3. Hukuk Dairesi 2014/4939 E. , 2014/11822 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 1. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2013
NUMARASI : 2012/1735-2013/1599
Taraflar arasında görülen ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Ankara 9. Aile Mahkemesinin 04.09.2012 tarih ve E.2012/1005 sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşanma protokolü ile müvekkiline ait eşyaların iadesi için anlaşılmış olmasına rağmen ziynet eşyalarının teslim edilmediğini, nişan kına ve düğünde takılan toplam 153 adet çeyrek altın, 15 adet burma bilezik ve kolye küpe bileklik yüzükten oluşan takı setinin aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde değerinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, harca esas değer 5000 TL olarak gösterilmiştir.
Daha sonra davacı vekili tarafından talep ıslah edilmiş ve dava değeri 57.950 TL"ye yükseltilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; kına düğün ve nişanda takılan birçok ziynet eşyasının ailenin geçimi için harcandığını, 40 adet küçük altının töre gereği davacı annesine verildiğini, davacının ev hanımı olması sebebiyle eve getirisinin olmadığını ve maddi katkısının olmadığını, ev eşyalarının alınması sırasında davacının kendi rızası ile ziynet eşyalarını verdiğini, boşanma davası sırasında davacı vekiline 4 adet küçük altın 2 adet bilezik ve 100 TL nakit paranın verildiğini ancak davacı tarafından kabul edilmediğini, savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Yine davalı vekili beyan dilekçesinde, düğünde 11 adet burma bileziğin, 80 adet çeyrek altının ve 1 takı setinin takıldığı küçük altınların bir kısmının davacı annesine verildiğini, ziynet eşyalarının bir kısmının davacının kendi rızası ile ev eşyası alınmak üzere verildiği beyan edilmiştir.
Mahkemece; düğünde davacıya takılan altınlardan 4 adet çeyrek altının 2 adet bileziğin davacıya verilmek üzere vekiline verildiği anlaşıldığından, 149 adet çeyrek altının, 13 adet her biri 20 gram ağırlığında burma bileziğin, 40 gram ağırlığında takı setinin aynen iadesine olmadığı takdirde bedelleri toplamı olan 51.546 TL"nin dava tarihi olan 27.12.2012 tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmaması halinde bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı kadın dava konusu ziynet eşyalarının tarafına verilmediğini ileri sürmüş, davalı ise birçok ziynet eşyasının ailenin geçimi için harcandığını, 40 adet küçük altının töre gereği davacı annesine verildiğini, bir kısım ziynet eşyasının da ev eşyalarının alınması sırasında davacının kendi rızası ile verdiğini, savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu"nun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı iddia ve savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkaran kimsenin iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Davacı, dava konusu ziynet eşyasının miktarını ispat yükü altındadır. Davacı miktara yönelik iddiasını ispat için dosyaya düğün fotoğrafları sunmuş ve tanık dinletmiştir.
Yargılama sırasında dinlenen davacı tanıkları beyanlarında -özetle-"...tarafların düğününde 153 adet çeyrek altının, 1 adet 14 ayar takı setinin ve 15 adet 20 gram bileziğin takıldığı davalı babasının ev almak üzere altınları davacının elinden aldığı ancak evi kendi üzerine aldığını" belirtmiş davalı tanıkları ise beyanlarında -özetle-"...düğünde 10 bilezik seksen küsur çeyrek altın takıldığını bu altınların bir kısmının düğün masrafları ve ev eşyası için bozdurulduğunu davacının 40 adet çeyrek altını borçlar için verdiğini 40 adet çeyrek altının davacı annesine verildiğini davalı ve babasının bilezikleri bozdurduğunu ve düğün masraflarını karşıladıklarını" belirtmiş; davalı babası beyanında -özetle-; "...düğünde 11 adet bileziğin 80 adet küçük altının takıldığı örf adet gereği küçük altınların yarısının oğlan tarafı yarısının kız tarafınca alındığı bileziklerin davacının kendi rızası ile düğün masraflarını karşılamak üzere bozdurulduğunu ancak 2003 yılında 10 adet bilezik ve 40 adet çeyrek altının iade edildiği nitekim 2007 yılında akrabasının düğününde çekilen CD"de 10 adet bilezik ve takı setinin göründüğünü; yanlarından ayrıldıktan sonra tarafların altınları bozdurup yediklerini" belirtmiştir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bilirkişi tarafından taraflara ait fotoğraf ve CD incelemesi yapılmadan davacı talebi üzerinden ve altınların değerinin tespitinde esas alınan tarih belirtilmeden hesaplama yapıldığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca mahkemece; ziynet eşyalarının miktar ve niteliği konusunda davalı ikrarı ve tanık beyanları dikkate alınmadan eksik bilirkişi raporuna istinaden hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; ziynet eşyalarının miktar ve niteliği konusunda taraflara ait fotoğraf ve CD incelenmek suretiyle yeniden bilirkişi raporu alındıktan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirerek hasıl olacak sonuç dairesinde karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.