20. Hukuk Dairesi 2015/8274 E. , 2016/5869 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
4342 sayılı Kanun gereğince yapılan mera tesbiti sırasında ... ilçesi, ... beldesi 394 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, ... Yaylası niteliği ile tesbit edilmiştir.
Davacı ... ...; çekişmeli 394 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 60.291,47 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğunu iddia ederek, Mera Tesbit Komisyonu kararının iptali ile taşınmazın orman niteliğiyle ... adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Birleştirilen dava dosyasında davacı ... ... ve arkadaşları; ... ili, ... ilçesi, ... beldesinde bulunan taşınmazların muris Kırapdioğlu ... (... ve ... oğlu ... ...)"den dolayı zilyetliklerinde olduğunu, bu taşınmazların da dahil olduğu ... ili, ... ilçesinin tamamı olan oldukça geniş bir alanın ... Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyonunun 16/03/2007 tarih ve .../... K. sayılı kararı ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yaylak vasıflı yerlerden olduğuna karar verildiğini, ilgili kararın süresi içinde askıya çıkarıldığını ve kanunî süresi içinde dava açtıklarını, zilyet ve maliki olduğu dava konusu taşınmazların 4342 sayılı Kanunun tarifindeki gibi kadimden beri mera, yaylak ve kışlak olarak kullanılan yerlerden olmadığını, kadimden beri bu şekilde kullanılmayan, aksine evvelinden beri tarım amaçlı kullanılan ve tapu kayıtlarında da tarla vasfında gözüken ve halen de tarla olarak kullanılmaya devam edilen arazilerinin de bu vasıf dışına çıkarılarak yaylak olarak tahsis edilmesinin mümkün olmadığını, yörede kanunda yer alan yaylak tanımına uygun bir kullanım halinin yani çiftçilik ile uğraşarak yazı geçirmek veya hayvan otlatmak üzere taşınmazların kullanımının da sözkonusu olmadığını, ayrıca, iptale konu komisyon kararında yaylak olarak tahsisi öngörülen alanların tam olarak nereyi kapsadığı ve hangi kriterlere göre yaylak olarak kabul edildiğinin de belli olmadığını beyanla, ... Tarım İl Müdürlüğü Mera Komisyonunun 16/03/2007 tarih ve .../... karar sıra numaralı kararının iptali ile dava konusu taşınmaz ile ilgili yaylak tahsis kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, ... ...nin davasının kabulü ile;
... ili, ... ilçesi, ... beldesi 394 ada 1 nolu parselin dava dilekçesine ekli 26/12/2007 tarihli inceleme raporunda belirtilen 60.291,47 m²"lik kısmının mera olarak yapılan tesbit ve tahdidin iptali ile ... adına tapuya tesciline; birleştirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyası yönünden, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından, açılan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... ..., davacı ... ... ve arkadaşları vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz incelemesi üzerine yerel mahkeme hükmü Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12/05/2014 tarih ve ../... E. - ../... K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; 1) Davacılar ... ... ve arkadaşlarının temyiz itirazları bakımından;
Dava konusu taşınmazın, orman bilirkişi tarafından eski tarihli belgelere dayalı olarak yapılan inceleme ve araştırma sonucu orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak, yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Davacı ... ... ve davalı ...nin temyiz itirazları bakımından ise;
Çekişmeli taşınmazın krokide 71.246,634 m²"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu, geri kalan kısmın ise mera vasfında olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece, davacı ... ...nin dava dilekçesindeki talebi ile bağlı kalınarak, 60.291,47 m²"lik kısım hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiş, ancak, keşif sonrası alınan fen ve orman bilirkişi raporlarında orman olan kısım krokide 71.246,634 m² olarak gösterilmiştir. Mahkemece kabul edilen bölümün, bu krokide nereye isabet ettiği tesbit ettirilmediği gibi, kararda dava dilekçesine ekli 26.12.2007 tarihli inceleme raporuna atıf yapılmıştır. Bu raporun ekinde infaza elverişli bir kroki bulunmadığından, kararın tapuda infaz edilmesine olanak yoktur. Bu nedenle, mahkemece, keşifte görev alan fen bilirkişiye, kabul edilen bölümün infazına elverişli, memleket koordinat noktalarını gösterir, ölçekli kroki düzenlettirilip, karara, bu kroki eklenerek, infazda şüpheye yer verilmeyecek şekilde karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu gibi karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.“ denilmiştir.
Bozma kararı üzerine davacılar ... ... ve arkadaşları karar düzeltme talebinde bulunmuş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19/02/2013 tarih ve .../... E. - .../... K. sayılı kararı ile karar düzeltme istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda; açılan davanın kabulü ile; çekişmeli 394 ada 1 sayılı parselin dava dilekçesine ekli 26/12/2007 tarihli inceleme raporunda belirtilen 60.291,47 m²"lik kısmının mera olarak yapılan tespit ve tahdidin iptali ile ... adına tapuya tesciline, fen bilirkişisi ... ... ve Orman bilirkişisi ... ..."in 13/04/2015 tarihli rapor ve ekindeki krokinin karar eki olarak sayılmasına, birleştirilen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı dosyası yönünden verilen karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiş, hüküm davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince aldırılan 13.04.2015 tarihli uzman bilirkişilerin raporuna göre eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 39130,66 m² ve (B) harfi ile gösterilen 21209,07 m² olmak üzere toplam 60339,73 m²"lik kısımlarının orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, uzman bilirkişilerce belirlenen 60339,73 m²"lik yüzölçümü miktarı ile ... ...nin talebine konu 60291,47 m²"lik yüzölçümü miktarı arasındaki fark tecviz sınırları dahilinde kalması ve mahkemece uzman bilirkişilerin 13.04.2015 tarihli rapor ve eki krokisinin kararın eki sayılmasına karşın, mahkemece anılan rapordaki miktar üzerinden değil yine bozma öncesi yapıldığı gibi davacı tarafın talep ettiği miktar üzerinden ve taşınmazın davaya konu bölümünün iptal olunduktan sonra hangi vasıfla ... adına tescil edildiği belirtilmeden, infaza elverişsiz şekilde karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinde yazılı “394 ada 1 sayılı parselin dava dilekçesine ekli 26.12.2007 tarihli inceleme raporunda belirtilen 60291,47 m²"lik kısmının mera olarak yapılan tespit ve tahdidinin iptali ile ... adına tapuya tesciline” cümlesi çıkartılarak bunun yerine “Dava konusu 394 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 13.04.2015 tarihli fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 39130,66 ve (B) harfi ile gösterilen 21209,07 m² olmak üzere toplam 60339,73 m² yüzölçümdeki bölümlerinin mera olarak yapılan tespit ve tahdidinin iptali ile bu bölümlerin orman vasfıyla ... adına tapuya kayıt ve tesciline” cümlesi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA 18/05/2016 günü oy birliği ile karar verildi.