11. Hukuk Dairesi 2015/8516 E. , 2016/4153 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/02/2015 tarih ve 2014/473-2015/98 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12/04/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı şirketler vekili Av... ve davacı ..."çı mirasçıları vekili Av. .... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı Banka"nın müvekkilleri ile imzalanmış olduğu 18.06.2003 tarihli protokol ve eklerine aykırı davranması nedeniyle davacıların yüksek meblağlı maddi zararlara uğradıklarını, ancak zarar miktarının tam olarak tespitinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası olarak ve şimdilik protokole aykırı davranılması nedeniyle oluşan zarara ilişkin olarak açıldığını ileri sürerek, 19.429.575,06 USD fazla ödemeye ilişkin alacak, 50.000 USD üçüncü kişiye yapılan fazla ödeme nedeniyle uğranılan zarardan kaynaklı alacak, 50.000 USD taşınmazların değerlerinin altında satışı nedeniyle
uğranılan zarardan kaynaklı alacak ve 50.000 USD erken ödeme ıskontosuna ilişkin alacak olmak üzere toplam 19.579.575,06 USD"nin 27.09.2007 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca yabancı para borcunun faizinde devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımı, usul ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna göre, uyuşmazlığın 18/06/2003 tarihli protokolden kaynaklanmış olmasına göre, BK"nın 125. maddesi uyarınca sözleşmeden kaynaklanan davaların 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, yanlar arasında bağıtlanan 18/06/2003 tarihli protokolün 1/II.maddesinde de açıkça bildirildiği üzere, protokolün borcun yenilenmesi veya yeniden yapılandırılması anlamında olmayıp, zaten mütemerrit firmaların davalı Bankaya olan muaccel borçlarının taksitlendirilmesine ilişkin bir sözleşme olduğu, işbu protokole göre ödeme yapılmayarak uyulmaması sebebiyle ek olarak düzenlenen protokoller uyarınca, vadesi gelen taksitlerin ödenmemesi suretiyle, protokolün davacılar tarafından ihlal edildiği, bu kapsamda davalı Bankanın protokolün 11. maddesi uyarınca protokolü feshetme ve protokol hükümlerini uygulama hakkı doğduğu, davacıların sözkonusu borçları ... ile imzalamış oldukları ek protokol kapsamında kabul ettikleri, ...."ne temlik bedeli olarak ödenen 153.000.000 USD borçları olduğu, ödenen temlik bedeline yıllık %16,50 faiz oranı uygulanmasını ve temlik alınan alacaklar ile faizinin 11/02/2008 tarihine kadar tamamen ödemeyi taahhüt ettikleri, bu aşamadan sonra ..."ye karşı herhangi bir dava açılmaksızın, yada açılanlardan feragat edilmek suretiyle, temlik eden davalı Bankaya yönelmesinin yasal zemininin olmadığı, ayrıca sözleşmede "teminatın riskten fazla olduğu durumlarda taksitlerin ödenmemesi halinde, davalı Banka herhangi bir işlem yapamaz" anlamında hüküm bulunmadığı, davalı bankanın borca aykırı davrandığından söz edilemeyeceği, keza taraflar arasında mutabık kalınarak tespit edilmiş bir asıl alacağa iskonto uygulamasının yasal ve yerinde olmadığı, bankacılık uygulamasında da böyle bir duruma rastlanılmadığı, ayrıca alacağın temlikiyle davalı Bankanın BK"nın 162. maddesi kapsamında alacak üzerindeki tasarruf yetkisinin sona erdiği, temlik işleminin borçluların onayına tabi olmadığı, dava dilekçesinde davalının akde riayet etmemesi nedeniyle davacıların %4 faiz oranı ile ödeyecekleri borcu, %16,5 oranında faizle ödemek zorunda kaldıkları, en azından 7.000.000 USD zarara uğradıkları ileri sürülmüş ise de, değinilen zararın ne şekilde oluştuğunun açıklanmadığı, ayrıca davalı Banka"nın davacıların protokole uymamaları nedeniyle alacağını temlik etmesi nedeniyle sorumlu olmayacağı, davacı vekilinin esasen zararın davalı Banka"nın alacağını yüksek göstermesinden kaynaklandığını bildirmesine rağmen, davalı Banka"nın alacağını yüksek göstermediği, kayıtlarına uygun davrandığı, davacı iddialarının sübuta ermediği, davalı Banka"nın akde aykırı davranışının tespit edilemediği, temlik ilişkisinin sadece iddiaların temlik alana karşı ileri sürülmesi gerekliliği açısından tartışıldığı, nitekim ... hakkında .... nezdinde açılmış olan idari davalardan davacılar tarafından feragat edildiği, davacılar ile davalı Banka arasında imzalanan protokolün borcun tasfiyesine yönelik bir anlaşma olduğu, protokol hükümlerinin bizzat taksitlerin ödenmemesi suretiyle davacılar tarafından ihlal edildiği, bunun davacılar tarafından da kabul ve ikrar edildiği, nihayet davacıların BK"da düzenlenen def"i ve itiraz haklarını kullanmadan ... ile anlaşıp ödeme yaptıkları, keza taraflar arasında mutabık kalınarak tespit edilmiş asıl alacağa, iskonto uygulanmasına bankacılık uygulamasına göre olanak bulunmadığı, taşınmazların ... tarafından satılması nedeniyle davalı Banka"nın bu satışlardan da sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 14/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.