3. Hukuk Dairesi 2014/4118 E. , 2014/11731 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : YUMURTALIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/06/2013
NUMARASI : 2011/350-2013/152
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacının 02.01.1984 tarihli harici sözleşme ile davalıdan taşınmaz hissesini satın aldığını, davalının tapu devrini vermediğini ileri sürerek, davaya konu taşınmaz hissesinin tespit edilecek rayiç bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacı ile sözleşme imzalamadığını, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; Adli Tıp Kurumu Raporu dikkate alınarak sözleşmedeki imzanın davalının el ürünü olup olmadığının tespit edilemediği, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 13. HD"nin 23.06.2011 tarih ve 2011/1178 E.-2011/9968 K.sayılı ilamı ile özetle; "..hükme dayanak yapılan Adli Tıp Kurumu raporunda kesin sonuca varılamadığı bildirildiğine göre, hukuk davalarında Adli Tıp Kurumu son inceleme mercii olmadığından yeniden inceleme yaptırılması gerektiği, davalının sözleşme tarihinden önce ve sözleşme tarihine yakın dönemlerdeki imzalarının bulunduğu belge asıllarının temini ile Üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile sözleşmedeki imzanın aidiyeti konusunda inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği" belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece; Dairenin bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve yargılama sonucunda davanın reddi yönünde hüküm tesis edilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.
Anayasanın 141/III.maddesinde; "Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır." düzenlemesi yer almaktadır. HMK"nın 297.maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararının denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararda HMK"nın 297.maddesine aykırı davranılarak kararın gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, mahkemece 13. HD"nin bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş, sözleşmedeki imzanın aidiyeti konusunda belirtildiği şekilde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmadan hüküm tesis edilmiştir.
Mahkemenin Yargıtay"ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli bir kazanılmış hak doğmaktadır. O nedenle, mahkemenin Yargıtay"ca verilen bozma kararına uyması sonucunda kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar çerçevesinde karar vermesi gerekir. Buna göre Yargıtay"ın bozma kararına uymuş olan mahkeme bu uyma kararı ile bağlıdır, bozma gereğince işlem yapmak durumundadır.
Mahkemece, bozma ilamından sonra davalının imza örnekleri temin edilememiş ise de, daha önceden temin edilen ve incelenmek üzere Adli Tıp Kurumuna gönderilen, imza örnekleri ve belgelerin bu kez de uyulan Yargıtay bozma ilamı uyarınca gönderilecek Üniversitelerin Güzel Sanatlar Fakültesinden oluşturulacak uzman bilirkişiler kurulu aracılığı ile sözleşmedeki imzanın aidiyeti konusunda inceleme yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamı gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.