11. Hukuk Dairesi 2015/13158 E. , 2016/4257 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 26/02/2015 tarih ve 2014/432-2015/85 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı ... isimli şahsın müvekkili ... ile 05.08.2010 tarihinde 74.500,00 TL limitli Genel Tarımsal Krediler Sözleşmesi akdettiğini, bu krediye davalı ... ile dava dışı şahısların kefil olduğunu, davalının, sözleşmeye, noterde düzenlenen vekaletname ile vekil tayin edilen babası dava dışı ... vasıtasıyla müştereken ve müteselsilen borçlu sıfatıyla imza attığını, borcun ödenmemesi üzerine borçlu ve kefiller hakkında alınan ihtiyati haciz kararının uygulanması için icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin 15.08.2014 tarihi itibariyle davalıdan 59.616,00 TL ana para 1.554,80 TL masraf alacağının olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla diğer borçlulara tahsilde tekerrür olmamak üzere, müvekkilinin 15.08.2014 tarihi itibariyle 59.616,00 TL ana para, 1.554,80 TL masraf alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı hakkında yaptığı icra takibine davalının itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafça itirazın kaldırılması için ... İcra Hukuk Mahkemesi"nde itirazın kaldırılması yönünde talepte bulunulduğu, yapılan yargılama sonunda 05.08.2010 tarihli Genel Tarımsal Krediler Sözleşmesi"ndeki imzanın davalıya ait olmadığının tespiti üzerine talebin reddedildiği, davacı tarafça ... Noterliği"nin 22.07.2008 tarih ve 7443 yevmiye sayılı vekaletnamesi ile davalının dava dışı babası ..."ı vekil tayin ettiği ve 05.08.2010 tarihli Genel Tarımsal Kredi Sözleşmesi altında davalıya atfen atılan imzanın esasen davalının vekili olan babası ... tarafından atıldığı, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunun ileri sürüldüğü, ancak, vekaletname ile davalı tarafça, dava dışı ... oğlu ... vekil tayin edilmiş ise de vekaletname kapsamında vekile, davalı adına ve hesabına, ... şubelerinden muhtelif kredilerin temini hususunda yetki verilmekle birlikte, vekilin vekil eden davalıya vekaleten üçüncü kişiler lehine kefalet yetkisi bulunmadığı, bu itibarla 05.08.2010 tarihli Genel Tarımsal Kredi Sözleşmesi altında vekil ... tarafından imza atılmış ise de sözleşme altında bu imzanın davalıya vekaleten atıldığı yönünde bir kayıt bulunmadığı, ayrıca, vekil imzasının davalıya vekaleten atıldığı kabul edilecek olsa dahi vekaletnamede vekile davalıya vekaleten üçüncü kişi lehine kefalet verme yetkisi tanınmadığı, buna göre davalının yetkisiz vekilin üçüncü kişi lehine verdiği kelafetten sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK"nın 547/1. maddesine göre ticari temsilci, “… işletme sahibinin, ticari işletmeyi yönetmek ve işletmeye ilişkin işlemlerde ticaret unvanı altında, ticari temsil yetkisi ile kendisini temsil etmek üzere, açıkça ya da örtülü olarak yetki verdiği kişidir.” (818 sayılı BK m. 449)
Gerek 818 sayılı BK (m. 450), gerekse 6098 sayılı TBK düzenlemelerinde (m. 548), ticari temsilcinin ticari işletmenin amacına giren tüm işlemleri gerçekleştirebileceği belirtilmektedir.
6100 sayılı HMK"nın 74. maddesinde açıkça yetki verilmedikçe vekilin yapamayacağı işler ayrıntılı bir şekilde belirtilmiş olup, bu düzenleme her ne kadar daha çok avukatlarla ilgili ise de düzenlemenin ticari temsilciler ile dolaylı bir ilgisi bulunmaktadır. Anılı maddede sayılan ve vekil için özel yetki gerektiren halleri, ticari temsilci, özel bir yetki verilmese dahi, 6098 sayılı TBK"nın 548. maddesine (BK m. 450) göre yetkisinin kapsamına girmesi şartıyla gerçekleştirebilir. Örneğin; özel yetkisi olmasa bile, ticari temsilci, ticari işletmenin amacına giren bir işlemle ilgili olarak açtığı davada, sulh olabilir, hakimi reddedebilir, davanın tamamını ıslah edebilir. Ancak, bu yetki sınırsız olmayıp, ticari temsilci, 6100 sayılı HMK"nın 74. maddesi kapsamına girmekle birlikte, temsil yetkisinin kapsamına dahil olmadığından, kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili davaları açamaz. Keza, ticari temsilci, aynı sebeple, müvekkilinin iflasını isteyemez.
Mahkemece, yukarıda yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de 22.07.2008 tarihli vekaletname incelendiğinde, davalının vekil tayin ettiği dava dışı ..."ın, çok geniş yetkilerle davalıyı temsil ettiği, 6098 sayılı TBK"nın 547. maddesi (818 sayılı BK"nın m. 449) gereğince, dava dışı vekilin ticari temsilci olduğu ve bu nedenle davalı adına tüm hukuki işlem ve eylemleri gerçekleştirebileceği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacı ile dava dışı ... arasında aktedilen 05.08.2010 tarihli kredi sözleşmesinde, davalının adının yanındaki imzanın ticari temsilcisi dava dışı ... tarafından davalı adına ve hesabına atıldığının anlaşılmasına, somut olayın özelliği itibariyle, ticari temsilci tarafından vekaleten imza atıldığı yönünde bir ibarenin bulunmamasının sonuca etkili olmamasına göre, dava dışı vekilin, davalı adına ve hesabına vekaleten üçüncü kişiler lehine kefalet verme yetkisinin bulunduğunun kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi hatalı olup, hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.