Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6095
Karar No: 2016/6085

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/6095 Esas 2016/6085 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/6095 E.  ,  2016/6085 K.
"İçtihat Metni"

.MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... vekili, davalılar ... ve ... ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, davacı ..."in duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

1993 yılında 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 16.12.1993 tarihinde kesinleşen kadastro sırasında ... ilçesi, ... köyü 159 ada 5 parsel sayılı 12.206,24 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Mayıs 1991 tarih 6 sıra nolu tapu kaydı ve 1937 tarih 15 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak tarla niteliği ile ... adına tespit ve tescil edilmiştir.
152 ada 20 parsel sayılı 7.880.349 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 06.11.1984 tarih 41 sıra nolu tapu kaydı uygulanarak ... ve ... Devlet Ormanı niteliği ile ... adına tespit edilmiş, 16.12.1993 tarihinde kesinleşerek tapuya tescil edilmiştir.
Davacı ... 10.09.2003 tarihli dilekçe ile; 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazının 6.534,80 m2 yüzölçümlü bölümüne ... ...nin tel örgü çekmek suretiyle elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi, tel örgünün yıkımı istemleriyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne yönelik verilen kararın ... ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.09.2005 gün ve .../... E. - ... K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “...Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede kadastro tespit tarihinden önce kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu, kesinleşen orman tahdidi içinde kalan yerlerde tapu kaydının hukuki değerini yitireceği, orman kadastrosu 26.06.1980 tarihinde kesinleştiğinden gerçek kişinin tapuya dayalı orman tahdidine itiraz davası açma süresinin 26.06.1990 tarihinde sona erdiği, bu nedenle ... ... tarafından tahdide dayalı tapu iptali ve tescil davası açılıp açılmadığının araştırılması, dava açılmış ise eldeki dava ile birleştirilmesi, bir orman bir fen bilirkişi aracılığıyla yapılacak keşifte kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası ölçekleri eşitlenerek 4351 ilâ 4370 ve 4456 ilâ 4492 OTS noktalarını gösterir şekilde hat uygulaması yapılması, sonucuna göre karar verilmesi...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulmuş, ... Adliyesinin kapatılması üzerine davaya ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... Esasında devam edilmiştir.
... 07.07.2006 tarihli dilekçe ile; 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kalan kesiminin orman niteliği ile, 2/B alanında kalan bölümünün tarla niteliği ile 2/B alanı olarak ... adına tapuya tescillerine, ..."in elatmasının önlenmesine, üzerindeki muhdesatın (ev ve binaların) yıkımına karar verilmesi istemiyle ... Asliye Hukuk Mahkemesinde .../... Esas sayılı davayı açmıştır.
... 12.12.2003 tarihli dilekçe ile; Mayıs 1991 tarih 6 sıra nolu 21.000 m2 yüzölçümlü tapu kaydının bulunduğunu, 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün 21.000 m2 olması gerekirken kadastro sırasında 12.205 m2 olarak tespit edildiğini belirterek yaklaşık 9.000 m2 yüzölçümlü taşınmazın adına tapuya tescili istemiyle ... ve ... ...ni taraf göstererek ... Asliye Hukuk Mahkemesinde .../... esas sayılı davayı açmıştır. ... Adliyesinin kapatılması üzerine davaya ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... Esasında devam edilmiştir. ... ve ... tarafından açılan davalar ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../...Esas sayılı davası ile birleştirilmiştir. Davacı gerçek kişi vekili; yargılama sırasında dayanak tapu kapsamının belirlenerek müvekkilinin adına tescil edilmesini istemiştir.
Mahkemece; fen bilirkişi ... ... tarafından düzenlenen 20.10.2013 tarihli rapor ve krokide 159 ada 5 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile işaretlenen 5.914,95 m2 yüzölçümlü kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde, (B) harfi ile işaretlenen 6.291,29 m2 yüzölçümlü bölümünün tahdit dışında kaldığı, (E) harfi ile işaretlenen 3.080,10 m2 yüzölçümlü taşınmazın 152 ada 20 sayılı orman parseli içinde, (F) harfi ile işaretlenen 364,30 m2 yüzölçümlü taşınmazın kadastro dışı alanda kaldığı, (E) ve (F) harfleri ile işaretlenen taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritası dışında bulundukları, tahdit dışında kalan taşınmazlar yönünden zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle (E) harfi ile gösterilen bölümün 152 ada 20 sayılı parselden ifraz edilerek (B), (E) ve (F) harfleri ile işaretlenen taşınmazların 159 ada 5 sayılı parsel olarak tapuya kayıt ve tesciline, (A) harfi ile işaretlenen taşınmazın 159 ada 5 sayılı parselden ifraz edilerek 152 ada 20 sayılı parsele eklenmesine, ... ... tarafından (E) harfi ile işaretlenen kesime çekilen tel örgünün kal"ine, ... ...nin bu yere yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davanın tüm taraflarınca temyiz edilmiştir.
Asıl dava; çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, ...nin açtığı birleşen dava; kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil, elatmanın önlenmesi, yıkım, ..."in açtığı birleştirilen dava; tapu iptali ve tescil ile tapusuz taşınmazın tescili niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yörede 6831 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp 10.03.1967 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 29.06.1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulaması ile 16.03.1990 tarihinde ilân edilerek kesinleşen sınırlaması yapılmamış yerlerde orman kadastrosu, sınırlaması yapılmış yerlerde aplikasyon ve tüm ormanlarda 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki, davacı kişinin dayandığı 27.05.1991 tarih 6 sıra nolu tapu kaydının kökü olan 29.12.1952 tarih 417 sıra nolu tapu kaydı, hasımsız açılıp sonuçlandırılan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin .../... E. - .../... K. sayılı tescil ilâmına istinaden oluşmuştur. Dayanak tapu kaydının yüzölçümü 21.000 m2 olup, kadastro sırasında miktarından az olarak çekişmeli 159 ada 5 parsele ve dava dışı 142 ada 8 parsel sayılı 711,30 m2 yüzölçümündeki taşınmaza revizyon görmüştür. Davacının dayandığı tapu kaydı, hasımsız açılan tescil davası sonucu kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine istinaden oluştuğundan ... ve ... ...ni bağlamaz. Bu durumda tapu kaydının dayanağı olan 3 nolu tescil krokisinin 3402 sayılı Kanunun 20. maddesi uyarınca uygulanıp kapsamının belirlenmesi ve tapu kapsamında kalan yerlerde davacı gerçek kişinin zilyet olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Mahkemece bu yönlerde inceleme, araştırma ve uygulama yapılmamıştır.
Diğer taraftan, (F) harfi ile işaretlenen taşınmazın 1993 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında kadastro dışı bırakılıp haritasında yol olarak gösterildiği belirlendiği halde, 6360 sayılı Kanun uyarınca ... ... ve ... ... davaya dahil edilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Taraf sıfatı, 6100 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re"sen gözetilmelidir.
Bunlardan ayrı, hükme dayanak yapılan orman, fen ve ziraat bilirkişi tarafından ortak düzenlenen raporda; 159 ada 5 sayılı parselin tamamı, 152 ada 20 sayılı parselin (E) harfi ile işaretlenen 3.080,10 m2 yüzölçümlü bölümü ve kadastro sırasında tescil dışı bırakılan (F) harfi ile işaretlenen 364,30 m2 yüzölçümlü taşınmazın üzerlerinde meyve ağaçları bulunduğu, %8 eğimli oldukları, 159 ada 5 sayılı parselin (A) harfi ile işaretlenen kesiminin 1967 yılında ilan edilerek kesinleşen tahdit içinde kaldığı, 159 ada 5 sayılı parselin (B) harfi ile işaretlenen kesimi, 152 ada 20 sayılı parselin (E) harfi ile işaretlenen bölümü ve (F) ile işaretlenen kadastro dışı yerin kesinleşen tahdit dışında kaldığı, 1957 tarihli memleket haritasında 159 ada 5 sayılı parselin ve etrafının kısmen yeşil kısmen açık alanda, 1943 yılında çekilen hava fotoğrafının stereoskop aleti ile yapılan incelemede dava konusu yerlerin tarla vasfında tarım arazisi olarak olarak gözüktükleri, 1967 yılında yapılan tahdide göre (A) harfi ile işaretlenen kesimin orman sayılan yerlerden olduğu, (B), (E) ve (F) harfleri ile işaretlenen taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu belirtilmiş, rapora ekli 1970 tarihli hava fotoğrafında 159 ada 5 sayılı parselin (A) harfi ile işaretlenen kesiminin tamamı, (B) harfi ile işaretlenen bölümünün ise bir kesimi koyu alanda, (E) ve (F) harfleri ile işaretlenen yerler açık alanda, 1957 tarihli memleket haritasında ise 159 ada 5 sayılı parselin (A) harfi ile işaretlenen bölümü açık alanda, (B), (E) ve (F) harfleri ile işaretlenen kesimleri ise kısmen açık kısmen yeşil alanda işaretlenmiş, çekişmeli yerlerin 1943 yılında çekilen hava fotoğrafındaki konumları gösterilmemiş, 1970 tarihli hava fotoğrafında ise çekişmeli yerler ölçeksiz olarak gösterilmiştir. Bir örneği dosyada yer alan tahdit haritasında 4361, 4362, 4363, 4364, 4365, 4366 ve 4367 nolu orman sınır noktalarını birleştiren hat ile karara dayanak alınan bilirkişiler tarafından düzenlenen krokide, aynı noktaları birleştiren hat arasında açı, eğim ve uzaklık bakımından farklılık vardır. Yine, bilirkişiler tarafından yapılan hat uygulaması ile bir örneği dosyada bulunan 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 9. maddesi uyarınca yapılıp ilan edilmediği için kesinleşmeyen düzeltme haritası da uyumsuzdur. Diğer taraftan, tahdit haritası ile çekişmeli taşınmazların kadastro paftası ölçekleri eşitlenmemiş, 4351 ilâ 4370 ve 4456 ilâ 4492 orman tahdit sınır noktalarını gösterecek biçimde tahdit hattı ile irtibatlı 1/10000 ve 1/5000 ölçekli müşterek kroki çizilmemiştir. Mahkemece bu yönler üzerinde durularak çelişkiler giderilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişilerin orman tahdit haritası ve tutanaklarını, hava fotoğrafları ve memleket haritalarını nasıl uyguladıkları ve taşınmazların kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tâbi tutuldukları, öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olup olmadıkları net olarak anlaşılamamaktadır. Bilindiği üzere, kesinleşen orman tahdit haritası içinde kalan veya öncesi itibariyle orman olupta herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılan taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemez.
Bu sebeplerle, öncelikle, tescil dışı bırakılan (F) harfi ile işaretlenen taşınmaz yönünden dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye ... ... ve ... ...ına tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılmalı, önceki bilirkişiler dışında halen ... ve ... ... ... ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi veya mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak, bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, davacı ..."in dava ettiği yerler duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak
yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, 4351 ilâ 4370 ve 4456 ilâ 4492 orman tahdit sınır noktalarını gösterecek biçimde çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumları 1/10000 ve 1/5000 ölçekli genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazlar tahdit içinde kalmıyor ise o takdirde, davacı hasımsız tescil ilamı yoluyla oluşan tapu kaydına tutunarak dava açtığına göre 6831 sayılı Kanunun 4999 sayılı Kanunla değişik 7. maddesi uyarınca herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış ormanların yapılacak orman kadastrosu ile her zaman orman sınırları içine alınabileceği ve öncesi itibariyle orman sayılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği gözetilerek 1957 tarihli memleket haritası, 1943 ve 1970 yıllarında çekilen hava fotoğrafları çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; taşınmazların toprak yapısı, bitki örtüsü, ağaçların yaşı, cinsi, sayısı, kapalılık durumu, çevresi, incelenmeli, yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ve hava fotoğrafının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ve hava fotoğrafı ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazların konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri, ayrıca hava fotoğrafı stereoskop aleti ile inceletilip çekişmeli taşınmazların üzerinde neler gözüktüğünü belirtir şekilde yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, açıklanan yöntemlerle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde davacı ..."in dayandığı tescil tapusu ve dayanağı olan 3 nolu kroki yerel bilirkişi yardımıyla ve kadastro fen bilirkişi marifetiyle taşınmazların kadastro paftasıyla birlikte çakıştırılmak suretiyle zemine aplike edilmeli; 3402 sayılı Kanunun 20. maddesine uygun olarak kapsamı belirlenmeli, krokinin fennî sıhhate haiz olup olmadığı, çekişmeli taşınmazlar ile örtüşüp örtüşmediği uygulama sonunda raporda tartışılmalı; keşif ve uygulama bilirkişilerinin düzenleyecekleri müşterek krokiye ayrı ayrı renklerle yansıtılmalı; uygulamada komşu parsel tutanak ve dayanaklarından yararlanılmalı, bilinemeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı verilmeli, tapunun kapsamı içinde kalan taşınmazların kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve
gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, keşif sırasında taşınmazların çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak ve taşınmazlar fotoğraf üzerinde gösterilerek dava dosyası içine konulmalı, ziraat mühendisinden taşınmazların zilyetlik yoluyla kazanılacak yerlerden olup olmadığı yönünde rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme, yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; ... vekili, ... ... vekili ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 31.05.2016 günü oy birliği ile karar verildi.







Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi