10. Hukuk Dairesi 2015/16600 E. , 2017/4786 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; 03.07.2010 tarihinde, davalı sürücü idaresindeki ... plakalı araç seyir halinde iken sigortalının kullandığı motorsiklete çarparak ölmesi sonucu, sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir ve cenaze giderinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemine ilişkin olup, olayda; araç sürücüsü davalı % 75, sigortalıyı % 25 kusurlu bulan bilirkişi raporu esas alınarak 5510 sayılı Yasanın 21/4. maddesi kapsamında davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin 4. fıkrasında, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle gerçekleşmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edileceği belirtilmiştir.
5510 sayılı Yasanın 39. maddesi ile; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.
Malûllük, vazife malûllüğü veya ölüm hali, kamu görevlilerinin veya er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkûmiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan aylıklar için Kurumca, kurumuna veya ilgililere rücû edilmez.” şeklinde düzenlenme yapılmıştır.
5510 sayılı Yasanın 39. maddenin birinci fıkrası ile yapılan düzenlemede ise; sigortalının malül, vazife malülü veya ölümünün üçüncü bir kişinin kastı sonucunda meydana gelmesi halinde, Kurum tarafından zarara sebep olan üçüncü kişilerden rücuan tahsil edilmesi öngörülmüştür. Buna göre; Kurumun rücu hakkı, üçüncü kişinin sadece kasıtlı fiili haline özgülenmiştir. Yasanın açık ve buyurucu hükmü karşısında üçüncü kişi; kasta dayanmayan taksirli eylemi sonucunda sigortalının malül kalmasına veya ölümüne neden olmuş ise, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan aylıkların peşin değerinden sorumlu tutulamayacaktır. Ayrıca rücu edilecek miktar, malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü hâlinde hak sahiplerine, bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile sınırlandırılmış olup, bu miktardan üçüncü kişiler kusurları oranında sorumlu olacaklardır.
Mahkemece; 03.07.2010 tarihinde meydana gelen tarafik kazası neticesinde sigortalının vefatı nedeniyle oluşan dava konusu olayda, yukarıda açıklanan hukuki ilkeler gözetilerek, olayın iş kazası olup olmadığı araştırma yapılarak iş kazası değil ise, 5510 sayılı Yasanın 39. maddesinde öngörüldüğü şekilde, davacı Kurum yönünden rücu hakkının doğup doğmadığı yönünde inceleme ve araştırma yapılarak, hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gereği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Sigorta A.Ş."ne iadesine, 05.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.