2. Hukuk Dairesi 2015/18852 E. , 2016/11319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin reddi, müşterek çocukların velayeti, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Mahkemece, tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle karşılıklı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması (TMK .166/1) ve zina (TMK m. 161) hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmiştir. Mahkemenin taraflara yüklediği ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.
2- Yukarıda 1. bentte açıklandığı üzere davacı davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda eşit veya ağır kusurlu olmadığı ve kadından kaynaklanan eylemlerin erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacı- karşı davalı erkeğin manevi tazminat talebinin (TMK m. 174/2) yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır.
3- Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemez (TMK 175 m.). Açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
4-Mahkemece, tarafların müşterek çocukları 2005 doğumlu ..., 2006 doğumlu..., 2010 doğumlu.. ve 2013 doğumlu ...’un velayetleri anneye bırakılmış, bu şekildeki düzenlemeye de “çocukların yaşı, halen anne yanında bulunmaları, alıştıkları ortam ve düzen içinde bırakılmalarının fiziksel ve ruhsal gelişimleri açısından yerinde olacağı” gerekçe gösterilmiştir. Ancak bu hususta herhangi bir uzman incelemesi yaptırılmamış ve idrak çağındaki müşterek çocuklar... ve ...dinlenmemiştir. Velayet kamu düzenine ilişkin olup, re"sen araştırma ilkesi geçerlidir. Bu nedenle yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önünde tutulması gerekir. Müşterek çocuk... ve ... yaşları nedeniyle idrak çağındadır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi iç hukuk tarafından yeterli idrake sahip olduğu kabul edilen çocuklara, kendilerini ilgilendiren davalarda görüşlerini ifade etmeye olanak tanınmasını ve görüşlerine gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana/baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır.
Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecek idiyse, çocuk için karar verme makamındaki kişinin de aynı yönde vermesi gereken karar; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Bu bakımdan müşterek çocuk.... ve ..., mahkemece veya istinabe suretiyle eğitim, kültür, yaşam olanakları bakımından nerede yaşamak istediği konusunda bilgilendirilerek, velayet hakkındaki tercihlerinin kendilerinden sorulması ve psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacı niteliğindeki uzman veya uzmanlardan (4787 s. K. m. 5) müşterek çocukların anne ve baba yanındaki barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu istenmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilip, ebeveynlerinden hangisi yanında kalmalarının çocukların menfaatine olacağı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Bu hususlar nazara alınmadan, velayetle ilgili eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde düzenlemeye gidilmesi isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre iştirak nafakalarına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 08.06.2016 (Çrş.)