1. Hukuk Dairesi 2020/2019 E. , 2021/1250 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kız kardeşinin damadı olan davalının 2006 yılında bankadan kredi temin etmek maksadıyla maliki olduğu 128 ada 12 parsel sayılı taşınmazda ... 2 katlı 2 daireli kargir evi istediğini, kendisinin de paraya ihtiyacı olduğu için kredinin 12.000,00 TL’sinin ona verilmesi karşılığında satış yolu ile bedelsiz olarak taşınmazı davalıya temlik ettiğini, aslında bu işlemin temelinde inançlı işlem olduğunu, düzenledikleri ‘...’ başlıklı protokolde ipoteğin kalkmasını müteakip evin tekrar iadesi hususunda anlaştıklarını, davalının 03/03/2006 tarihinde ... ... Bankasından kredi temin ederek bu taşınmazın kaydına ipotek koydurduğunu, payına düşen ödemelerin davalıya yapıldığını, anlaşma gereği taşınmazın iadesi hususunda davalı ile görüştüğünü fakat davalının ısrarla bu yerleri iade etmediğini ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile yeniden adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davacı 14/10/2014 tarihli 3. celsede davalıdan 18.000,00 TL borç aldığını ikrar ederek, 12.000,00 TL sini ödediğini, davalının 6.000,00 TL alacağı kaldığını belirterek faiziyle birlikte en fazla 10.000 TL ödemeyi kabul etmiştir.
Davalı, 2006 yılında davacının kendisine ulaşarak acil 30.000,00 TL’ye ihtiyacı olduğunu, dava konusu taşınmazı ona satabileceğini söylediğini, kendisinin de bu parayı ... ... Bankası’ndan tüketici kredisi olarak temin edip davacı ve eşine teslim ettiğini, taşınmazı bu nedenle temlik aldığını ve ipotek ettirdiğini, bu işlemden sonra davacının gelip 70.000,00 TL’ye daha ihtiyacı olduğunu bildirdiğini, 65.000,00 TL’yi yine davacıya borç olarak verdiğini, bunun karşılığında 9 adet 400,00 TL, 2 adet 30.000,00 TL olmak üzere 11 adet bonoyu davacının eşiyle birlikte imzalayarak kendisine teslim ettiğini, davacının ödediğini iddia ettiği 12.000 TL’nin o borca ait olduğunu, halen kendisine ödenmesi gereken bonoların bulunduğunu borç bitmediği için de taşınmazı iade etmeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının üzerine düşen edimi yerine getirmemesi nedeniyle borcun tamamı ödenmedikçe taşınmazın devrini istemeye hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karar Dairece; “Somut olayda dosyaya ibraz edilen tarihsiz, iki tarafın da imzalarını içeren ... 5.2.1947 tarihli İçtihadi Birleştirme Kararı kapsamında yazılı ... niteliğindedir. Davacının taşınmazın mülkiyetini davalıya geçirdiği, davalıdan 18.000,00 TL borç para aldığı sabit olup bu borcun ödediğini ise ispat edememiştir. Hal böyle olunca, taraflar arasındaki inanç ilişkisi gözetilmek suretiyle tespit edilen bu borç miktarının 6098 sayılı TBK.nun 97. maddesi uyarınca davalıya ödenmesi için davacıya mehil verilerek mahkeme veznesine yatırılmasının temin edilmesi, ondan sonra iptal-tescil yönünden bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı tarafından 18.000,00TL bedel mahkeme veznesine depo edildiği gerekçesiyle açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
Hükmüne uyulan bozma kararında gösterildiği şekilde işlem yapılarak kabul kararı verilmiş olması nedeniyle davalının işin esasına yönelik temyiz taleplerinin reddine. Davalının sair temyiz itirazlarına gelince;
1. Davacı tarafından 18.000,00 TL bedelin mahkeme veznesine yatırıldığı, ancak mahkemece faiz ile ilgili bir karar verilmediği görülmektedir.
2.Harç kamu düzenine ilişkin olup, temyiz edenin sıfatı önem ifade etmeksizin mahkemece res’en gözetilmesi gereken bir husustur. Davanın, taşınmazın aynına ilişkin olduğu ve yargılama sırasında yapılan keşif sonucunda dava edilen taşınmazın değerinin 110.000,00 TL olarak saptandığı, harç ikmali yapıldığı, ancak mahkemece kurulan hükümde dava dilekçesinde dava değeri olarak gösterilen 8.000,00 TL üzerinden eksik karar ilam harcı alındığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün 2. bendinde yer alan”depo olarak yatırılan 18.000,00 TL ‘nin” ibaresinden sonra gelmek üzere “dava tarihi olan 12.09.2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün 3. bendinin tamamen hükümden çıkarılarak yerine 3. bent olarak "Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 7.514,100 TL"den peşin alınan ve ikmal edilen 1.878,535 TL"nin mahsubu ile bakiye 5.635,565 TL"nin davalıdan alınıp hazineye irad kaydına” cümlesinin yazılmasına, hükmün 4. bendinin hükümden çıkarılarak yerine 4. bent olarak "davacı tarafça yatırılan 1.878.535 TL. tamamlama harcı ile davacı tarafın bozma öncesi ve sonrası yaptığı yargılama gideri toplam 779.80 TL. olmak üzere toplam 2.658.335 TL."nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ibaresinin yazılmasına, davalı vekilinin temyiz itirazlarının değinilen yönlerden kabulü ile 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.03.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.