11. Hukuk Dairesi 2016/1927 E. , 2016/9321 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/06/2015 tarih ve 2012/28-2015/589 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; dava dışı sigortalıya ait ürünlerin nakliyesinin nakliyat abonman sigorta poliçesi ile müvekkili şirket tarafından sigorta güvencesine alındığını, taşıma işinin davalı şirketin maliki ve diğer davalının sürücüsü olduğu araç ile gerçekleştirildiğini, nakliye sırasında ürünlerin hasarlandığını ve hasar tutarı olan 4.160,54 TL"nin sigortalıya ödendiğini ve rücuen tahsil amacıyla davalılar hakkında icra takibi yapıldığını, davalıların itirazı sebebiyle takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Ltd. Şti. vekili; yükün ambalaj ve yükleme işinin gönderene ait olup hasarın da yanlış yükleme sebebiyle oluştuğunu, yükün tamamının zayi olmadığını, yük bedelinin ödenmesi için herhangi bir ihtarname gönderilmediğini ve müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ...; yüklemenin gönderen tarafından yapıldığını, yükün sabitlenmediğini, kendisinin de müdahale etme imkanının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; yüklemenin gönderen tarafından yapıldığı, hasarın yüklemenin yanlış yapılmasından kaynaklandığı, davalı araç sürücüsünün yol boyunca herhangi bir kazaya karışmadığı, her ne kadar davalı taşıyıcının yüklemeye nezaret etmesi gerekmekte ise de, taşıyıcının yükün hassasiyeti bilebilecek durumda olmaması nedeniyle yüklemenin gönderen tarafından buna uygun yapılması ve en azından taşımanın başında taşıyıcının uyarılması gerektiği, zira oluşan zararın bir kısmı eşyanın direk zarar görmesinden değil ambalajının delinmesi nedeniyle kullanılamamasından kaynaklandığı, gönderenin yükleme esnasında taşıyıcıyı eşyanın bu özelliği konusunda uyardığına dair bir delil sunulmadığı, o halde zararın oluşumunda davalıların kusursuz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminatın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davadışı sigortalıya ait su preformu emtiası davalılarca taşınmış olup, varma yerinde yapılan incelemede bir kısım emtianın hasarlı olduğunun tespit edildiği, dosya kapsamında bulunan tutanak, ekspertiz raporu ve diğer belgelere göre hasarın yükleme ve istif hatasından kaynaklandığı sabittir. Davalılar, yükleme ve istiflemenin gönderene ait olduğunu, gönderene istifleme ve sabitlemeye dair gerekli uyarıları yaptıklarını ancak müdahale edemediklerini savunmuştur. Mahkemece davalıların savunması kapsamında alınan bilirkişi raporuna da itibar edilerek, yükleme ve istifin gönderen tarafından yapıldığı, malın hassasiyeti konusunda davalıların uyarılmadığı, taşıma esnasında da aracın herhangi bir kazaya karışmadığı, davalıların gerçekleşen hasara ilişkin kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 6762 sayılı TTK"nın 781/1. maddesi hükmü uyarınca, taşıyanlar eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim olunduğu tarihe kadar geçen süre içinde uğradığı zıya ve hasardan sorumlu olup, Dairemizin yerleşik kararlarında da ifade edildiği üzere; her ne kadar yükleme ve istif gönderene ait olsa da, yükün sağlıklı taşınabilmesi ve hasara uğramaması için taşıyıcının yükleme ve istiflemeyi basiretli bir tacir gibi gözetmesi, hatalı bir yükleme varsa buna karşı çıkması ve yükün güvenli taşınabilmesi için gereken her türlü tedbiri alması gerekir. Yüke nezaret etme yükümlülüğünü yerine getirmeyen taşıyıcı, en azından müterafik kusurlu kabul edilmelidir. Taşıyıcının, genel olarak gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini kanıtlaması yeterli olmayıp, ziya ve hasara neden olan olayın doğumunda da kusurlu olmadığını kanıtlaması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece, davalıların yüke nezaret yükümlülüklerini ihlal ettiği ve müterafık kusurlu oldukları gözetilerek davalıların sorumluluklarının bu kapsamda değerlendirilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 05/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.