11. Hukuk Dairesi 2015/6462 E. , 2016/4166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/10/2012 gün ve 2011/709-2012/1068 sayılı kararı onayan Daire’nin 08/09/2014 gün ve 2013/9614-2014/13317 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 31.07.2008 tarihli protokole göre, davalının müvekkilinden devralacağı şirket ve kooperatif hisseleri ile yine davalının işaret ettiği ..."ya devredilecek taşınmaz hissesi karşılığında, davalının 10 aylık eşit taksitler halinde müvekkiline 750.000 EURO ödemeyi üstlendiğini, müvekkilinin protokolün imzalanmasından sonra kendi edimini tamamen yerine getirdiğini, ancak davalının 75.000 EURO"luk ilk iki taksiti ve üçüncü taksitin 15.000 EURO"sunu ödedikten sonra diğer taksitleri ödemediğini, davalının bakiye 510.000 Euro borcunun bulunduğunu, bu alacağın tahsili için girişilen icra takibinin, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizce onanmıştır.
Bu kez davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, taraflar arasında adi yazılı belge olarak düzenlenmiş bulunan 31.07.2008 tarihli protokole dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin anılan protokoldeki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği halde, davalının 510.000 Euro bakiye borcunu ödemediğini ileri sürmüş, davalı ise davacının taşınmaz hissesini devir yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kalan borcu bu nedenle ödemediğini savunmuştur. Davacı vekili, müvekkilinin anılan protokoldeki tek yükümlülüğünün ... isimli kişiye vekaletname vermek olduğunu, müvekkilinin bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini, vekilin davalının talimatı ile taşınmazı tarafların annesi ..."ya devrettiğini ileri sürmüş, davalı vekili müvekkilinin bu yönde bir talimatının olmadığını savunmuştur. Anılan protokolde ise davacıya ait bazı şirketler ile kooperatif nezdinde bulunan hisselerin ve bedesten tabir edilen bir taşınmaz hissesinin, davacı tarafından davalıya toplam 750.000 Euro bedelle devri kararlaştırılmış, ayrıca tarafların bu konuda muhataplarının ... olduğu, yukarıdaki hisselerin devri için davacı tarafından ..."a vekalet verileceği, ..."ın da bu vekaletname ile devir işlemlerini yapacağı belirtilmiştir.
Protokolde yazılı şirket ve kooperatif hisselerinin davacı veya vekili ... tarafından davalıya devredildiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından ..."a verilen ve taşınmazı dilediği kişiye devir yetkisini içeren vekaletnameye dayanarak, taşınmazın ... tarafından dava dışı ..."ya devredilmesi şeklinde gerçekleşen maddi olayda, davacının devir yükümlülüğünden kurtulmuş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Anılan protokolde davacının diğer hisseleri ile birlikte taşınmaz hissesinin de “davacı tarafından davalıya satılacağı” ve bu işlemlerin vekil ... aracılığıyla yapılacağı açıkça kararlaştırılmıştır. Bu durumda yukarıda belirtilen şekilde gerçekleşen somut uyuşmazlıkta davacının sorumluluktan kurtulabilmesi için vekil ..."a davalının talimat verdiğini yazılı şekilde ispatlaması gerekir. Dosyaya bu yönde bir talimat sunulamadığına göre, davacının davalıya taşınmaz hisse devri yükümlülüğünü ifa etmediği sonucuna varılmalıdır. O halde, davacı tarafça sadece taşınmazın bedelini aşan miktar için talepte bulunulabilir. Ancak, dosyanın incelenmesinde tarafların edimlerin karşılığı olan bedelleri protokolde göstermedikleri gibi ödenmeyen bedelin de taşınmazın bedeli olup olmadığı konusunda bir beyanda bulunmadıkları anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında, mahkemece taraflara protokolde devri kararlaştırılan taşınmaz hisse değerinin işbu davanın konusunu oluşturan 510.000 Euro"luk miktar olup olmadığı konusunda uyuşup uyuşamadıkları açıklattırılmalı, uyuşamadıkları taktirde protokoldeki taşınmaz hisse devir bedeli belirlenmeli ve bu bedel dışında kalan miktar bakımından davanın kabulüne karar verilmelidir.
Bu bakımdan mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın, yukarıda açıklanan gerekçeyle bozulması gerektiğinden davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemize ait 08.09.2014 gün ve 2013/9614 E.-2014/13317 K. sayılı ilamın kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemize ait 08.09.2014 gün ve 2013/9614 E.-2014/13317 K. sayılı ilamın kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 14/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.