3. Hukuk Dairesi 2014/12829 E. , 2014/11800 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ELAZIĞ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/12/2013
NUMARASI : 2013/737-2013/910
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirketin tarımsal sulama abonesi olduğunu, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen 7698,99 TL tutarındaki faturanın müvekkili tarafından ödendiğini, bir süre sonra müvekkilinin elektrik sayacını değiştiren davalı kurumca 17.343,90 TL tutarındaki faturanın tahakkuk ettirildiğini, ancak tahakkuk ettirilen bu faturanın nasıl hesaplandığı belli olmadığı gibi önceki tüketim miktarlarına göre de fahiş olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin 17.343,90 TL lik faturadan dolayı borçlu olmadığının tesbitini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıya ait sayacın, müvekkili kurum görevlileri tarafından 20.09.2010 tarihinde davacı huzurunda söküldüğünü ve yerine yeni sayaç takıldığını, bu işlem sırasında düzenlenen tutanak ile sökülen sayacın tüketim miktarının 5.725 kwh olarak tespit edildiğini, müvekkili kurumun tutanak ile belirlenen tüketim miktarına göre yaptığı hesaplama sonucunda davaya konu 17.343,90 TL tutarındaki faturayı tahakkuk ettirdiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının borçlu olmadığının tespitine dair verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ve dairemizin 30.05.2013 günlü ve 2013/5914 E. 8932 K. sayılı ilamı ile; davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması gerekirken tüketici mahkemesi sıfatıyla bakıldığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile dava konusu faturanın hatalı tahakkuk ettirildiğinin belirlendiği, her ne kadar aynı raporda sökülen sayacın davalı kurumdan temin edilerek aktif ve reaktif sayaçların son endekslerinin tespit edilmesi gerektiği bildirilmiş ise de, raporun devamında endekslerde bir hata yok ise dava konusu faturanın tamamen iptalinin gerektiği; sayaçların temin edilememesi veya endekslerin sayaç sökme tutanağındakilerinden farklı olması durumunda ise yine tüketim bedelinin daha önce ödenen faturadan daha az olduğu, dava konusu faturadan dolayı borç bulunmadığının ifade edildiği, dolayısı ile mekanik sayaçların üzerinde inceleme yapılmasının sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davaya konu fatura nedeniyle davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadakı bilgi ve belgelerden; davacıya ait kohler marka mekanik sayacın 20.09.2010 tarihinde davalı kurumun görevlileri tarafından sökülerek yerine makel marka dijital sayacın takıldığı, bu işlem sırasında düzenlenen tutanak ile sökülen mekanik sayacın reaktiflerinin hatalı olarak fatura edildiğinin ve buna göre gerçek reaktif tüketiminin 5.725 kwh olduğunun tespit edildiği, sonrasında davalı kurum tarafından bu tespit esas alınarak davaya konu 17.343,90 TL tutarındaki faturanın tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davalı kurum görevlileri tarafından yapılan tesbitin teknik olarak hatalı olduğu, bu nedenle sökülen sayacın temin edilerek aktif ve reaktif sayaçların son endekslerinin incelenmesi gerektiği, ancak yapılan hatanın açık olması ve davacının (davaya konu edilmeyen) 7.698,88 TL lik fatura ödemesi gözetildiğinde davacının davalı kuruma borçlu olmadığının bildirildiği, bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm vermeye yeterli olmadığı ortadadır.
Bu durumda, mahkemece; öncelikle sökülen mekanik sayacın ve bu sayaç ile ilgili olarak tesis edilen işlemler ve faturaların davalı kurumdan getirtilmesi, ondan sonra üç kişilik elektrik mühendisinden oluşacak bilirkişi kurulundan sayaç ve davalı kurumca tesis edilen işlemler üzerinde inceleme yaptırılarak taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılması ve ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında hüküm tesis edilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.