Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/7053
Karar No: 2007/7066
Karar Tarihi: 26.04.2007

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/7053 Esas 2007/7066 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/7053 E.  ,  2007/7066 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     : Adana 1. İş Mahkemesi
    Tarih               : 31.1.2006
    No                   : 143-104  
                           
    Davacı   emeklilik süresince sağlık sigortasından yararlanması gerektiğinin tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar vermiştir.
    Hükmün  davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    Dava, isteğe bağlı sigortalı olarak yaşlılık aylığı almakta olan davacının sağlık sigortasından yararlandırılması gerektiğinin tesbiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, istemin  reddine karar verilmiştir.
    Davacının 20.04.1982-31.05.1994 ve 19.04.1995-04.08.1997 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı, 26.09.1997-31.10.2001 ve 01.01.2002-26.06.2002 tarihleri arasında isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalısı olduğu, 08.03.2004 tarihinde yaşlılık aylığı tahsis talebinde bulunduğu, 01.04.2004 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurum tarafından 1479 sayılı Yasa"nın 4956 sayılı Yasa"nın 47. maddesi ile eklenen geçici 23. maddesi gereğince sağlık sigortasından yararlanmak isteminde bulunmadığı gerekçesiyle davacının sağlık sigortasından yararlandırılmadığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
    04.10.2000 tarihinde yürürlüğe giren 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1479 sayılı Yasa"nın sağlık sigortasının kapsamını belirleyen Ek 11. maddesinde değişiklik yapan 28. maddesi hükmü ile sağlık  sigortasından sadece zorunlu sigortalı olanların yararlanmasına imkan tanınmıştır. Bu değişiklikten önce 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalıların tamamı bu yardımdan  yararlanmakta iken, bu değişiklikle sağlık sigortasının uygulama alanı daraltılmış ve isteğe bağlı  sigortalılar kapsam dışında bırakılmıştır. Söz konusu Kanun Hükmünde Kararname, Anayasa Mahkemesi’nin 26.10.2000 tarihli ve E:2000/61, K:2000/34 sayılı kararı ile  iptal edilmiş ve iptal hükmü 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, 1479 sayılı Yasa"nın 4956 sayılı Yasa"nın 37. maddesi ile yeniden düzenlenen Ek 11. maddesinde, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen değişikliğe dokunulmadığından, isteğe bağlı sigortalılar sağlık sigortası kapsamı dışında kalmaya devam etmişlerdir. Söz konusu değişiklik hükmü 08.08.2001 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girdiğinden, ortada herhangi bir yasal boşluktan söz edilemeyeceği de kabul edilmelidir.
    Yasa koyucu, 04.10.2000 tarihinden önce sigortalı olanlar için özel bir  düzenleme getirerek sigortalıların mağdur olmalarını önlemek istemiştir. Gerçekten, 1479 sayılı Yasa"nın 4956 sayılı Yasa"nın 47. maddesi ile eklenen geçici 23. maddesinde, 04.10.2000 tarihinden önce, bu yasaya ve 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu’na göre isteğe bağlı sigortalı olarak kayıt ve tescili yapılıp sağlık sigortası primi ödemiş olanların, zorunlu sigortalılık kapsamından çıkarak isteğe bağlı sigortalı olanların, talepleri doğrultusunda sağlık sigortası primi kesilmeyenlerin, isteğe bağlı sigortalı olmak için talepte bulunmadan sigorta ve sağlık sigortası primlerini ödemiş olup, ödemeleri isteğe bağlı   sigortalılık   süresi   olarak değerlendirilenlerin, 4.10.2000 tarihinden sonra zorunlu sigortalılık kapsamından çıkarak isteğe bağlı sigortalı olanlar ile bunlardan malullük, yaşlılık ve ölüm aylığı alanların, bu sürelere ilişkin prim ve her türlü borçlarını bu maddenin yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihinden itibaren bir yıl içinde talepte bulunmaları ve talep tarihinden itibaren altı ay içinde ödemeleri şartıyla bu yasa hükümleri çerçevesinde sağlık sigortası yardımlarından yararlanabilecekleri belirtilmiştir. Davacı, anılan yasa hükmü gereğince sağlık yardımlarından yararlanmak için süresinde talepte bulunmadığından, karar tarihi olan 31.01.2006 tarihi itibariyle davanın reddine ilişkin karar doğrudur. Ancak, karar tarihinden sonra 15.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın Ek 11. maddesinin 08.02.2006 gün ve 5454 sayılı Yasa"nın 8. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında, isteğe bağlı sigortalı olarak aylık alanların veya bunların hak sahiplerinin, talepleri halinde sağlık sigortasından yararlanabilecekleri öngörülmüştür.
    Yasaların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir. Ancak, devam eden  uyuşmazlıklarda,  tamamlanmamış  hukuki  durumlara  yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda yasaların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. 
    Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini  ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında, 15.02.2006 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın Ek 11. maddesinin 08.02.2006 gün ve 5454 sayılı Yasa"nın 8. maddesiyle eklenen 3. fıkrasının tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir. Bu durumda, temyize konu davanın açılmasını davacının sağlık sigortasından yararlanmak istemi olarak nitelendirerek, davacının 1479 sayılı Yasa"nın Ek 11. maddesinin 3. fıkrasının yürürlük tarihi olan 15.02.2006 tarihinden itibaren sağlık sigortasından yararlanabileceğinin tesbitine karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.  
    O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde  temyiz edene iadesine, 26.04.2007 gününde oybirliğiyle  karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi