Davacı, ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının sattığı ürün bedelinden ilk prim kesintisinin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren SSK."na tabi zorunlu sigortalı olduğu süreler dışında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının 01.05.1995 tarihinden dava tarihi olan 16.05.2006 tarihine kadar tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır.Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan p. e. İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Ş. Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Gerçekten Tarım Bağ-Kur sigortası kapsamında kesintisiz tarımsal faaliyetin bulunduğunun anlaşıldığı hallerde, 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmaların 2926 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı tümden sona erdirmeyeceği, 2926 sayılı Yasanın 36 ve 10.maddesindeki şartlarında gerçekleşmesi halinde 506 sayılı Yasa kapsamındaki kısa süreli çalışmalar dışında kalan süreler bakımından Tarım Bağ-Kur sigortalısı olunduğunun kabulünün gerekeceği, 506 sayılı Yasa kapsamındaki çalışmaların uzun süreli olduğu hallerde ise, tarımsal faaliyetin kesintiye uğradığının ve SSK’lı çalışmanın sona ermesinden sonra, 2926 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığın yeniden başlatılabilmesi için, doğrudan prim yatırılması veya aynı yasanın 36.maddesine göre ürün bedelinden tevkifat yapılması yoluyla yeniden kayıt ve tescil yolundaki iradenin ortaya konulması gerektiği Dairemizin giderek Yargıtay’ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının sattığı ürün bedelinden 14.04.1995-20.05.1997, 20.05.2004 ve 20.05.2005 tarihlerinde prim kesintisi yapıldığı, zirai arazisinin ve 16.03.1994 tarihinden beri devam eden kooperatif kaydının bulunduğu, ihtilaf konusu dönemde 01.09.1994-27.11.1997 tarihleri arasında uzun süreli, 1999 yılı 1.dönemde 75 gün, 2.dönemde 120 gün, 2000 yılı 3.dönemde 87 gün 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı çalışmalarının bulunduğu, davacının 01.09.2003 tarihinde davalı Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescil edildiği ve halen sigortalılığının devam ettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının 27.11.1997-31.08.2003 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkin verilen karar doğru ise de bu dönemdeki SSK."na tabi kısa süreli 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık sürelerinin dışlanmamış olması, her ne kadar 14.04.1995 tarihinde prim kesintisi yapılmış olsada davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olduğu 01.05.1995-27.11.1997 tarihleri arasında çifte sigortalılığa yol açacak şekilde tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiş olması, ayrıca davacı 01.09.2003 ile dava tarihi arasında davalı Kurumca tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği ve hukuki yararda bulunmadığı halde bu dönemide kapsar şekilde tesbit kararı verilmiş olması usul ve yasa"ya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.