3. Hukuk Dairesi 2014/5132 E. , 2014/11997 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GÜLŞEHİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/09/2013
NUMARASI : 2012/535-2013/252
Taraflar arasında görülen zararın tazmini davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkiline ait G. Ç.Mahallesi, G. Mevkiinde bulunan, ... ada ..ve .. parsel sayılı 13643 m2 arazisine, davalı E.un sahibi olduğu ve davalı O."ın çobanlığını yaptığı koyun sürüsünün girdiğini, arazi içerisinde bulunan üzüm çubukları ve badem ağaçlarına zarar verdiğini, Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/7 D.iş sayılı ile dosyası ile yapılan tespit sonucunda, davacının zararının 4.000,00 TL. olduğunun belirlendiğini ileri sürerek, davacının mahkeme tarafından belirlenecek zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı E.. G..; koyunların kendisine ait olduğunu, ancak koyun sürüsünün davacının bağına girmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı O.. G..; koyunların kendisine ait olmadığını, çobanlık yaptığını, otlattığı koyunların davacının bağına girmediğini, davacının arazisinin bulunduğu civarda kendisinin otlattığı sürü dışında bir çok koyun sürüsü bulunduğunu, onların girmiş olabileceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; hayvanların olay tarihinde O.. G.."un yönetiminde olduğu, davalı E.. G.. yönetiminde bulunmadığı gerekçesiyle, davalı E.. G.. yönünden açılan davanın reddine, davalı O.. G.. yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile birlikte 1.703,64 TL"nin davalı O.. G.."dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, hayvan bulunduran ve aynı zamanda adam çalıştıranın sorumluluğu nedeniyle açılan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hayvan idare edenlerin sorumluluğunu düzenleyen Borçlar Kanununun 56. maddesi (6098 sayılı yeni TBK."nun 67. maddesi)"ne göre; "Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Hayvan bulunduran bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz". Hayvan idare etmekten amaç ondan iktisaden ve fiilen yararlanmaktır. Buna mukabil, hayvanın bakıcısı, hayvandan iktisaden faydalanmak maksadıyla onun zilyedi olmadığı ve sadece yardımcı sayıldığı için (hayvanı idare eden) sayılamaz. Onun için bakıcı Borçlar Kanunu md. 56 (6098 sayılı yasa 67. m.)ye göre sorumlu değildir; kişisel kusurları varsa ancak BK. 41. (6098 sayılı yasa 49.) maddesi gereğince sorumlu olabilir. Hayvanın gözetimi ehil bir yardımcı kişiye bırakılsa ve bu yardımcı kişinin özen ödevine aykırı davranışı (kusuru) sonucu hayvan bir zarara sebebiyet verse; bu durumda da hayvan idare edenin bir kusurundan söz edilemeyeceği halde, o zarardan sorumludur. (Çünkü hayvan idare edenin sorumluluğu kusura dayanmaz; onun sorumluluğu (tıpkı adam çalıştıranın sorumluluğunda olduğu gibi) bir sebep sorumluluğudur. Bu bakımdan hayvanların verdikleri zarardan dolayı onu idaresinde bulunduranın tazminatla mahkum edilebilmesi için, zarar görenin, o kimsenin ayrıca kusurunu ispat etmesi gerekmez. Aksine, hayvan idaresi altında bulunan kişi TBK. md. 67"de tanınmış olan (kurtuluş beyyinesini) ispat edebildiği takdirde ancak sorumluluktan kurtulabilir. Türk Borçlar Kanununun 52. maddesindeki, zarar görenin zararın doğumuna veya çoğalmasına birlikte sebep olması hallerinde hayvan idare edenin sorumluluk derecesi zarar görenin kusurunun şekli ve derecesine göre ya azaltılır, veyahutta tamamen ortadan kalkar.
BK"nun 55/1.maddesine göre; ""Başkalarını istihdam eden kimse, mahiyetinde istihdam ettiği kimselerin ve amelesinin hizmetlerini ifa ettikleri esnada yaptıkları zarardan mesuldür. Şu kadar ki, böyle bir zararın vukubulmaması için hal ve maslahatın icabettiği bütün dikkat ve itinada bulunduğunu yahut dikkat ve itinada bulunmuş olsa bile zararın vukuuna mani olamıyacağını ispat ederse mesul olmaz."" ( TBK m.66 )
Adam çalıştıranın sorumluluğu bir kusur sorumluluğu olmayıp, olağan sebep sorumluluğudur. Burada yasa adam çalıştırana genel nitelikte objektif bir özen yükümlülüğü, bir gözetim ödevi yüklemiştir. Adam çalıştıranın sorumluluğu kendisinin veya emrinde çalışan yardımcı kişinin kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, kusurdan bağımsız olarak doğmaktadır. Sorumluluğun doğması için objektif özen yükümlülüğünün ihlaliyle meydana gelen zarar arasında, uygun illiyet bağının bulunması yeterli kabul edilmiştir. Adam çalıştıran, görülecek işe uygun fikri, mesleki bilgi ve yeteneklere sahip bir kişi seçmekle yükümlüdür. Seçeceği yardımcı kişinin göreceği iş için vasıflı, yeterli eğitim görmüş, yeni bilgi, yöntem ve tekniği, özümsemiş ve izlemiş olmasını arayacaktır (Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Prof. Fikret Eren, Cilt: 2-4 bası, sh.160). (HGK. 15.06.1994 gün ve 11-178 K.).
Somut olayda; davalı O."ın, babası olan diğer davalı E."a ait koyunların çobanlığını yaptığı, koyunların davacıya ait araziye girerek üzüm çubuklarına zarar verdiği anlaşılmaktadır.
Olay sonrası Gülşehir Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/7 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu, toplamda 10 dekarlık alan üzerindeki üzüm omcalarının vejetatif aksamlarının yani taze olan sürgünlerinin kuruduğu, üzüm ve ürün veremez olduğu, yaklaşık olarak % 70 oranında verim kaybının olacağı, ayrıca gelecek sene için sürgün sayısı azalacağından, gelecek yıl % 30 oranında verim kaybının olacağı belirtilmiş olup, davacı zararının 2012 yılı için 2.800,00 TL, 2013 yılı için 1.200,00 TL olduğu tespit edilmesine rağmen, yargılama sırasında düzenlenen 08.05.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda; davacının 2012 yılı zararının 2.094,00 TL, 2013 yılı zararının 1.321,00 TL olduğu, bilirkişi raporuna itiraz üzerine düzenlenen 09.07.2013 tarihli Ek Bilirkişi Raporunda ise; davacının 2012 yılı zararının 458,64 TL, 2013 yılı zararının 1.245,00 TL olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, ek rapor doğrultusunda hüküm kurulmuştur.
HUMK"nun 275. ve devamı maddelerinde; "bilirkişilik" müessesesi düzenlenmiş olup, anılan maddede mahkemenin çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar vereceği düzenlendikten sonra 286.maddede de bilirkişinin oy ve görüşünün hakimi bağlamayacağı düzenlenmiş ise de işin çözümünde teknik bilgi ve birikimin gerekliliğine inanılarak bilirkişi incelemesi yaptırıldığına göre verilen raporlar çelişkili ise mahkeme HUMK.nun 283.maddesi hükmüne dayalı olarak, bilirkişiden açıklama ya da ek rapor isteyebileceği gibi 284.maddesi hükmüne dayalı olarak yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak yeni bir rapor alabilir.
Aynı ilkeler 6100 sayılı HMK beşinci bölümünde "bilirkişi incelemesi" ismi altında ve 266-287.maddeleri arasında düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Ayrıca, toplanan delillere göre, davalı E."un hayvan sahibi ve aynı zamanda da adam çalıştıran sıfatıyla, oluşan davacı zararından diğer davalı O. ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmaktadır. Davalı E."un, diğer davalı O."a talimat vermede ve denetlemede gerekli özeni göstermediği, gereken tedbirleri almadığı açıktır. O halde, davalı E. BK"nun 55.maddesi ve 67. maddesi doğrultusunda bir kurtuluş kanıtı ve delili getirmemiş olup, çalışanı diğer davalı O.ın eyleminden sorumludur.
Mahkemece; davalı O."ın eylemi nedeniyle davalı E."un B.K."nun 55. maddesi ve 67. maddesi hükmü gereğince sorumlu olduğu hususu dikkate alınarak, önceki bilirkişiler dışında uzman bilirkişiden davacı zararının tespitini içeren ve raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek nitelikte, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu, çelişkili raporlardan ek rapor doğrultusunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.