21. Hukuk Dairesi 2006/8125 E. , 2007/6470 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kartal 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2006
NUMARASI : 1224-272
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 25.2.1996-27.9.2004 tarihleri arasında sürekli çalıştığının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum ile vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 25.02.1996-27.09.2004 tarihleri arasında davalıların yanında hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmaların tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, tanık sözlerine dayanılarak 01.08.199615.05.2004 tarihleri arasında geçen ve kuruma bildirilmeyen eksik sürelerin tesbitine karar verilmiştir..
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurum’ca tesbit edilmeyen sigortalılar, çalışmalarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse bu çalışmaların Kurum’ca dikkate alınacağı belirtilmiştir. Yerleşik Yargıtay görüşü, birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri arasındaki kısmi bildirimin aksinin eşdeğer belgelerle ispat edilebileceği kabul edilmelidir.
Yapılan incelemede davalı işverence davacının davalılara ait (374575) sicil nolu iş yerinde 01.05.1996 ve 14.05.2004 tarihlerinde işe girdiğine dair 2 ayrı işe giriş bildirgesi verildiği, 01.05.1996-31.07.1996 tarihleri arasında 1996/2 dönemde 90 gün, 01.01.1998-30.09.2003 tarihleri arasında kesintisiz olarak, 15.05.2004-01.10.2004 tarihleri arasında 128 gün çalışmalarının kuruma bildirildiği, davacının iş yeri dosyasında bulunan 01.05.1996-31.07.1996 tarihleri arasında ve 01.01.1998-30.09.2003 tarihleri arasında geçen çalışmaları ile ilgili ücret tediye bordrolarından davacının imzasının bulunduğu görülmektedir.
Gerçekten, sigortalının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar sigortalı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2003-21-43 E.,2003/97 K. sayılı 26.02.2003 günlü kararında da vurgulanmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; öncelikle Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 26.02.2003 ve 2003/21-43 Esas, 2003/97 Karar sayılı kararında da belirtildiği gibi 01.01.1998 tarihinde yeniden işe girdiği hizmet cetvelinden anlaşıldığına göre 01.01.1998 tarihinde işe girdiğine dair bildirge temin edilerek işe giriş bildirgesindeki sigortalının imzası üzerinde uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak, imzanın sigortalıya ait olduğunun anlaşılması halinde davacının çıkışının bildirildiği 31.07.1996- ile 01.01.1998 tarihileri arasındaki döneme ilişkin istemini hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddetmek, imzanın sigortalıya ait olmadığının anlaşılması halinde ise sigortalının hizmeti kesintisiz şekilde 27.09.2004 tarihine kadar devam etmiş sayılacağından hak düşürücü süreden söz edilemeyeceğinden 31.07.1996- ile 01.01.1998 tarihleri arasındaki döneme ilişkin istemin şimdiki gibi kabulüne karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı M.Ş.A."a iadesine, 16.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.