Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/5745
Karar No: 2007/3166

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/5745 Esas 2007/3166 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/5745 E.  ,  2007/3166 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     : Samsun 2.  İş Mahkemesi
    Tarih               : 2.2.2006
    No                   : 268-12  
                           
    Davacı   primleri ödenmiş 12.8.1986-30.4.1994 tarihleri arasında fiilen Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.1.1997-31.7.2002 tarihleri  arasında ise Bağ-Kur sigortalısı oludğunun  tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    Dava, davacının 12.8.1986-30.4.1994 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı  olduğunun, 1.1.1997-31.7.2002 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı  olmadığının ve davalı Kuruma 8.079.87 YTL prim borcu bulunmadığının tesbiti istemine  ilişkindir.
    Mahkemece davacının 12.8.1986-2.2.1993 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa"ya  tabi zorunlu, 2.2.1993-30.4.1994 tarihleri arasında isteğe  bağlı sigortalı olduğu, 1.1.1997-31.7.2002 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı  olduğu süreler dışında 1479 sayılı  Yasa"ya tabi zorunlu  sigortalı olduğunun tesbitine karar  verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 1.8.1981-31.12.1981,15.6.1984 - 28.11.1984, 12.8.1986-10.12.1986-1.1.1997-31.7.2002 tarihleri arasında vergi, 27.8.1986- 2.2.1993 tarihleri arasında  oda kaydının bulunduğu, davalı Kuruma 29.1.1993  tarihli bildirge ile resen 15.6.1984-28.11.1984,12.8.1986-10.12.1986,1.1.1997-31.7.2002  tarihleri arasında   vergi kaydına istinaden sigortalı olarak kayıt ve tescil  edildiği, 12.8.1986-30.4.1994 tarihleri arasındaki prim borcunun davalı kurumca icra  yolu ile   tahsil edildiği davalı kurumca 30.6.2004 tarihi itibariyle 7.965.22 YTL  borç çıkarıldığı, 15.4.1994-31.12.2003 tarihleri  arasındaki kesintili  olarak 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olarak  çalışmasının bulunduğu, 29.7.2002-25.10.2002 tarihleri arasında tefecilik  suçu  nedeniyle tutuklu kaldığı anlaşılmaktadır.
    Yasa sistemine göre aynı anda birden fazla sosyal güvenlik kurumuna tabi olmak mümkün değildir. Bir kimsenin SSK. kapsamına girebilmesi için hizmet aktine tabi bir işte çalışması yanında başka bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında da bulunmaması gerekir. 506 sayılı Yasanın 3.maddesi I/F bendinde “kanunla kurulu emekli sandıklarına aidat ödemekte olanların” K bendinde “herhangi bir işverene hizmet aktiyle bağlı olmaksızın kendi nam ve hesabına çalışanların” sigortalı sayılmayacağı belirtilmiştir. Aynı şekilde 1479 sayılı Yasanın 24/I-II maddesinde de bir kimsenin Bağ-Kur kapsamına girebilmesi için kendi adına bağımsız çalışıp kazanç sağlaması yanında başkaca sosyal güvenlik kurumu kapsamında bulunmaması koşulu getirilmiştir. Sonuç olarak çifte sigortalılık mümkün bulunmayıp, önceden başlayıp devam edegelen sigortalılığa geçerlik tanındığı ortadadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2001/21-627 Esas, 2001/659 Karar sayılı 3.10.2001 günlü kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir.
    Ancak 1479 sayılı Yasa"nın 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren  Ek 19. maddesine göre;  bu kanun ve 2926 sayılı kanuna göre kayıt ve tescili yapıldığı halde, 5 yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunan sigortalıların bu sürelere ilişkin prim borçlarının Kurumca yapılacak bildirimde belirtilen süre içerisinde ödenmemesi halinde daha önce prim ödemesi bulunan sigortalının ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle, prim ödenmesi bulunmayan sigortalının ise tescil tarihi itibariyle sigortalılığı durdurulur.  Prim borcunun ait olduğu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin kurum alacakları takip edilmeyerek, kurum alacakları arasında yer verilmez. Ancak, sigortalı veya hak sahipleri daha sonra sigortalının en son bulunduğu basamağın başvuru tarihindeki  değeri üzerinden hesaplanacak borç tutarlarını tebliğ tarihinden itibaren üç ay içinde ödedikleri takdirde bu süreler sigortalılık  süresi değerlendirilir. Bu madde kapsamına giren sigortalılar hakkında zaman aşımının kesilmesi ve zaman aşımının  işlememesi ile ilgili olarak 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 103. maddesinin 1. fıkrasının (6),(8) ve (10) numaralı bentleri hariç diğer hükümleri ile aynı Kununun 104. maddesi hükümleri uygulanır  hükmü getirilmiştir.
    Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki   olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden  uyuşmazlıklarda,  tamamlanmamış  hukuki  durumlara  yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini  ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında 1.3.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın değişik Ek 19.maddesi ile Geçici 26.maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara  Ek 19. mad. koşulları oluşuyorsa, uygulanacağının kabulü gerekir.
    Bu durumda yapılacak  inceleme ve araştırmanın dava dışı SSK Başkanlığının  hak alanını ilgilendirdiği belirgin  olup davacı tarafa yöntemince SSK Başkanlığının davaya dahil edilmesi için  süre verilmesi bu  kurumun  gösterdiği delillerde toplanarak  yukarda  açıklanan ilke ve esaslar  doğrultusunda sonuca varılması gerekirken mahkemece  taraf teşkili  yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul  ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde,  davalı kurumun   bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre  davalı kurumun diğer temyiz itirazlarının şimdilik   yer olmadığına 5.3.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi.
     



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi