11. Hukuk Dairesi 2015/8120 E. , 2016/4160 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 09/03/2015 tarih ve 2014/311-2015/226 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 12.04.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının ürettiği ve satışa sunduğu ....ve ... adlı ürünlerin davalı Şirket tarafından yanlış ve yanıltıcı beyanlarla kötülendiğini, şirket bünyesinde çalışan ilaç satış temsilcilerinden 27 personelin işten ayrılmaları konusunda davalı tarafından teşvik edilerek, yine davalının vekalet ücretini ödediği aynı avukat vasıtasıyla bu çalışanların görevleri gereği üzerlerinde bulunan demirbaş malzemeleri şirkete toplu olarak gelerek teslim ettiklerini, akabinde davalının işbu çalışanları mesleki eğitim seminerine aldığını, seminer tarihi itibariyle çalışanların davacı Şirket ile olan sözleşmelerinin henüz feshedilmemiş olduğunu, istifa eden 27 personelden 23"ünün topluca aynı tarihte davalı Şirkette çalışmaya başladıklarını ileri sürerek, 6762 Sayılı TTK"nın 57. maddesinin 1, 6 ve 8. bendleri uyarınca davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, 30.000,00 TL maddi zararın haksız rekabet teşkil eden işlem ve eylemlerden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebini 96.043,03 TL ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, iddia edilen eğitim seminerinin tesadüfi bir şekilde davacı çalışanlarının ayrılma tarihine denk geldiğini, somut olayda haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, davalı Şirketin davacı hakkında kötüleme ve karalama faaliyetinde bulunmadığını, müvekkilinin davacı Şirket bünyesinden ayrılan işçilerin ayrılmasında herhangi bir rolü olmadığını, davacının iddia ettiği gibi satışlarının düşmediğini, aksine satışlarının arttığını savunarak, davanın reddini istemiştir. .
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kabulüne, dava konusu yapılan, davalının davacı şirkette çalışan 23 personelin işten ayrılmasını sağlayarak kendi bünyesinde çalıştırmaya başlaması ve davacının satışını yaptığı ... ürünlerini karalayıcı, kötüleyici eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, haksız rekabet teşkil eden bu eylemlerin önlenmesine, 30.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile birlikte, ıslahla arttırılan 66.043,03 TL maddi tazminatın ıslah dilekçesinde faiz talep edilmemiş olması dikkate alınarak faiz yürütülmeksizin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 6762 Sayılı TTK"nın 61. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde hüküm özetinin ilan edilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davacı vekilinin temyiz dilekçesinde temyiz eden olarak alacağı yargılama sırasında temlik eden .... gösterilmişse de yargılamada temlik eden ve temlik alan şirketlerin aynı vekille temsil edilmelerine, temyiz dilekçe içeriğinden alacağı temlik alan .... adına temyiz talebinde bulunulduğunun anlaşılmasına, temyiz dilekçesinde yapılan bu yanlışlığın maddi hata niteliğinde olmasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, haksız rekabetin önlenmesi, maddi tazminatın davalıdan tahsili, hükmün ilanı istemine ilişkin olup dava dilekçesiyle 30.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt faiziyle birlikte tahsili istenmiş, ıslah dilekçesiyle maddi tazminat talebinin 96.043,03 TL ye çıkartıldığı, böylece aradaki 66.043,03 TL kadar dava değerinin arttırılarak, davanın ıslah edildiği bildirilmiştir. Bu suretle, davacı vekilinin yargılama sırasında ıslah isteminde bulunarak salt maddi tazminat talebini 96.043,03 TL olarak artırmış bulunmasına ve dava dilekçesinde talep edilen temerrüt faizi isteminin, ıslah edilen miktarı da kapsadığının sabit olmasına rağmen mahkemece, ıslah edilen kısma temerrüt faizi uygulanmadan tahsile karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 4.919,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 14/04/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı, davanın devamı esnasında dava sonunda hükmedilecek tazminatı, bedeli mukabilinde ... "ye temlik etmiş ve bu nedenle bu aşamadan sonra davacı vekili vekaletname de ibraz ederek tazminat yönünden temlik alanın vekili sıfatıyla davaya devam etmiştir. Mahkemece verilen karar, davacı ve aynı zamanda temlik alanın vekiline tebliğ edilmiş olup davacı ve temlik alan vekili Av. .... kararı davacı ... . yönünden temyiz etmiş, temlik alanın vekili sıfatıyla temyiz talebinde bulunmamış, Dairemizce kararın incelendiği tarihe kadar da maddi hata yaptığını ileri sürmemiştir. Müddeabih dava sırasında davacı tarafından üçüncü kişiye devredilirse, müdeabihi devralan üçüncü kişi, devreden davacının yerine geçer ve onun hak ve yetkilerini kullanır. (HMK 125/2. maddesi) Bu nedenle de verilen kararı temyiz hakkı da davacının değil temlik alanındır. ... . davada hükmedilecek tazminatı temlik almış olduğundan tazminata ilişkin kararı temyiz hakkı da ... "nindir. Sayın Çoğunluk"da bu hususu kabul etmekle birlikte temyiz dilekçesinde temlik alanın adının yazılmamasını maddi hata şeklinde telakki edip temlik alanın temyiz isteminin varlığından hareketle temlik alan yararına mahkeme kararı düzeltilerek onanmıştır. Ancak temlik alan temyiz dilekçesinden sonra verdiği davalının temyizine cevap dilekçesinde de maddi hata yaptığını ileri sürmemiştir. Bu nedenle temlik alanın adının temyiz dilekçesine yazılmamasının maddi hataya müstenit olduğunun kabulüyle yararına düzelterek onama yapılması maddi hataya ilişkin HMK"nın 183. maddesine aykırı olmakla davacının temyiz isteminin hukuki yarar yokluğundan reddine karar vermekle yetinilmesi gerektiği görüşünde olduğumuzdan Sayın Çoğunluğun bu yöndeki kararına katılmıyoruz.