Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3976
Karar No: 2015/12530
Karar Tarihi: 03.11.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/3976 Esas 2015/12530 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/3976 E.  ,  2015/12530 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAMAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/12/2013
    NUMARASI : 2010/382-2013/605

    Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 03.11.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat Ş.Y.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilenler vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi.... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakanları A.A."ın da malik olduğu davaya konu 8 parça taşınmazın kadastro tespiti sırasında davalılar adına tespit edildiğini, ancak Karaman Kadastro Mahkemesi"nin 1998/33 Esas, 2007/2 Karar sayılı kararı ile payları oranında adlarına tescil kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, buna rağmen çekişmeye konu taşınmazları sadece davalıların kullandıklarını, ecrimisil talep ettikleri halde sonuç alamadıklarını, bu konuda 27.07.2010 tarihinde ihtarname gönderdiklerini ancak sonuçsuz kaldığını, zaten Kadastro Mahkemesi kararının da ihtar niteliğinde olduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesine, şimdilik 75.000.-TL ürün bedelinin ve ecrimisilin 1994 yılından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemişler, yargılama sırasında ıslahla ecrimisil miktarını 92.024,24.-TL"ye yükseltmişlerdir.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, davacıların paylarından yararlanmalarına engel olmalarının sözkonusu olmadığını, taksim önerisinde bulunduklarını, ancak davacıların cevap vermediklerini, bunun üzerine taşınmazların bir bölümünü davacıların kullanımı için boş bırakarak tasarruf ettiklerini, intifadan men edilmediklerini, 5 yıldan fazlaya ilişkin ecrimisil talebinin zamanaşımına uğradığını, taşınmazlardaki ağaçları kendilerinin yetiştirdiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davacıların iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile elatmanın önlemesi ve ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.

    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden, davaya konu 154 ada 89 ve 90, 155 ada 155, 157, 158, 159, 160 ve 161 parsel sayılı taşınmazların 1997 yılında yapılan kadastro tespitleri sırasında davalılar adına tespit edilmesi sebebi ile davacıların yapmış oldukları itiraz neticesinde, Karaman Kadastro Mahkemesi"nin 01.02.2007 tarihli ve 1998/33 Esas, 2007/2 Karar sayılı kararı ile anılan taşınmazların davacılar ve davalılar adına paylı mülkiyet olarak tespit ve tesciline karar verildiği, anılan kararın Yargıtay incelemesinden geçerek 28.12.2009 tarihinde kesinleştiği, davacıların, PTT kanalı ile davalılara 27.07.2010 tarihli ihtarname gönderdikleri anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki; çekişmeye konu 154 ada 89, 90 parsel ve 155 ada 155 parsel sayılı taşınmazları davalıların, 155 ada 158 ve 160 parsel sayılı taşınmazları davalı Müslüm"ün, 155 ada 157 parsel sayılı taşınmazı davalı Osman"ın, 155 ada 159 parsel sayılı taşınmazı davalı Mehmet"in 155 ada 161 parsel sayılı taşınmazı davalı Mustafa"nın tasarruf ettikleri, bu taşınmazlarda davacıların kullandıkları ve kullanabilecekleri bölümlerin bulunmadığı belirlenmek suretiyle bu taşınmazlar bakımından davacıların miras payları oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalılar vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
    Davalılar vekilinin öteki temyiz itirazlarına gelince;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 266. maddesinde düzenlendiği üzere; ""Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir."" Aynı Kanunun 281/2. maddesi hükmü gereğince de; ""Mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alınabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir.""
    Öte yandan; bilirkişi raporu, Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabilir.
    Somut olayda da; ecrimisil yönünden mahkemece bilirkişi incelemesine başvurulduğu görülmektedir.
    Ne var ki; ecrimisil bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmadığı gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunun da denetime elverişli olduğu söylenemez.
    Şöyle ki; davalı tarafça aşamalarda çekişmeye konu 89 nolu parselin ırmak kenarında bulunması sebebi ile 40.000 m2"lik bölümünde tarım yapılamadığının iddia edildiği, ziraat bilirkişileri H. E. ve A. G. İ."ün 05.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda yeralan resimlerde de; 154 ada 89 nolu parselin bir bölümünde zeminde su birikintilerinin bulunduğu görüldüğü halde, anılan raporda; bu parselde ırmak taşkınlığı sebebi ile kullanılmayan, diğer bir söyleyişle tarıma elverişli olmayan bölümünün bulunup bulunmadığı konusunda bir açıklama yapılmadığı, bir taşınmazın tarıma elverişli olup olmadığı konusunda değerlendirme yapma yetkisi uzmanlığı gereği ziraat bilirkişilerine ait olduğu halde, ziraat bilirkişilerinin düzenledikleri ek raporlarında; bu iddianın kadastro bilirkişi raporundaki ölçümlerle örtüşmediğinden bahsedilerek, davalıların bu yöndeki itirazlarının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde karşılanmadığı görülmektedir.
    Öte yandan, mahkemece, her bir davalının, dava konusu yapılan 8 taşınmazda ayrı ayrı sorumlu oldukları ecrimisil miktarı belirtilmek suretiyle hüküm kurulması yoluna gidildiği halde, ecrimisile konu taşınmazların her birinin ayrı ayrı getireceği ecrimisil ile bu ecrimisilden davalıların herbirinin sorumlu tutulabilecekleri ecrimisil hesabını gösterir bilirkişilerden Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmadan ve taraflara bu konuda beyanda bulunma imkanı sağlanmadan, düzenlenen rapor üzerinden mahkeme hakimince her bir taşınmaz için ayrıca hesaplama yapılarak sonuca gidilmiştir.
    Hâl böyle olunca, yukarıda belirtilen eksiklikleri karşılayacak şekilde ziraat bilirkişilerinden denetime elverişli rapor alınması, toplanacak delillerin, toplanan delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz edenler vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, 03.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi