3. Hukuk Dairesi 2021/5930 E. , 2021/8880 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının kiracı olarak kullandığı taşınmazları 15/11/2006 tarihinde satın alarak malik olduğunu, işyerlerine ait kira bedelinin mahkemece 2007- 2008 kira döneminde yıllık 8.500 TL olarak tespit edildiğini, ekonomik koşullar ve paranın alım gücünün azalması nedeniyle 2008-2009 dönemi için kira bedelinin tefe- tüfe artış oranlarının aritmetik ortalaması alınarak her bir işyeri için yıllık 9.494,50 TL’den toplam 37.978 TL olarak tespitine; 06/10/2009 tarihli duruşmada, dava dilekçesi 05/01/2009 havale tarihli olduğundan 20/01/2010 dönemine ilişkin kira bedelinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; talebin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davalının uzun zamandan bu yana kiracı olduğu gözetilerek hak ve nesafet kurallarına göre, 20/12/2009 ve 20/12/2010 kira döneminde kiralananların her biri için yıllık kira bedelinin 9.500 TL olarak tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre şartlar değişmediği ve özel gelişmelerin varlığı iddia ve ispat edilmedikçe, hak ve nesafet ilkesine göre kira parasının tespit edildiği dönemden sonra üç yıl için art arda endeks uygulanarak bulunacak kira parasının o dönem için hak ve nesafete uygun ve aşırı olmayan bir kira parası olduğu ilke olarak kabul edilmeli ve ona göre uygulama yapılmalıdır. Üç yıldan sonra ise yeniden hak ve nesafete göre kira parası tespit edilebilecektir.
Taraflar arasındaki kira ilişkisinin, davalı kiracı ile dava konusu kiralanan taşınmazın malik-i evveli İl Özel İdaresi arasında düzenlenen 01/01/2004 başlangıç- 31/12/2004 bitiş tarihli kira sözleşmesine dayandığı anlaşılmaktadır. Davacı 19/12/2008 tarihinde açtığı eldeki davada, dava konusu her bir bağımsız bölüme ilişkin olarak yıllık kira bedelinin 9.494,50 TL olarak tespitini, bu bedelin 20/12/2008 ile 20/12/2009 tarihleri arasında geçerli olmasına karar verilmesini istemiş; yargılama sırasında ise kira bedelinin 20/01/2010 tarihinden itibaren geçerli olması yönünde talepte bulunulması üzerine mahkemece 20/12/2009- 20/12/2010 tarihleri arasına ilişkin kira bedelinin hak ve nesafet kuralları gereğince 9.500 TL olabileceği yönünde düzenlenen 01/12/2009 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda 20/12/2009- 20/12/2010 tarihleri arasında kira bedelinin 9.500 TL olarak tespitine karar verilmiştir. Taraflar arasında görülen Ceyhan Sulh Hukuk Mahkemesinin 2007/1302 Esas -2008/1276 Karar sayılı kararı ile 2007 – 2008 yılları kira döneminde kira bedelinin her bir bağımsız bölüm için hak ve nesafete göre yıllık 8.500 TL olarak tespitine karar verildiği, hükmün 23/03/2009 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Buna göre, tespiti istenilen dönem, kira bedelinin tespit edilmesinden itibarenki ikinci dönem olup, hak ve nesafet dönemi başlamamıştır. Mahkemece, kira bedelinin artırılması talep edilen dönem endeks dönemi olduğundan, kira bedelinin endekse göre artırılarak tespitine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 74. maddesine göre mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak, mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Dosya kapsamından, davacı tarafça, her bir bağımsız bölüm yönünden yıllık kira bedelinin tefe- tüfe artış oranlarının aritmetik ortalaması alınarak 9.494,50 TL olarak tespiti istenilmiş olup taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken talebin aşılması suretiyle kira bedelinin hak ve nesafete göre ve yıllık 9.500 TL olarak tespiti de usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün HUMK"nın 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.