20. Hukuk Dairesi 2019/648 E. , 2019/2266 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 02/04/2019 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile davalı Hazine vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 19/09/2014 havale tarihli dava dilekçesi ile ..., ... ilçesi, ... mevkii 1167 parsel sayılı 13.900 m2 taşınmazın, ... Yönetimi tarafından açılan dava sonucunda, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/262-2010/222 E.K. sayılı kararı ile tapu kaydının iptaline ve ... niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiğini, Türk Medeni Kanununun 1007. maddesinde, tapu sicilinin tutulmasından doğan zararlardan Devletin sorumlu olduğunun düzenlendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000.-TL"nin tapunun Hazine adına tesciline ilişkin hükmün kesinleştiği 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, daha sonra 19/01/2016 tarihli harçlandırılan dilekçe ile dava değerini 1.153.755.-TL olarak ıslah etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 1.153.755.-TL tazminatın tapu iptal kararının kesinleşme tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiş, hükmün davacılar vekili ile davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 13/12/2016 tarih ve 2016/10137 – 2016/12111 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “ ...Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; hukuksal dayanağını kusursuz sorumluluktan alan ve kusura değil tehlike prensibine dayanan davada, 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi gereğince, davacının zararından davalı Hazine sorumludur. Buna göre, davalı Hazinenin sorumlu bulunduğu tazminat miktarı belirlenirken, zarar görenin gerçek zararının esas alınması zorunludur. Zarar doğurucu eylem, zarar görenin malvarlığında ne miktarda bir azalmaya neden olmuş ise, zarar verenin tazminat borcu da o miktarda olmalıdır. (HGK’nın 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. 125 K., 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 427 K., 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E /668 K. sayılı ilamları).
Bu açıklama ışığında; davacıların zararı; tapu kaydının iptal edildiği tarihte oluşmuştur. O halde, somut olaydaki gerçek zararın da, taşınmazın tapu kaydının iptaline dair mahkeme kararının kesinleştiği 22.07.2010 tarihine göre belirlenmesi gerekmektedir. Ne var ki; hükme dayanak alınan raporu hazırlayan bilirkişiler taşınmazın değerini davanın açıldığı 2014 yılı verilerine göre belirlemişler, daha sonra bu değeri 2010 yılına oranlamışlardır. Bundan başka yine bilirkişilerce taşınmazın niteliği tarla olarak vasıflandırılmış ise de değerlendirmeye esas alınan ürünlerin
münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek suretiyle rapor denetlenmemiş, yine ilk raporda % 50, ikince raporda ise % 250 oranında objektif değer artışı uygulanmıştır. Karara dayanak alınan bilirkişi raporu; tazminata konu taşınmazın değerini belirlemeye yeterli ve denetime elverişli olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, mahkemece, yeniden yapılacak keşifte, konunun uzmanı bilirkişilerden yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınmalı, taşınmazın sulu olup olmadığı, yerleşim alanlarına uzaklığı, iklim şartları, arazinin toprak ve topoğrafik yapısı ve bölgesindeki konumu gözetilerek çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtilmek; varsa üzerindeki mütemmim cüzleri, muhdesat ve sökülemeyen teferruatlarının değerleri bayındırlık birim fiyatları ve yıpranma oranları gözetilerek taşınmazın zemin değeri, üzerindeki mütemmim cüz, muhdesat ve sökülemeyen teferruatları esas alınmak suretiyle, gerçek zarar saptanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu davacıların davasının kabulü ile 833.796,00 TL tazminatın kesinleşme tarihi olan 22/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak dosya içerisinde bulunan 21/06/2018 havale tarihli bilirkişi raporundaki hisseler oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan 1167 parsel sayılı taşınmaz, 1958 yılında yapılan tapu kaydına dayalı olarak 13800 m2 yüzölçümü ve tarla vasfı ile davacıların murisi adına tespit ve tescil edilmiş, ... Yönetimi tarafından açılan dava sonucu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/262 E- 2010/222 K.sayılı ilamıyla taşınmazın tamamının tapusunun iptaline ve ... vasfı ile tesciline karar verildiği, hükmün 22/07/2010 tarihinde kesinleştiği, 19/09/2014 tarihinde ise eldeki dava açıldığı anlaşılmıştır.
İncelenen mahkeme dosyasına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporuna göre, tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değerinin gelir metodu kullanılarak belirlenmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davacılar ıslah dilekçesi ile dava değerini 1.153.755.-TL artırmalarına ve mahkemece 833.796,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği halde reddedilen kısım için Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması ve yargılama giderlerinin tamamının Hazineden tahsiline karar verilmiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektrmediğinden hükmün düzeltileek onanmasına karar verilmiştir.
Bu sebeple; hükmün 5. fıkrasından sonra gelmek üzere; “...Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen kısım ve yürürlükte bulunan .... hükümleri uyarınca hesaplanan 25.147,54 TL nisbi ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı Hazineye verilmesine...” cümlesinin yazılmasına, hükümdeki 3.fıkranın kaldırılarak yerine; “Davacı tarafından yapılan 3.715,20 TL yargılama giderinin kabul red oranına göre; 2684,97 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine; 1030,23 TL"sinin davacı üzerinde bırakılmasına” cümlesinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün 6100 sayılı HMK’nın 370/2 maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, Yargıtaydaki duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.037,00.-TL’nin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren Hazineye verilmesine, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.