Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2592
Karar No: 2016/6083

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2592 Esas 2016/6083 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2592 E.  ,  2016/6083 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı ... vekili 16.02.2011 tarihli dilekçe ile; müvekkilinin ... köyü 163 parsel sayılı 2.800 m2 yüzölçümündeki taşınmazı, 13.04.2010 tarihinde 27.000.-TL bedelle satın aldığını, Kadastro Müdürlüğünce 04.01.2011 tarihinde 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca taşınmazın yüzölçümünün 2.080,56 m2 olarak düzeltildiğini, arada 719,44 m2"lik farklılık bulunduğunu, anılan eksiklik sebebiyle 6.937,46.-TL fazla ödeme yapıldığını, oluşan zarardan TMK"nın 1007. maddesi uyarınca Devletin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup 6.900.-TL"nin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın reddine yönelik verilen kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16.06.2014 gün ve ... sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “... temsilcide yanılma sonucu ... hakkında açılan davada, HMK"nın 124/4. maddesi uyarınca ...nin davaya dahil edilip hakkında hüküm kurulması, ... hakkında açılan davanın ise husumet nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, tapu işlemleri kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, kadastro çalışmaları sırasında yapılan hatalı işlem nedeniyle uğranılan zarardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devletin sorumlu olduğu gözetilerek, işin esasına girilip talep hakkında bir karar verilmesi...” gerektiği belirtilmiştir.
Davacı vekili 20.11.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 12.280,84.-TL tazminat isteminde bulunmuştur.
Mahkemece; bozma kararına uyulduktan sonra tapu sicilinin yanlış tutulması sebebiyle ...nin kusursuz sorumluluğu bulunduğu, davacının dava tarihindeki gerçek zararının karşılanması gerektiği gerekçesiyle 12.280,84.-TL"nin ...den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, dahili davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma kararından talep sonucunu ıslah yoluyla arttırmış olup, mahkemece de ıslah edilen miktar üzerinden tazminata hükmedilmiştir. Ne var ki; 04.02.1948 tarih ve 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında "... ıslah, HUMK"nın 84. maddesinin açık hükmü karşısında soruşturma ve yargılama bitinceye kadar yapılabilir, Yargıtayca karar bozulduktan sonra bu yoldan yararlanmaya olanak yoktur.” denilmiştir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177/1. maddesi de aynı doğrultuda olup ıslahın, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği hükmüne yer verilmiştir. Bozmadan sonra ıslahın olanaklı olduğuna dair açık ya da örtülü bir hüküm de kanunda yer almamaktadır.
Islah edilen miktar, koşulların varlığı halinde ayrı bir dava konusu yapılabilir.
Hal böyle olunca, bozma kararından sonra ileri sürülen ıslah isteğinin reddedilmesi ve dava dilekçesindeki istekle bağlı kalınarak bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabule göre de dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan HUMK"nın 8/I. maddesi ve 5235 sayılı Kanunla HUMK"ya eklenen Ek Madde 4."e göre sulh hukuk mahkemelerinin 2011 yılında 7.780.-TL"ye kadar olan mamelek hukukundan doğan uyuşmazlıklara bakmakla görevli oldukları halde yerel mahkemece, asliye hukuk mahkemesinin görev sınırı içinde kalan 12.280,84.-TL tazminata hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dahili davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 31/05/2016 günü oy birliğiyle karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi