Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/2584
Karar No: 2016/6332
Karar Tarihi: 06.06.2016

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/2584 Esas 2016/6332 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/2584 E.  ,  2016/6332 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16/09/2014 gün ve 2014/3998 – 2014/21075 sayılı ilâmıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla ve 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 12.02.2016 gün ve 2016/1 sayılı işbölümü Kararı uyarınca bu tür davalarda verilen kararların temyiz ve karar düzeltme incelemesini yapma görevi Dairemize verilmekle, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı gerçek kişiler vekili, 03.02.2011 havale tarihli dilekçesiyle; müvekkillerinin 592 sayılı parselin hisseli maliki olduklarını, taşınmazın ... tarafından toplu konut alanı olarak kamulaştırıldığı ve 2002 yılında ... kooperatifine tahsis edildiği, taşınmazın tapuda 135.900,00 m² olan yüzölçümünün 2006 yılında Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 sayılı Kanunun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi 152.551,00 m² olduğunun tespit edilip, düzeltildiğini, taşınmazın kadastro tespiti sırasında 16.651,00 m² yüzölçümü miktarında eksik tespit edilmesi ve bu eksik miktarlı yüzölçümü üzerinden yapılan satışı nedeniyle müvekkillerinin zarara uğradığını ve bu zararından TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin sorumlu olduğunu belirterek fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere şimdilik 30.000,00.-TL tazminatın Hazineden yasal faiziyle birlikte tahsili isteğiyle dava açmıştır.
    Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine karar verilmiş, davacılar vekilinin temyizi üzerine yerel mahkeme kararı Yargıtay 5. Hukuk Dairesi tarafından somut olayda “…devletin kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan bir zararın oluştuğu ve kadastro işleminden kaynaklanan bu sorumluluğun da TMK"nın 1007. maddesi kapsamında tazmini gerektiği muhakkaktır. Bu nedenle, işin esasına girilerek taşınmazın dava tarihindeki gerçek değerinin tespiti için rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği…” denilerek karar bozulmuştur.
    Davalı ... vekili bu kez Yargıtay kararının düzeltilmesini istemiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4721 sayılı TMK"nın 1007. maddesine dayalı tazminat isteğine ilişkindir.
    Tazminat isteğine dayanak 592 parsel sayılı taşınmaz 05.12.1951 yılında yapılan tapulama çalışmasında 135.900,00 m² yüzölçümlü olarak tapuya tescil edilmiş, daha sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemi yüzölçümü 152.551,00 m² olarak düzeltilmesine karar verildiği ve bu yüzölçümü değişikliğinin 30.03.2006 tarihinde tapuya tescil edildiği, davacıların da yapılan yüzölçümü hatası nedeniyle kamulaştırma bedelini eksik aldıklarından ve bu hatanın kadastro çalışmaları sırasında yapılan hesaplama hatasından kaynaklanması sebebiyle hisselerine düşen 3772 m²’nin bedelinin tahsili için iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
    Tapu işlemleri, kadastro tespiti işlemlerinden başlayarak, birbirini takip eden sıralı işlemler olup, tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan TMK"nın 1007. maddesi anlamında Devlet sorumludur. Ancak anılan madde uyarınca Devletin sorumluluğu için öncelikle bir zararın bulunması ve bu zararın tapu sicilinin tutulmasından kaynaklı olması gereklidir. Somut olayda, tapulama sırasında tazminat isteğine dayanak taşınmazın yüzölçümü hatalı olarak tespit edilmiş ise de davacıların zararı hatalı tapulama tespit işleminden kaynaklanmamaktadır. Şöyle ki; tazminat isteğine dayanak taşınmazın zemindeki yüzölçümü 152.551,00 m² olduğu halde 1951 yılında yapılan tapulama çalışmasında hatalı olarak 135.900,00 m² yüzölçümüyle tespit edilmiştir. Şayet 592 parsel sayılı taşınmaz tapuda halen davacılar adına kayıtlı olsaydı, kadastro sırasında hata yapılmış olmasına rağmen bu hatadan dolayı davacıların zararlarının oluşmayacağı tartışmasızdır. Zira, zarar bir yana düzeltme işlemi ile taşınmazın tapuda kayıtlı olan yüzölçümü miktarı artmıştır. Kaldı ki düzeltme sonrasında tapuda yazılı olan yüzölçümü miktarının zeminden fazla olduğu yani yüzölçümü miktarı düzeltme ile azalmış olsaydı dahi davacılar kadastro tespit malikinin mirasçıları olduğundan, zeminde kullandıkları alan değişmediğinden zarara uğradıklarından yine söz edilemezdi. Bu halde taşınmazı tapu sicilinde yazılı yüzölçümü miktarına güvenerek satın alan 3. kişilerin zararı ancak söz konusu olabilir.
    TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin hatalı tutulması yeterli olmayıp, zararın da tapu sicilinin tutulmasından doğması veya kaynaklanması gereklidir. Oysa somut olayda davacıların zararı, taşınmazın zemindeki gerçek yüzölçümü belirlenmeden önce taşınmazın kamulaştırma suretiyle davacıların mülkiyetinden çıkmasından kaynaklanmaktadır. Bir başka anlatımla, TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tapu sicilinin tutulmasından doğan bir zarar söz konusu değildir.
    Şu durumda, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla kanuna uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan kararın onanması gerekirken bozulmasına karar verildiği anlaşıldığından, davalı ... vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin bozma kararı kaldırılarak, yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Hazinenin karar düzeltme talebinin kabulü ile Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 16/09/2014 gün ve 2014/3998 – 2014/21075 sayılı bozma kararı KALDIRILARAK, usûl ve kanuna uygun yerel mahkeme kararının ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 06/06/2016 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi