 sayılı Kanunun yasal dayanak olarak gösterilmesi isabetli bulunmamıştır.
    c- Bir önceki bozma ilamımızda, ihbar edilen ... Sigorta AŞ hakkında karar verilmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen, Mahkemece, “davalı tarafından yöntemince dava kendisine ihbar edilen ... Sigorta AŞ" nin dosyada taraf sıfatı olmadığından davalı konumunda bulunmadığı ve meydana gelen kurum zararında herhangi bir sorumluluğu da olmadığı” şeklinde gerekçe oluşturulmak suretiyle, bu hususa dikkat edilmeden gerekçeli karar yazılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    S O N U Ç : 1- Hükmün gerekçesindeki, “c)Delil ve Gerekçe” başlıklı bölümün “506 sayılı Yasaya göre” ibaresi ile başlayan 4. paragrafının tamamının silinerek hükümden çıkarılmasına,
    2- Hükmün gerekçesinin son paragrafındaki “davalı tarafından yöntemince dava kendisine ihbar edilen ... Sigorta A.Ş."nin dosyada taraf sıfatı olmadığından davalı konumunda bulunmadığı ve meydana gelen kurum zararında herhangi bir sorumluluğu da olmadığı;” ibarenin silinerek hükümden çıkarılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi