3. Hukuk Dairesi 2020/9998 E. , 2021/8913 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 4. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak ve sözleşmenin feshi işleminin iptali davasının reddine ve karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararları hakkında bölge adliye mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; İpekyol Eczanesi’nin sahibi olduğunu, davalı Kurum tarafından hiçbir gerekçe gösterilmeden sözleşme hükümlerinde bulunan fesih ve ceza koşulu unsurları da dikkate alınmadan sadece medula sistemine gönderilen iptal yazısı ile sözleşmesinin haksız ve hukuka aykırı şekilde tek taraflı olarak feshedildiğini, sözleşmesinin gerekçesiz feshi ile Kurum alacaklarına uygulanan bloke işleminin iptaline, ödenmeyen hakedişlerinin ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı; taraflar arasındaki protokolün 5.1. maddesi uyarınca sözleşmenin usulüne uygun şekilde feshedildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; ... Eczanesi’nin sahibi ve mesul müdürü olan ..."nin terör örgütlerine (Fetö/Pyd) ve Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum ve gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisaki yahut bunlarla irtibatlı olduğu tespit edildiğinden Genel Müdürlük tarafından medula sözleşme ekranının 20/10/2016 tarihinde kapatıldığı, taraflar arasında yapılan ilaç temin protokolünün özel hukuk kapsamında bir sözleşme olup, davalı kurum tarafından aralarında akdedilen sözleşmenin 5.1. maddesine göre tek yönlü olarak feshedilmesinde mevzuata aykırı bir durum bulunmadığı anlaşıldığından davacının sözleşmesinin feshi işleminin iptaline yönelik davanın reddine ve davacının hakedişlerinde yapılan kesintilerin ödenmesine yönelik davasının konusuz kaldığından bu talep yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararına karşı, davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ( Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan "irade özgürlüğü","sözleşme serbestisi" ve "sözleşmeye bağlılık" ilkelerinden sapma tehlikesi ortaya çıkar. Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumunun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir.
BK.nun 19. maddesindeki emredici hükümlere aykırı olmamak koşuluyla irade hürriyeti ve akit serbestisi sınırları içinde taraflar diledikleri gibi sözleşme yapabilirler. Sözleşme ilkesine egemen olan ve öncelikle uyulması ve uygulaması gereken hükümler sırasıyla, amir hükümler ve amir hükümlere aykırı olmamak kaydıyla tarafların kendi kararlaştırmalarıdır. Sözleşmeyi geçersiz saymak tarafların amacına aykırı düşer.
Somut olayda; uyuşmazlığa uygulanması gereken Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamındaki Kişilerin Türk Eczacıları Birliği Üyesi Eczanelerden İlaç Teminine İlişkin Protokol’ün "Sözleşmenin Feshi ve Cezai Şartlar" başlıklı 5.1. maddesinde "taraflar bir ay önceden yazılı bildirimde bulunmak şartıyla sözleşmeyi her zaman feshedebilir." hükmü yer almaktadır. Bu hüküm uyarınca kurum tarafından bir aylık sürenin sonunda sözleşmesinin feshedileceği davacıya yazılı olarak bildirilmelidir. Ancak davalı Kurum tarafından sözleşmeye uygun şekilde, yazılı fesih bildiriminde bulunulduğuna dair fesih bildirim yazısı dosyaya sunulamamıştır. Dolayısıyla taraflar arasındaki akde aykırı şekilde davalı tarafından sözleşmenin feshedildiği anlaşılmasına rağmen mahkemece fesih işleminin iptaline ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, ahde vefa ilkesine aykırı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373/1 maddesi uyarınca, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nın 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanunun 371 inci maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/09/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.