3. Hukuk Dairesi 2014/5024 E. , 2014/12273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BURSA 4. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2012/293-2013/1147
Taraflar arasında görülen ziynet eşyasının iadesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Bursa 1.Aile Mahkemesinin 2010/841 Esas 2011/1601 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, evlilik birliği içinde davalının kaza yapması nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminat için müvekkilinin ziynetlerini bozdurduğunu ileri sürerek müvekkiline ait 125 gr kelepçe bilezik, 10 tane beşi bir yerde, 2 metre 100 gr burmalı köstek, 100 gr 14 ayar set takımı, 30 gr 8 tane Adana burgusu bileziğin iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedelleri olan 100.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların boşanmalarına ilişkin dosyanın henüz kesinleşmediğini, davacıya takılan takıların bedelinin 50.000 TL olduğunu, takılardan 10 tane beşi bir yerde ile 2 metrelik 100 gr burma kösteğin satılıp davacıya araç satın alındığını, daha sonra davacının bu aracı sattığını, davacının takıları ve eşyaları aldığını, trafik kazası nedeni ile müvekkilinin ödemek zorunda kaldığı paranın müvekkilinin babasına ait daire satılarak ödendiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacıya düğünde takılmış olan altınların gelenek gereği saklanması için davacının kayınvalidesine verildiği ve davacı takmak istediğinde kayınvalidesinden alıp taktığı ve tekrar bıraktığı ancak evliliğin devam ettiği süreç içerisinde davacı altınlarını takmak için istediğinde kayınvalidesinin bu altınları bozdurduklarını söylemiş olduğu, her ne kadar davalı taraf davacının bu altınları bozdurarak araç satın aldığını ve davalının yaptığı trafik kazası nedeniyle tazminat olarak ödenmiş olduğunu ileri sürmüş iseler de, davacının söz konusu aracı vefat eden babasından kalan zeytinlikten almış olduğu miras parası ile satın almış olduğu, davalının da kaza nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminatı evini ipotek ederek bankadan aldığı para ile ve babası tarafından ödenmiş bulunduğu, davalı tanığı olan davalının babası A. Ç."in de ifadesinde davacının dilekçesinde yazmış olduğu altınların davacıya düğünde takılmış olduğunu kabul etmiş olması karşısında davacının dava açmakta haklı bulunduğu ve düğünde takılan altınlarının davalının anne ve babası tarafından bozdurularak borçlara verilmiş bulunması nedeniyle bilirkişi raporunda değerleri ve nitelikleri belirtilen ziynet eşyalarının aynen yada toplam değerleri olan 100.535.00 TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerektiği, ancak talepten fazlaya karar verilemeyeceğinden 100.000.00 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tarafların boşanması nedeniyle ziynet eşyalarının, mümkün olmadığı takdirde bedelleri olan 100.000 TL’nin yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda, davalının ziynetlerin bir kısmıyla davacıya araba alındığı, karşı tarafın da, arabanın gelinin babasının vefatıyla kalan zeytinlikten gelen parayla alındığı iddia edilmiş ve mahkemece de, davacının söz konusu aracı vefat eden babasından kalan zeytinlikten almış olduğu miras parası ile satın aldığı, davalının da kaza nedeniyle ödemek zorunda kaldığı tazminatı, evini ipotek ederek bankadan aldığı para ile ve babası tarafından ödenmiş olduğu kabul edilmiş olmakla birlikte, ileri sürülen bu hususlar tapu ve veraset kayıtlarından araştırılmamıştır. Ayrıca, talep edilmemesine karşın fotoğraf ve CD’ lerde olduğu belirtilen “dört adet 14 ayar bilezik 2.720 TL değerindeki ziynet eşyalarının” da iadesine karar verilmiştir.
Hal böyle olunca mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak, dava dilekçesindeki talep dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak ve hükme dayanak yapılan hususlar araştırılmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.