Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/797
Karar No: 2016/9287
Karar Tarihi: 02.12.2016

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/797 Esas 2016/9287 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/797 E.  ,  2016/9287 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/07/2015 tarih ve 2014/132-2015/472 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 11/10/2016 günü hazır bulunan davalı vekili Av.... ile davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında sigortalısı ... Otelcilik A.Ş. olmak üzere 26/04/2013 başlangıç, 26/04/2014 bitiş tarihli 175.000 EURO sigorta primi bedelli ticari paket sigorta sözleşmesi imzalandığını, davalının sigorta primlerini 17.500 EURO"luk 10 eşit taksitte ödemeyi kabul ettiğini, poliçe uyarınca davalı şirket tarafından 35.000 EURO sigorta primi ödendiğini, davalının müvekkiline gönderdiği yazı ile poliçenin 12/07/2013 tarihi itibariyle feshedildiğini bildirdiğini, fesih yazısında sadece "yönetim kurulumuzun aldığı kararla" denmek suretiyle poliçenin haksız feshedildiğini, müvekkilince bakiye primlerin ödenmesi istenince davalı tarafça gönderilen cevabi ihtarnamede poliçenin bir başka sigorta şirketi ile yeni bir sigorta sözleşmesi yapılmış olması nedeniyle iptal edildiğini bildirdiğini, 6102 sayılı TTK"nın 1434/f.1-3 maddesi gereğince ödenmeyen sigorta primlerinin davalı tarafça ödenmesi gerektiğini, sigorta sözleşmesinin fesih tarihine kadar yürürlükte kaldığı dönemde müvekkilince davalıya toplamda 9.964,40 TL sigorta tazminatı ödendiğini, TTK"nın 1431/f.3 maddesine göre sözleşmede belirtilen rizikonun gerçekleştiğini ve bu nedenle sigorta priminin tamamının muaccel hale geldiğini, ödenmeyen sigorta prim bedeli nedeniyle davalı hakkında başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, dava dışı mülk sahibi ... Otelcilik A.Ş"nin başka bir sigorta şirketi ile yeni bir sigorta poliçesi imzalaması nedeniyle dava konusu poliçenin iptal edildiğini, TTK"nın 1434 maddesi gereğince davacıya bakiye prim bedeli ödeme yükümlülüklerinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından dava konusu poliçeye dayalı olarak 11 adet hasar dosyası açıldığı, onbirinci hasarın meydana geldiği tarihin 05/07/2013 olduğu, söz konusu hasar bedeli ödenmeden önce sigorta poliçesinin 12/07/2013 tarihi itibariyle davalı tarafça feshedildiği anlaşıldığından gerçekleşen hasarların B.8/8.4. maddesi uyarınca kısmi hasar niteliğinde olduğu, genel şartların anılan maddesi uyarınca kısmi hasarlarda tarafların poliçeyi fesih hakkını ancak tazminat ödemeden önce kullanabileceği, feshin hüküm ifade ettiği tarihe kadar geçen sürenin primi gün üzerinden hesap edilip fazla alınan kısmın iade edilimesi gerektiği, dava konusu kısmi hasar 05/07/2013 tarihinde meydana gelmiş olup, tazminat ödemesi yapılmadan önce davalı tarafça 12/07/2013 tarihinde poliçenin feshedildiği, poliçenin 26/04/2013-12/07/2013 arasında 77 gün süre ile geçerli kaldığı, 77 gün için ödenmesi gereken sigorta priminin 36.917,85 EURO olduğu, ödenen 35.000 EURO düşüldüğünde davalı tarafça ödenmesi gereken prim bedelinin 1.917,85 Euro olduğu gerekçesiyle itirazın kısmen iptali ile takibin 1.917,85 EURO asıl alacak üzerinden devamına, 1.038 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının grekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve TTK 1428/2 maddesine göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin herbir taraftan alınarak yekdiğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 401,33 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 02/12/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Dava, sigorta sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle bakiye sigorta primlerinin tahsili istemine ilişkindir.
    Kısmi zarar hallerinde tarafların sigorta sözleşmesini feshedebilecekleri, ancak sigortacının fesih hakkını, kısmi tazminat ödemesinden sonra kullanabileceği TTK m. 1428"de öngörülmüştür. Bunun yanında Türk Hukuku"nda TTK m. 1430/3 sigorta ettirene, sigortacının sorumluluğu başlamadan önce kararlaştırılmış primin yarısını ödeyerek sözleşmeden cayma hakkı tanımıştır. Ayrıca sigorta sözleşmesi sürekli borç doğuran sözleşmelerdendir. Bu durum karşısında, sürekli borç ilişkisi doğuran sigorta sözleşmesinin feshini değerlendirirken, öncelikle sigorta sözleşmesinin bu niteliği yanında yukarıda bahsedilen iki maddenin bir arada değerlendirilmesi ve sonuca varılması gerekir.
    TTK m. 1428"in haklı (sebepli) feshi düzenlediği, çünkü feshin sebepsiz olması (haksız fesih) halinde, kural olarak fesih beyanının sürekli borç ilişkisini sona erdirmeyeceği tartışmasızdır. Böylece sigorta sözleşmesinin sürekli borç doğuran sözleşme niteliği ve TTK m. 1430/3 maddesi karşısında aynı Yasa"nın 1428/2 maddesinin sözleşmenin haksız feshinde uygulanmayacağı sonucuna varılmalıdır. Bunun yanında yabancı hukuk sistemlerinde de TTK m. 1428/2"ye benzer madde var ise de, bu düzenleme sınırlı sigorta branşları için kabul edilmiş ve bunun yanında TTK m. 1430/2"ye benzer bir düzenlemede bu hukuk sistemlerinde bulunmamaktadır (Yar. Doç. Dr. Öztuna Birgül Sopacı, Yönetici Sorumluluk Sigortası, 2015 Bası, sayfa 402, 411). Türk Hukuku"ndaki bu farklılık TTK m. 1428/3, 1430/2"nin birlikte değerlendirilmesi zorunluluğunu karşımıza çıkarmakta ve TTK m. 1428"in ancak, sigorta sözleşmesinin sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşme olması nedeniyle feshin haklı olması durumunda uygulanacağı, haksız fesih halinde uygulanamayacağının kabulünü gerektirmektedir. Yine mahkemenin davanın reddine gerekçe yaptığı, TTK m. 1428/2"nin tekrarı niteliğindeki genel şart hükmü ancak, yukarıdaki açıklamalar karşısında, feshin haklı olması halinde uygulanabileceği, sigorta sözleşmesinin haksız feshinde uygulanma olanağı olmadığı görüşüne varılmıştır.
    Bir an için feshin haklı olup olmadığı ayrımı yapmaksızın TTK m. 1428/2"nin uygulanacağını düşünsek bile, TTK m. 1428/2"deki hakkın ancak makul sürede ve ilk kısmi hasardan sonra kullanılması gerekir. Çünkü, sözleşmenin tarafları, rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta ilişkisini ve menfaatlerini daha gerçekçi olarak gözden geçirme imkanı elde ederler. Bunun sonucu olarak taraflara aynı sigorta branşında, birden fazla kısmi hasar meydana geldikten sonrada fesih olanağı tanımak, maddenin ve sigorta hukukunun ruhu ile bağdaşmaz.
    Aynı poliçe içinde bir çok sigorta branşına teminat verilmesi halinde, kısmi hasar gerçekleştiği sigorta dalı veya dalları bakımından ancak TTK m. 1428/2 uygulanabilir. Hasar gerçekleşmeyen sigorta dalının feshi ise mümkün değildir.
    Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde; öncelikle davalının kısmi bir veya birçok hasar meydana gelen sigorta dalları bakımındanda keyfi, sebepsiz fesih hakkını kullandığı göz önüne alındığında; fesih hakkının haklı sebep olmaksızın kullanıldığı ki bu şekildeki fesih beyanının borç ilişkisini sona erdirmeyeceği, diğer yönüylede feshin makul sürede kullanılmaması veya birden çok kısmi hasardan sonra kullanılmasının kabulünün mümkün olmadığı, ayrıca kısmi hasarın meydana gelmediği sigorta dalları bakımından haksız veya sebepsiz feshin sonuç doğurmayacağı düşünülmeden kararı onayan çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi