21. Hukuk Dairesi 2006/17383 E. , 2007/6717 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bursa 1. İş Mahkemesi
TARİHİ : 19/07/2006
NUMARASI : 224-1752
Davacı, iş kazası sonucu malüliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan T. İnş. A.Ş ,S. A. Nak. Tic. A.Ş ve M.A. Vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelen davacının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen 17.12.2002 tarihli karar Dairemizin 2.12.2003 tarihli ilamı ile davalı T.Tesisat İnş. A.Ş."nin kazaya karışan aracın maliki ve işleteni, sürücü M.A. "ın işvereni olması nedeniyle 2918 sayılı Yasa"nın 85. maddesi, Borçlar Kanunun 55. maddesi gereğince sorumlu olduğu gerekçesiyle davacı ile davalı M.A. Yararına bozulmuş, %25 oranında takdiri indirim yapılması fazla bulunmuşsada hüküm altına alınan maddi tazminat miktarının 250.00YTL olmasına göre sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamış davacı ile davalı M.A. "ın diğer temyiz itirazları reddedilmiş, mahkemece bozma kararına uyulmak suretiyle 59.950,71 maddi, 15.000.-YTL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmişsede varılan sonuç doğru olmamıştır.
Davacı maddi ve manevi zararını müteselsil sorumluluk esasına göre işveren, işverenin sigorta şirketi, kazaya karışan aracın sürücüsü ile malik ve işletenine yöneltmiştir. Davalı T. Teş. İnş. A.Ş."nin sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile Borçlar Kanunu"nun 55. maddesinden kaynaklanmakta olup 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasası"nın 109/1 maddesine göre araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin talepler için iki yıllık zamanaşımı süresi kabul edilmiş, Borçlar Kanunu"nun 60/2. maddesinde de eylem aynı zamanda suç oluşturuyorsa o suç için öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı hükmü yer almıştır. Zararlandırıcı eylemin suç oluşturduğu tartışmasız olup olay tarihinde yürürlükte bulunnan T.C.Kanunun 102/4. maddesinde belirtilen beş yıllık ceza zamanaşımını süresinin uygulanması gerekir.
Zararlandırıcı olay 12.5.2005 tarihinde cereyan etmiş olup Bursa 4. İş Mahkemesinin 2005/322 Esasında kayıtlı olan ve bu dava ile birleştirilen ek dava 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduktan sonra 20.12.2005 tarihinde açılmıştır. O halde davalı T. A.Ş."nin süresi geçtikten sonra yaptığı ancak davacı tarafından savunmanın genişletilemeyeceği itirazı ile karşılanmayan zamanaşımını savunması nazara alınarak bu davalı yönünden talep edilen 5.000.-YTL maddi tazminat istemi zamanaşımından reddedilmelidir.
2- Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında davacılar vekili 25.3.2004 tarihli harçsız ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini önce 11.785.216.48YTL .ye, 8.5.2006 tarihli harçlandırılmış ıslah dilekçesi ile 81.263.27YTL.ye yükseltmiş, mahkemece ıslahen artırılan miktar esas alınarak 59.950.71 YTL maddi tazminata hükmedilmiştir.
Gerçekten 4.2.1948 günlü 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da açıkça vurgulandığı üzere bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Mahkemenin aksi yöndeki uygulaması H.U.M.K."nun 84. ve anılan İçtihadı Birleştirme Kararına aykırılık oluşturduğundan isabetsiz olduğu gibi ıslah dilekçesi her davada bir kez verilir, ikinci kez ıslah yoluna başvurulamaz. Ancak kısmi davadan sonra açılan ek davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması ve davacının hukuki yararının bulunması koşullarının birlikte varlığı halinde, birden fazla ek dava açılması mümkündür.
Mahkemece bozmadan sonra yapılan ıslah talebine değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması hatalı olmuştur.
3- Öte yandan, Mahkemece verilen 17.12.2002 tarihli karara dayanak tutulan 4.11.2002 tarihli hesap raporunda davacının gerçek zararı 140.699.79 YTL olarak hesaplanmış, mahkemece bu miktardan %25 hakkaniyet indirimi yapılarak 35.174.95YTL tenzil edilmiş ve SSK."ca bağlanan aylığın peşin sermaye değeri olan 93.739.62 YTL indirilmek suretiyle karşılanmayan zarar 11.785.22 YTL olarak tesbit edilmek suretiyle talep nazara alınarak 250.00YTL,yna hükmedilmiş, davacının hakkaniyet indiriminin oranı dışındaki temyiz itirazları Dairemizce redderdilmek suretiyle davalı S. A Nak. ve Tic. A.Ş ve davalı M.A. yönünden oluşan usulü kazanılmış hak nedeniyle hakkaniyet indirimi oranı dışında kalan hususlarda davacı yönünden tavan oluşmuştur. Mahkemece verilen 19.7.2006 tarihli kararda hakkaniyet indirimi oranı 1/8 olarak uygulanıp bu karar davacı tarafça temyiz edilmediğinden 1/8 indirim oranı davacı yönünden kesinlik arzetmekle davacı için kesinleşen tavan (140.699.79 YTL x7/8 - 93.739.62 YTL)= 29.372.70YTL."dır. Mahkemece bozmadan sonra hüküm tarihine en yakın tarihe göre maddi zararın yeniden belirlenip en son peşin sermaye değerinin belirlenen maddi zarardan düşülmesi doğru ise de davalı sigorta şirketi tarafından ödenen 4.270.35 YTL düşüldükten sonra oluşan 25.102.35YTL."lik zarar tavanının aşılamayacağı düşünülmeksizin 59.950.71 YTL maddi tazminatın yararlarına usulü kazanılmış hak oluşan davalılar S. A.Ş ile M.A. "dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş olması kabul şekli bakımından isabetsiz olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 18.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.