3. Hukuk Dairesi 2014/12133 E. , 2014/12031 K.
"İçtihat Metni"
Davacılar .... ...vd. ile davalı ... aralarındaki tazminat davasına dair ..... Asliye ... Mahkemesinden verilen ....07.2013 günlü ve 2013/137 E.- 2013/289 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen ........2013 günlü ve 2013/19248 E.- 2013/17929 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının bankadan aldığı kredi karşılığında müvekkillerinin taşınmazını ipotek gösterdiğini, kredi borcunun ödenmemesi üzerine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılarak ihale yoluyla taşınmazın ........2000 günü ....100,00 TL’ye satıldığını belirterek; davalının borcundan dolayı cebri icra yoluyla taşınmazları satılan müvekkillerinin uğradıkları zararın karşılığı olarak taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri olan 209.280,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, icraen satışın davacılara bildirildiğini, davacıların taşınmazın satılma riskini bildikleri için taşınmazın rayiç değerini talep etme haklarının bulunmadığını, taşınmazın ancak ipotek değerinin talep edilebileceğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; taşınmazın ....100,00 TL’ye ihale edildiği, satış bedelinin ....000,00 TL’sinin alacağa mahsup edilip, kalan ....100,00 TL’sinin 30.09.2010 günü taşınmaz maliklerine ödendiği, bu nedenle davalının sebepsiz zenginleştiği miktarın ....000,00 TL olduğu, davacıların yalnızca davalıdan bu bedeli talep edebilecekleri gerekçesiyle, ....000,00 TL’nin ........2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dairemizin 08.....2012 gün 2012/12835 E.; 2012/23041 K. sayılı ilamıyla; takdiri kıymet tutanağına göre taşınmazın ihale tarihindeki gerçek değerinin 39.240,00 TL olduğu, ....000,00 TL"nin taşınmazın ihale sonucu satış fiyatı olup, mahkemece hükmedilen satış fiyatının kaim değeri göstermeyeceğinden, ihale tarihindeki rayiç değer olan 39.240,00 TL üzerinden davanın kabulü gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına karşı taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuş, taraf vekillerinin karar düzeltme istemleri dairemizce reddedilmiştir.
Bozma ilamına uyma kararı veren mahkemece; davanın kısmen kabulü cihetine gidilerek; 39.240,00 TL tazminatın ........2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
.
Dairemizin16.....2013 gün 2013/19248-17929 sayılı ilamıyla “....sair temyiz itirazlarının reddine,ancak davacıların taşınmazı ....100,00 TL"ye ihale edilmiş olup, ipotek bedeli olan ....000,00 TL"nin ipotek alacaklısına ödenmesini müteakip, bakiye ....100,00 TL 30.09.2010 günü taşınmaz maliklerine ödenmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; taşınmaz maliklerine ödenen paranın, taşınmazın ihale tarihindeki rayiç değerinden mahsubu ile bakiyenin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeksizin hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle bozulmuş, davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi talep edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıların uğradıkları zararın karşılığı olarak taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri olan 209.280,00 TL’nin dava tarihinden(........2010) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
6100 sayılı HMK."nun ""Taleple Bağlılık İlkesi"" başlıklı 26.maddesinin birinci fıkrasında; ""Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir"" hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu ettiği alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmesine rağmen mahkemece hüküm altına alınan alacağa ihale tarihi olan ........2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş ve böylelikle HMK 26/... maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı davranılmıştır.
Her ne kadar davalı vekili mahkemece verilen ....03.2011 gün ve 2010/282 E, 2011/94 sayılı ilk kararı(davanın kısmen kabulü ile ....000 TL tazminatın ........2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline) temyiz etmemiş ise de, davalı vekilinin ilk kararı temyiz etmemesi ilk kararda hüküm altına alınan ....000 TL ve ferileri yönünden davacı yararına kazanılmış hak oluştururken, mahkemece verilen ikinci kararda hüküm altına alınan alacak ve ferileri yönünden davacı yararına kazanılmış hak oluşturmayacaktır.
Bu nedenle, mahkeme kararının yukarıda açıklandığı üzere; ....000 TL dışında kalan bakiye alacak kısmına dava tarihi olan ........2010 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken ihale tarihi olan ........2000 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi nedeniyle de bozulması gerekirken yalnızca diğer gerekçeyle bozulduğu anlaşıldığından, Dairemizin ........2013 gün ve 2013/19248-17929 sayılı bozma ilamına ayrıca "bakiye alacak kısmına dava tarihi olan ........2010 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı davranılmak suretiyle ihale tarihi olan ........2000 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi doğru görülmemiştir" şeklinde bozma sebebi de ilave edilmek suretiyle bozulması gerekmiştir.
Davalı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü ile mahkeme kararının yukarıdaki nedende ilave edilmek suretiyle BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ....09.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
.
Dava, davalının borcu nedeniyle ipotek konulan taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi nedeniyle sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararda alacak miktarı taşınmazın ihaledeki satış bedeline göre belirlenmiş, davacı tarafın temyizi üzerine karar ihale tarihindeki rayiç değere hükmolunmak üzere bozulmuş, tarafların karar düzeltme istemleri reddedilmiş, bozmadan sonra ihale tarihindeki rayiç değere göre alacak miktarı belirlenmiş ise de, davacı tarafa yapılan ödeme düşülmediğinden karar, temyiz eden davalı yararına bozulmuş, bu bozma kararına karşı yine davalı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş ve dairece davalının karar düzeltme istemi kabul edilerek bu kez faiz başlangıcı yönünden davalı yararına eklemeli bozma yapılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesi ile davalının borcu nedeniyle üzerindeki ipotek paraya çevrilen taşınmazın tespit sonucu belirlenen rayiç bedeli olan 209.208 TL"nin dava tarihi olan ........2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsilini istemiştir. Yerel mahkeme ilk kararında, taşınmazın ihaledeki satış bedeli olan ....100 TL"yi dikkate alarak yapılan ödemeyi düşerek ....000 TL"nin ihale tarihi olan ........2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline hükmetmiş, kararı davacılar temyiz etmişler, davalı kararın onanmasını istemiştir. Dairece karar, davacı temyizi üzerine, ihale tarihindeki rayiç bedel olan 39.240 TL üzerinden alacağın belirlenmesi gerektiğinden bozulmuş, taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulmuş ise de, karar düzeltme istemi reddedilerek, usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Yerel mahkemece bozmaya uyularak bu kez ihale tarihindeki rayiç bedelin yine ilk kararda olduğu gibi ihale tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiştir.
Mahkemenin bozma kararına uyulmasıyla meydana gelen durum uyarınca muamele yapma ve hüküm vermesi taraflardan birisi lehine ve diğeri aleyhine hüküm verme neticesini doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir. Başka bir ifade ile, bir davada mahkemenin ya da tarafların yapmış oldukları bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan bir hakkı ifade etmektedir.
... Dairesi"nce verilen bir bozma kararına yerel mahkemece uyulmakla o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. Bu olay yerel mahkeme kadar ... ... Dairesi"ni de bağlar; bozmaya uyulmakla Dairece ilk bozma ile benimsenmiş olan esaslara ve dolayısıyla usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde ikinci bir bozma kararı verilmesini yasaklar. Yine bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalma yoluyla da usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. ... tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir ve bozmaya uyan mahkemece kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yapılarak karar verilemez.
.
Mahkemenin doğru bularak uyduğu veyahut kanun gereği uymak zorunda olduğu bozma kararı ile dava, usul ve kanuna uygun bir çığıra sokulmuş demektir. Buna aykırı karar verilmesi, usul ve kanuna uygunluktan uzaklaşılması manasına gelir ki, böyle bir netice asla kabul edilemez. Bundan başka, mahkemenin bozma kararına uygun karar verilmesine rağmen ..."ın ilk bozmasıyla benimsenmiş olan kanuna ve usule ait hükümlere aykırı şekilde ikinci bir bozma kararı verilmesi, usul hükümleriyle hedef tutulan amacı zedeler ve hatta kararlara karşı duyulması gereken genel güveni dahi sarsar.
Kazanılmış haklar ... Devleti kavramının temelini oluşturan en önemli unsurlardandır. Kazanılmış hakları ortadan kaldırıcı nitelikte sonuçlara yol açan yorumlar Anayasa"nın ....maddesinde açıklanan "Türkiye Cumhuriyeti Sosyal Bir ... Devletidir" hükmüne aykırılık oluşturacağı gibi, toplumsal kararlılığı, hukuksal güvenceyi ortadan kaldırır ve belirsizlik ortamına neden olur.
"Usuli kazanılmış hak" olgusu ... İçtihatları ile kabul edildiği gibi yine ... İçtihatlarıyla geliştirilmiş istisnaları bulunmaktadır: Mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir içtihadı birleştirme kararı (09.05.1960 gün ve .../... sayılı YİBK) ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında ... bozma ilamına uyulmuş olmakla oluşan usuli kazanılmış hak hukuken değer taşımayacaktır. Benzer şekilde uygulanması gereken bir kanun hükmü, hüküm kesinleşmeden önce Anayasa Mahkemesi"nce iptal edilirse usuli kazanılmış haktan söz edilemez (... Genel Kurulu"nun ....01.2004 gün ve 2004/...-44 E.- 2004/... K.sayılı ilamı). Ayrıca bu sayılanlar dışında, görev konusu, hak düşürücü süre, kesin hüküm itirazı, harç ve maddi hataya dayanan bozma kararlarına uyulmasında olduğu gibi kamu düzeni ile ilgili konularda usuli kazanılmış haktan söz edilemez. (Baki KURU: ... Mahkemeleri Usulü, CİLT ..., ... 2001, sayfa:4738 vd.).
Somut olayda; davacı taraf istemi 209.280 TL"nin dava tarihi olan ........2010 tarihinden itibaren tahsiline ilişkin olup, ilk kararda ....000 TL"nin ihale tarihi olan ........2000 tarihinden itibaren faiziyle tahsiline karar verilmiş, davalı taraf ne alacağın miktarı ne de faiz konusunda temyize gelmeyerek kararın onanmasını istemiş, Dairemizce davanın 39.240 TL üzerinden kabulü gerektiğinden bozma kararı verilmiş, buna rağmen karar düzeltme istemine faiz başlangıcı konusunu getirmemiş, dolayısıyla faizin türü, varlığı ve başlangıcı konularında davacı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Şu durumda yerel mahkemece, bozma kapsamı dışında kaldığından ilk karardaki gibi ihale tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması doğru olup, davalı tarafın ikinci karar sonrası faiz konusunu dile getirmesi üzerine Dairece faiz başlangıcı konusunda karar düzeltme isteminin kabulü, usuli kazanılmış hak ilkesine uygun olmamıştır.
Bu nedenle; ilk karar sonucu oluşan usulü kazanılmış hak gözardı edilerek ikinci karar sonrası faiz başlangıcı yönünden bozma yapıldığından Sayın çoğunluğun faiz başlangıcı konusundaki bozma kararına katılamamaktayım. ....09.2014
.