Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/4514
Karar No: 2014/11763
Karar Tarihi: 15.09.2014

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/4514 Esas 2014/11763 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/4514 E.  ,  2014/11763 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇANAKKALE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/10/2013
    NUMARASI : 2011/519-2013/273

    Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının noterde yapılan araç satış sözleşmesi ile araç satın aldığını, daha sonra satan kişinin araç ve ruhsat sahibi olmadığının anlaşıldığını, aracın gerçek malikine verildiğini, aracın gerçek malikinin 1978 doğumlu olduğunu, sahte nüfus cüzdanı ile işlem yapan kişinin daha yaşlı olduğunu, özen gösterilmediğini belirterek, 29.342.00 TL"nin olay tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; illiyet bağının kesildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Noterlik Yasasının 162.maddesi uyarınca; noterlerin zarardan sorumlu tutulabilmeleri için kusurlu olmalarının gerekmediği tartışmasızdır. Diğer bir anlatımla, tüm kusursuz sorumluluk hallerinde olduğu üzere, zarar gören, davalının kusurunu kanıtlamak zorunda değildir. Kusursuz sorumluluğun, kusurlu sorumluluktan tek farkı bu noktada toplanmaktadır. Bu bağlamda, zarar gören kusurlu sorumlulukta olduğu üzere zararını, zararla eylem arasındaki uygun illiyet bağını kanıtlamak zorundadır. Kusursuz sorumluluğun tüm hallerinde, uygun illiyet bağının zarar görenin veya 3.kişinin ağır kusuru ile beklenmeyen bir halin varlığı durumunda kesileceği, teoride ve yargısal kararlarda kabul edilmiş bulunmaktadır. Aksi halde, risk veya şart nazariyesi öne çıkacak ve zararın varolduğu her halde, kusursuz sorumlu olanın sorumluluğu yoluna gidilecektir ki, böyle bir sonuç hukukumuzda kabul edilmemiştir.
    Ancak resmi işlem yapma görevini üstlenmiş ve teknolojinin gelişmesi ile kimlik paylaşım sistemi gibi kolaylıklara kavuşmuş olan davalının daha fazla bilgi ve tecrübeye sahip olması nedeni ile daha üst düzeyde dikkat ve özen görevi bulunmaktadır.
    Somut olayda; İstanbul "da kiralanan .... plakalı bir aracın aracı kullanmak üzere kiralayan kişinin aracılık etmesi ile ve kimliği belirlenemeyen bir kişinin gerçek malikmiş gibi davranması sonucu Çanakkale"de davacıya noter sözleşmesi ile satıldığı, araca ..... plakası takıldığı, aracı kiralayan ve satışına aracılık eden şahsın Ağır Ceza Mahkemesinde sahtecilik ve dolandırıcılık suçundan yargılanarak ceza aldığı, kararın henüz kesinleşmediği, temyiz incelemesinde bulunduğu, notere aracın maliki imiş gibi gelen ve sahte nüfus cüzdanı ibraz ederek satışın yapılmasını sağlayan kişinin kimlik bilgilerine ulaşılamadığı, halen arandığı, ibraz ettiği nüfus cüzdanının aslı ele geçmediğinden aldatma yeteneği konusunun da aydınlatılamadığı, davacının ise yargılama boyunca sahte nüfus cüzdanı ibraz eden kişinin 1978 doğumlu olamayacak kadar yaşlı olduğunun fotoğrafından anlaşılması nedeni ile belgede aldatma yeteneğinin bulunmadığını iddia ettiği anlaşılmaktadır.
    Dava, sahteciliğe dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davanın reddine ilişkin kararın iki ayrı esasa dayandığı görünmektedir. İlkinde mahkemece noter bilgi işlemine dair kayıtlar üzerinde yapılan 30/04/2012 tarihli incelemede kimlik numarasının sisteme girilmesi ile çıkan ekranda nüfus cüzdanındaki resim haricindeki tüm bilgilerin çıktığı tespit edilmiştir.
    Somut olayda işlemin yapılmasına esas teşkil eden sahte nüfus cüzdanı M. ve M.G. tarafından tanzim edilmiştir, oysa gerçek H. E."ye ait nüfus cüzdanını tanzim edenlerin G. A. Ç. ve Z.D. olduğu belirlenmiştir. Diğer bir deyiş ile noterlerin kullandığı bilgi işlem kayıtlarında/kimlik paylaşım sisteminde nüfus cüzdanlarını tanzim edenlerin kimliklerinin görünmesinin mümkün bulunup bulunmadığı açıkça inceleme konusu yapılıp aydınlığa kavuşturulmalıdır. Mahkemece yapılan 30/04/2012 tarihli tutanağın 4.satırbaşında yeralan "nüfus cüzdanındaki resim haricindeki bilgilerin çıktığı görüldü" ibaresine rağmen davanın reddine ait hüküm gerekçesinde farklı bir sonucun getirilmiş bulunması çelişki yarattığından noter bilgi işlem kayıtlarında bu konu yeniden incelenmek sureti ile doğan çelişki çözümlenmelidir.
    Davanın reddine ilişkin ikinci gerekçe olarak da Ağır Ceza Mahkemesinde sahtecilik yapan kişinin hüküm giymiş bulunması sebebi ile davalı noter yönünden illiyet bağının kopması gösterilmiştir. Ancak, sahtecilik eylemi ile noterin sorumluluğu ayrı ayrı hukuki ilişkilere bağlı bulunmaktadır. İlliyet bağının kopması da ancak sahte işlemin dayandığı belge üzerinde inceleme yapılması neticesinde iğfal kabiliyetinin bulunup bulunmadığının tespiti ile ortaya çıkar. Diğer bir deyiş ile resmi evrakta sahtekarlık suçunun yasal unsurunun aldatma yeteneği olduğuna, Ağır Ceza Mahkemesinin cezalandırılmasına ilişkin kararı ile de aldatma yeteneğinin varlığının anlaşıldığına ilişkin olan mahkeme gerekçesi de anılan karar henüz kesinleşmiş olmadığından isabetli bulunmamıştır.
    Sonuç olarak, somut olayda; belgede aldatma yeteneğinin bulunmadığı düşünüldüğünden bu gerekçenin de doğru olmadığı görülmüştür.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi