22. Hukuk Dairesi 2016/18 E. , 2018/28146 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 24/05/2011-30/11/2011 ve 21/05/2012-31/12/2014 tarihleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin haklı neden olmaksızın işverence feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Somut olayda; Mahkemece fazla çalışma alacağı reddedilmiş ise de, davacının 24/05/2011-30/11/2011 tarihleri arasındaki çalışma döneminde, çalışma düzeninin 24 saat çalışma 24 saat dinlenme esası üzerine olduğu hem davacı beyanı hem de davacı tanıklarının beyanlarından anlaşılmıştır. Dosyada mevcut bilirkişi raporunda da 24 saat çalışıp 24 saat dinlenme usulüyle yapılan çalışmalarda bir hafta üç gün diğer hafta ise dört gün çalışma yapılacağından, haftalık normal çalışma süresi dolmamış olsa dahi günlük onbir saati aşan çalışmalar fazla çalışma sayılması nedeniyle, bu çalışma sistemine göre davacının ilk bir hafta dokuz saat takip eden hafta ise oniki saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Hal böyle olunca tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, tanık beyanları, bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davacının 24/05/2011-30/11/2011 tarihleri arasındaki çalışma döneminde fazla çalışma alacağının kabulü gerekli iken reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kabule göre de, davanın kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen reddilen kısım için davalılar lehine vekalet ücreti hükmedilmemesi ve yasal mevzuat gereği kıdem tazminatının tamamına fesih tarihinden itibaren faiz yürütülmemesi hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.