10. Hukuk Dairesi 2015/12596 E. , 2017/4780 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rucüan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 12.09.2010 tarihinde, sigortalının davalı işyerinde fabrika iç duvarına elektrik kablolarının gizlenmesi için kablo tavasını monte etmek amacıyla seyyar iskele üzerinde matkapla delik açma işlemini yaparken yaklaşık 5m yüksekliğindeki iskelenin devrilmesiyle yere düşüp başı beton zemine çarparak vefat etmesi sonucu, sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir, geçici işgöremezlik ödeneği ve tedavi giderinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemine ilişkin olup, olayda; davalı işveren %60, sigortalıyı %40 kusurlu bulan bilirkişi raporu esas alınarak 5510 sayılı Yasanın 21/1. maddesi kapsamında davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
5510 sayılı Yasa"nın 21. maddesindeki sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı dikkate alındığında kusur raporlarının 5510 sayılı Yasa"nın 21, 4857 sayılı Yasa"nın 77. ve İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü"nün 2 vd. maddelerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 4857 sayılı Yasa"nın 77. maddesi; “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar...” düzenlemesini içermektedir. Anılan düzenleme, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Mahkemece, hükme esas alınan 25.10.2014 tarihli kusur raporu kazanın oluşana uygun değildir. Kaza sırasında seyyar iskele üzerinde yaklaşık 5m yükseklikte çalışan sigortalının maruz kaldığı kazayı önlemeye yönelik işverenin yüksekte çalışma ile ilgili alması gereken tedbirlerin nelerden ibaret olabileceği irdelenmeli, bu çalışma sırasında emniyet kemeri kullanılıp kullanılamayacağı da değerlendirilmek suretiyle davalı işverenin kusur oranı belirlenmelidir. Mahkemece, yukarıda belirtilen hususlar yöntemince araştırılmalı, yeniden kusur aidiyetinin ve oranlarının belirlenmesi için uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmalı ve raporlar arasında çelişki oluşması halinde bu çelişkiler giderilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece; yukarıda açıklanan eksiklikler giderildikten sonra karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yetersiz ve hatalı bilirkişi raporları sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.