
Esas No: 2017/2359
Karar No: 2020/3798
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/2359 Esas 2020/3798 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki iflasın ertelenemsi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirketlerin metal alımı döküm parçaları ve her nevi metalden mamul madde ve malzemeleri alım satımı, imalatını, ithalat ve ihracatını yaptığını, her iki şirketin borçlarının aktiflerinden fazla olduğunu, şirketlerin sunulan iyileştirme projeleri çerçevesinde aktif ve pasif dengesizliğinin olumlu yönde düzelip borçların ödenebilir duruma geleceğini ileri sürerek, davacı şirketlerin iflaslarının ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım müdahiller vekilleri, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İlk derece mahkemesince, davacı şirketler yönünden borca batıklık koşulu mevcut olduğu, her iki şirketin sunulan iyileştirme projelerindeki gerek net satış hedefleri gerekse hedeflenen kar miktarları olarak gerisinde kaldığı, ciddi ve inandırıcı proje sunulması koşulunun yerine getirilemediği gerekçesiyle davanın reddi ile davacıların iflaslarına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi tarafından istinaf incelemesi neticesinde; ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı şirket temsilcilerinin hasımsız açılan iflas erteleme davalarında dinlenmesinin zorunlu olmadığı, 669 sayılı KHK.da sadece iflas erteleme kararının verilemeyeceğinin hüküm altına alındığı, iflas kararı verilmesini engelleyen bir düzenleme olmadığı, mahkeme kararında usul veya esas yönünde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde davacılar vekilince süresinde temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi kararına ilişkin davacı vekilinin tüm temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğininde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 25.11.2020 tarihinde kesin olarak oy birliği ile karar verildi.