Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4177
Karar No: 2021/8899
Karar Tarihi: 23.09.2021

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2021/4177 Esas 2021/8899 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2021/4177 E.  ,  2021/8899 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 15. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında verdiği kararın, süresi içinde davacı ve davalılardan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, dava konusu bağımsız bölümü 2011 yılında satın aldığını, mevcut borçlarını kapatmak maksadıyla sözkonusu daire üzerine S.S. ... Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatif lehine konulan ipotek karşılığı nakit olarak 100,000,00.-TL kredi aldığını, devam eden süreçte mali sıkıntılarının devam etmesi üzerine borçları ödemek için dairesini satmaya karar verdiğini ve davalılardan Taşkın"ın kendisine teklifte bulunarak, dava konusu taşınmazı göstereceği 3. bir kişi üzerine devretmesi ve kendisi üzerinden kredi kullanıp borcu kapattıktan sonra, söz konusu taşınmazı tekrar kendisine devretmesi şeklinde anlaştıktan sonra, aralarında 13/12/2013 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını ve davalı ..."in isteği üzerine dava konusu bağımsız bölümü davalılardan ..."a devrettiğini, devirden sonra aralarındaki anlaşma uyarınca davalılardan ..."in de kredi borcunu kapattığını, dava konusu taşınmazın mülkiyetinin devam eden süreçte davalılardan ... ve babası ... üzerine paylı şekilde tapusunun devredildiğini ve bu taşınmaz üzerinden 330.000 TL"lik kredi kullanıldığını daireninde 16/05/2014 tarihinde dava dışı şahıslara devredildiğini öğrendiğini amacının dairesini satmak değil kredi borçlarını kapatmak olduğunu ve davalı tarafçada zaten herhangi bir satış bedelinin tarafına ödenmediğini, bu aşamada aralarındaki sözleşme gereği borçlarını geri ödeyip dairenin iadesini isteyecek durumda olmadığını, ancak aralarındaki sözleşmeye göre ve inanan taraf olarak dairenin 16/05/2014 tarihindeki satıştan geri
    kalan miktarın tarafına ödenmesini gerektiğini, bilindiği üzere bu inancı üzerine inanılanın borçun ödenmediği takdirde taşınmazı satarak paraya çevrilme hakkı olduğunu bildirmekle, dava konusu taşınmazın 16/05/2014 tarihindeki dava dışı şahıslara devir tarihindeki rayiç bedelinin hesaplanarak davalının kendisi adına ödediği 86.000 TL"lik kredi borcu ile icra dosyasına ödediği tutarların hesaplamanın yapılarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00TL"sinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava ettiğini bildirmiş olup bilahare sunduğu 11.10.2017 tarihli ıslah dilekçesinde dava değerini 177,000,00.-TL olarak artırdıklarını bildirmiştir.
    Davalılar vekili; davacı ile aralarında herhangi bir ticari alışveriş olmadığını, satışın davacı tarafından diğer davalı ..."a yapıldığını, Yılmaz tarafından da yine diğer davalı ..."e satışın gerçekleştiğini, davalı ..."ın söz konusu taşınmazı mevcut borçları ile devraldığını, ödeme güçlüğü yaşadığını ve kendisine sattığını, bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmişler.
    İlk Derece Mahkemesince, -- somut olayımızda davacı tarafından inanç sözleşmesini ispat eden yazılı bir delil sunulmadığı, ancak 13/12/2013 tarihli belge sunulduğu, bu belgenin içeriği nazara alındığında delil başlangıcı niteliğinde olmadığı, yani taraflar arasındaki uyuşmazlığa delalet etmediği, davalının bir taahhüdü niteliğinde olduğu, dolayısıyla davanın ıspat edilemediği’ gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince, ‘---Davalı ...’ın imzasının bulunduğu 13.12.2013 tarihli belgede “...’dan ..."a devir alınan ...’te bulunan ve ... adına kayıtlı olan dubleks daire kendi üzerime almayı taahhüt ediyorum dairenin üzerine kredi kullanacağım, on gün içerisinde işlemleri gerçekleştireciğim.” şeklinde düzenlenmiştir. Davalı belgedeki imzasına karşı çıkmamıştır.--Davacı adına tescilli taşınmazın 13.12.2012 tarihinde ...’a satış yoluyla devredildiği, 13.12.2013 tarihinde davalı ... ile davacı arasında sözleşme düzenlendiği, 15.01.2014 tarihinde esnaf kredi Koparatifine olan borcun kapatıldığı, 20.01.2014 tarihinde davalı ... ve ... adına taşınmazın tapuda devredildiği anlaşılmaktadır.--Davacı ve davalılar arasında doğrudan alım satım sözleşmesi yapılmamış ise de, 13.12.2013 tarihli sözleşmeyle davalının taşınmazı Yılmaz"dan kendi adına devralacağına ve kredi kullanılancağına ilişkin taahhüdü, davacının Esnaf Kredi Koparatifine olan borcunu davalı ... tarafından ödenmiş olması göz önüne alındığında taraflar arasında inanç sözleşmesinin bulunduğunu kabulü gerekir.---Taraflar arasındaki 13.12.2013 tarihli inanç sözleşmesinin yazılı delil başlangıcı niteliğinde olması sebebiyle, dinlenen tanıklar taraflar arasındaki ilişkiyi belirtmiş olup, davacının borçlarını ödeme aczi içersinde bulunması sebebiyle, adına kayıtlı taşınmazı davalı ...’ın kredi çekerek borçlarını ödemesi konusunda anlaştıkları anlaşılmaktadır. Bu durumda taşınmazın satış tarihi itibari ile değerinin 300.000 TL olduğu ve davalı ...’ın davacı adına 123.000 TL ödemede bulunduğu anlaşıldığından, bakiye 177.000 TL"nin dava tarihinden önce davalının temerrüde düşürülemediği anlaşılmakla, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan ..."ten tahsiline, diğer davalıların inanç sözleşmesinde taraf bulunmadıkları anlaşıldığından, bu davalılar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. ‘gerekçesi ile davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m.353/1-b-2 gereği İstanbul Anadolu 15.
    Asliye hukuk mahkemesi"nin 26/12/2017 tarih, 2015/183 esas, 2017/435 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabul kısmen reddine, 177.000,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ..."ten tahsili ile davacıya verilmesine,diğer davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı ve davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davacı temyizi yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davacı tarafın temyiz tüm itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davalılardan ...’in temyizi yönünden;
    Davacı tarafça, davalı ile aralarındaki ilişkinin inançlı işlem temeline dayandığı ileri sürüldüğünden, konunun açıklanmasında yarar bulunmaktadır.Yerleşmiş Yargıtay kararlarında inançlı işlem; başkasına bir hak devreden tarafın (inanan), bir hakkı devralan tarafa (inanılana), taraflarca güdülen amaç sona erince veya gerçekleşince, inanana ya da üçüncü bir kişiye söz konusu hakkı devretme taahhüdü olarak tanımlanmaktadır.
    İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana (veya onun gösterdiği üçüncü kişiye) devretmeyi yüklenmektedir. İnançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.
    5.2.1947 gün ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, inançlı işleme dayalı bir dava, ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır. Tanık beyanları hükme dayanak yapılamaz.
    Dava konusu 13.12.2013 tarihli belgede “...’dan ..."a devir alınan ....te bulunan ve ... adına kayıtlı olan dubleks daire kendi üzerime almayı taahhüt ediyorum dairenin üzerine kredi kullanacağım, on gün içersinde işlemleri gerçekleştireceğim.” şeklinde düzenlenmiş olup bu belgede sadece davalılardan ..."in imzası mevcut olup, davacı imzası bulunmamaktadır.Ayrıca; davalı ... tarafından kredi çekileceği hususu belirtilmiş olup, dava konusu taşınmazı devretme taahhütüne ilişkin bir hüküm de mevcut değildir.
    Bu halde, sözkonusu işlem, inançlı işlem sözleşmesi niteliğinde olmayıp, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18.Hukuk Dairesi kararının temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."e iadesine, dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi