Davacı, A.K. mirasçıları A.K.vs. vek.Av. M.S. ile davalılar, 1- Kuzey Anadolu M.T.Tic.A.Ş. vek.Av. Y.K., 2- S.S.K. Başkanlığı vekili Avukat İ.Y. aralarındaki tazminat davası hakkında Mengen As.Huk.(İş) Mahkemesinden verilen 21.07.2006 gün ve 57/96 sayılı kararın ONANMASINA ilişkin Dairemizin 16.11.2006 gün ve 10124/12659 sayılı ilamına karşı davacılar vekili tarafından süresi içinde karar düzeltme yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
İstek nitelikçe maddi yanılgının düzeltilmesi istemine ilişkindir.
İş mahkemelerinden verilen kararlar ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu bulunmamaktadır. Ne var ki; Yargıtay onama ve bozma kararlarında maddi yanılgı bulunması halinde usuli kazanılmış haktan söz edilemeyeceği, giderek maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş içtihatlarındandır.
Dava, davacı sigortalının iş kazası sonucu cismanı zarara, bilahare ölümüne yol açtığı iddia edilen 23.08.1992 tarihindeki zararlandırıcı sigorta olayı sonucunda sürekli iş göremezliğe uğradığının ve ölümle iş kazası arasında illiyet bağı bulunduğunun tesbiti istemi ile sigortalının iş kazası sonucunda uğradığı maddi ve manevi zararları ile hak sahibi olan davacıların sigortalının ölümü nedeniyle uğradıkları maddi zararın giderilmesi, sigortalıya olay tarihinden itibaren iş kazası sigorta kolundan maluliyet aylığı bağlanarak ölüm tarihine kadar ödenmesi gerektiğinin, hak sahibi olan davacılara iş kazası sigorta kolundan ölüm tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanması ve birikmiş aylıkların ödenmesi gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece Kurum Sağlık Tesislerince verilen raporda sigortalının duçar olduğu demans hastalığının 1992 yılındaki iş kazasındaki travma ile ilişkilendirilebilecek bir bilgi ve veriye rastlanmadığının bildirilmesi, ayrıca sigortalının ölmesine neden olan olayın iş kazasına bağlı olduğu ve bu iş kazası ile maluliyeti ve ölümü arasında uygun illiyet bağı bulunduğu yönünde herhangi bir tıbbi nitelikli delil elde edilemediği gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir.
Dava, nitelikçe Sosyal Sigortalar kurumu tarafından karşılanmayan zararın giderilmesi istemine ilişkindir. Bu nedenle bu tür uyuşmazlıklarda, öncelikle sigortalının sürekli iş göremez duruma gelip gelmediği, sigortalıda mevcut demans hastalığının iş kazası sonucu oluşup oluşmadığı, ölümle iş kazası arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı tesbit edilmeli, bu hususlar kesinleşir ise davalı Kurum tarafından sigortalıya bağlanan ve ölüm tarihine kadar ödenecek olan gelirin miktarı ve hak sahiplerine bağlanan gelirin peşin sermaye değerinin saptanması gerekmektedir. Somut olayda Çalışma Bakanlığınca yapılan tahkikat sonucunda sigortalının 23.08.1992 tarihinde geçirdiği zararlandırıcı olayın iş kazası olduğu sonucuna varılmış ise SSK."ca maluliyet oranının % 0 olduğuna, ölümün geçirdiği kazaya bağlı olmadığına ve sigortalıda mevcut demans hastalığının iş kazası ile ilgisi bulunmadığına karar verildiği görülmektedir.
506 sayılı Yasanın 19. maddesinde geçici iş göremezlik hali sonunda Kuruma ait veya Kurumun sevk edeceği sağlık tesisleri sağlık kurulları tarafından verilecek raporlarda belirtilen arızalarına göre iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca tesbit edilen sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanacağı, 31. maddesinde Kurumun, sigortalıya bağlanacak gelirleri yapılan inceleme ve soruşturmalar sonunda ve gerekli belgelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde tesbit ederek ilgililere yazı ile bildireceği, ilgililerin bağlanan geliri bildiren yazıyı aldıktan sonra bir yıl içinde yetkili mahkemeye başvurarak Kurum kararına itirazda bulunabilecekleri, itirazın reddi hakkındaki mahkeme kararının kesinleşmesiyle Kurum kararının kesinleşmiş olacağı, 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını engeç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirilmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurumca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle kesin hale geleceği bildirilmiştir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere sigortalının iş kazası sonucunda sürekli iş göremez duruma geldiğinin ve sürekli iş göremezlik oranının, ölüm olayının iş kazasına bağlı olduğunun tesbitine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmadıkça davalı Kurumca sigortalıya olay tarihi ile ölüm tarihi arasında sürekli iş göremezlik geliri, haksahiplerine iş kazası kolundan ölüm geliri bağlanmayacağından tesbit istemli dava ile tazminat davasının bir arada görülüp sonuçlandırılması fiilen mümkün değildir. HGK."nun 07.02.2007 tarihli 2007/21-69 Esas, 2007/55 Karar nolu kararı da bu yöndedir.
Mahkemece yapılacak iş; tesbit davasını tazminat ve alacak davasından tefrik edip ayrı esasa kaydetmek, tesbit davasını tazminat davası için bekletici mesele saymak, tesbit davasını sonuçlandırıp tesbit davasında verilen hüküm kesinleştikten sonra çıkacak sonuca göre tazminat ve birikmiş aylıklarla ilgili alacak davasını sonuçlandırmaktır.
Tesbit davasına gelince; Dosyadaki kayıt ve belgelerden sigortalının yeraltı maden işçisi olarak çalışırken trikoya yüklediği tahkimat malzemelerini vinç ile taşımak için sinyal düğmesine bastığı, ancak kanca kesen trikonun havaya kalkarak devrildiği ve sigortalının başına çarparak kazalanmasına sebebiyet verdiği, sigortalının 23.08.1992-27.08.1992 tarihleri arasında hastanede yattığı, 03.09.1992 tarihinde taburcu olduğu, başka bir işyerinde çalışırken 29.02.1996-01.03.1997 tarihleri arasında raporlu olduğu, SSK. Bolu Hastanesi Sağlık Kurulu Raporunda "Kertikal atrofi travma sonucu ajitasyon ve demans" tanımı konduğu, davalı Kurumca Demans hastalığı nedeniyle çalışma gücünü 2/3 kaybettiği kabul edilerek 506 sayılı Yasa"nın 53-54.maddesi gereğince malullük aylığı bağlandığı ve sigortalının 22.08.1998 tarihinde öldüğü, ancak gerek Kurum Sağlık Dairesince gerekse Yüksek Sağlık Kurulunca Demans hastalığının iş kazasına bağlı olmadığına, sigortalının iş kazası sonucu malul kalmadığına ve ölüm olayı ile iş kazası arasında illiyet bağı bulunmadığına karar verildiği, Adli Tıp Kurumunca 30.06.2004 tarihinde mahkemeye yazılan yazıda sigortalı öldüğünden muayene imkanı bulunmamakla maluliyet oranı hakkında görüş bilirilemeyeceğinin yazıldığı anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa"nın 109.maddesinde sigortalıların işgöremezlik hallerinin tesbitinde Kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, Kurumca verilen karara ilgililerce itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı bildirilmiştir. Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulu kararı ilgilileri bağlamayacağı, ilgililerin anılan kurulun kararına karşı iş mahkemesinde dava açabileceği, mahkemenin, kurul kararıyla bağlı olmaksızın özgürce uzman kişi veya kuruluşlardan görüş sormak suretiyle vicdani kanaatine göre karar verme serbestisine sahip olduğu Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 28.06.1976 tarih, 6 Esas, 4 Karar nolu kararının açık hükümleri gereğidir.
Mahkemenin hüküm verebilmesi için davanın hüküm verilebilecek derecede aydınlanmış olması gerekir. Hüküm, davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai karardır. Öte yandan dava konusu uyuşmazlık sosyal güvenlik hakkına ilişkin olup dava kamu düzenini ilgilendirmektedir. Çekişmeli yargıda kamu düzeninin gerekli kıldığı hallerde kendiliğinden araştırma ilkesi uygulanacağından burada hakim; davanın ispatı için bütün delillere kendiliğinden başvurmalıdır. Somut olayda uyuşmazlık mahkemece hüküm verilebilecek derecede aydınlanmamıştır. Daha açık bir deyimle dava konusu uyuşmazlık ortada bırakılmıştır.
Yapılacak iş; tıp fakültelerinin konuda uzman anabilim dalında öğretim görevlisi olan kişilerden bilirkişi heyeti oluşturularak bilirkişi kurulundan dosyada mevcut tıbbi bilgi ve belgeler incelenerek sigortalıda mevcut "demans" hastalığının 23.08.1992 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü ve bu tüzüğe ekli cetveller nazara alınarak sürekli iş göremezlik derecesi, ölüm olayı ile iş kazası arasında illiyet bağı olup olmadığı konusunda görüş almak ve çıkacak sonuca göre hüküm kurmaktır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki; Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucunda maddi hata sonucu davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları reddedilerek mahkeme kararı onanmıştır. Hal böyle olunca maddi yanılgının düzeltilmesi gerektiği ortadadır.
O halde davacı vekilinin maddi yanılgının düzeltilmesi istemi kabul edilmeli, Dairemizin 16.11.2006 günlü onama kararı kaldırılmalı ve mahkemenin 21.07.2005 tarihli kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nederlerle Dairemizin 16.11.2006 tarihli, 2006-10124 Esas, 2006-12659 Karar nolu maddi hataya dayalı onama kararının kaldırılmasına, mahkemenin 21.07.2005 tarihli kararının BOZULMASINA, 29.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.