11. Hukuk Dairesi 2015/9210 E. , 2016/4267 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/03/2015 tarih ve 2012/1167-2015/222 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacı müvekkili ... ile davalı ..."ın davacı şirkette ortak iken davalı ..."ın da katılımıyla 3 ortaklı hale geldiğini, 3 ortağın da münferiden temsil yetkisinin bulunduğunu, ortaklar arasında anlaşmazlığın doğduğunu, ancak müvekkilinin yüksek tempoda çalışmaya devam ettiğini, bilahare davalılar ... ve ..."ın müvekkili şirket ile aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirketi 06.02.2012 tarihinde kurduklarının öğrenildiğini, davacı şirketin müşterilerinin ve malvarlığının davalı şirkete yönlendirildiğini, müşterilere de sadece unvan değişikliği yapıldığının söylendiğini, şirket logosunun dahi birebir kullanıldığını, davacı şirket internet sitesinin taklit edildiğini ileri sürerek davalı şirket müdürlerinin rekabet yasağı ve bağlılık yükümüne aykırı davrandıklarının tespitini ve azlini, davalı şirketin faaliyetine son verilmesini, davacı şirket zararının karşılığı olarak şimdilik 30.000 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile talebini 35.050,63 TL"ye çıkarmıştır.
Davalılar vekili, müvekkili şirketin unvanından "Elektronik" ibaresinin çıkartılıp yerine "Analitik" ibaresinin eklendiğini, ticaret unvanının terkin edilinceye kadar koruma altında bulunduğunu, şirket adına dava açılması için verilmiş bir ortaklar kurulu kararının bulunmadığını, asıl duyarsız ve sorumsuz davranışları nedeniyle davacının şirketi zarara uğrattığını, ortaklar kurulu toplantılarına katılmaması, kararların alınmaması sebebiyle yatırım yapılamadığını, buna bağlı olarak yeni bir şirketin kurulmasının gerektiğini, logonun davalı ..."a ait olduğunu, davacının ancak hissesi oranında zararını isteyebileceği, böyle bir zararın da doğmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraf şirketlerin aynı alanda faaliyet gösterdiği, şirketlerin dava konusu dönem için defterlerini ibraz etmedikleri, davacı tarafından iddialarına dayanak somut bir delil sunulmadığı, haksız rekabetin meydana geldiğine ve davacının zarar gördüğüne ilişkin bir kanaate ulaşılamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-) Dava, davalı şirket müdürlerinin davalı şirketi kurarak rekabet yasağı ve bağlılık yükümüne aykırı hareket ettiklerinin tespiti, gerçek kişi davalıların davacı şirket müdürlüğünden azilleri, tüm davalıların rekabet yasağına aykırı hareketleri nedeniyle maddi tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, bu davada davacı şirketin ortağı ve temsilcisi olan davacı ..."nin aktif husumete ehliyeti yoktur. Bu durumda, mahkemece, davacı ... tarafından açılan davanın da, haksız rekabetin meydana geldiğine ve zararın doğduğuna ilişkin delil sunulmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru değil ise de sonucu itibariyle doğru olan ret kararının, 1086 sayılı HUMK"nın 438/son maddesi gereğince değişik bu gerekçe ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2-) Davacı şirket, davalı ... ve ..."ın davacı şirkette ortak ve müdür oldukları halde, davalı şirketi kurarak rekabet yasağına aykırı davrandıklarını iddia etmiştir. Davalı şirketin kuruluş tarihinde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK"nın 547"nci maddesinde müdür olan bir ortağın, diğer ortakların muvafakati olmadan şirketin uğraştığı ticaret dalında ne kendi ve ne de başkası hesabına iş göremeyeceği gibi başka bir işletmeye mesuliyeti tahdit edilmemiş ortak, komanditer ortak veya limited şirketin azası sıfatiyle iştirak dahi edemeyecekleri hüküm altına alınmıştır. Gerçek kişi davalıların davacı şirkette müdür sıfatları bulunduğu sırada davacı şirketi kurdukları sabit olup davalı şirketin, davacı şirket ile aynı alanda faaliyet gösterdiği uyuşmazlık dışıdır. Bu durumda davalı müdürlerin 6762 sayılı TTK"nın 547 (6102 sayılı TTK"nın 626)nci maddesi uyarınca rekabet yasağına aykırı davrandıkları sabit olup davalıların daha sonra hem davalı şirketin hem de davacı şirketin ortaklık ve müdürlüklerinden ayrılmalarının rekabet yasağının ihlal edilmesine etkisi bulunmadığı gibi dava 02.10.2012 tarihinde açıldığı ve davalı gerçek kişilerin davalı şirketteki hisselerini 09.10.2012 tarihinde dava dışı Hüseyin Bayraktar"a devrederek davalı şirketten ayrıldıkları halde mahkemece hisselerin davadan önce devredildiğinin kabul edilmesi de yerinde görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-) Ayrıca, davacı şirket, davalıların haksız rekabeti ile zarara uğradığını iddia etmiş ve maddi tazminatın tahsilini istemiştir. Mahkemece, görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti dava konusu dönemlere ait defterlerin her iki şirket tarafından sunulmadığından bu yönde bir inceleme yapılamadığını belirtmiştir. Ancak, davacılar vekili, davacı şirket defterlerinin müdür sıfatları da bulunan davalılara teslim edildiğini ileri sürmüş, buna ilişkin olduğunu ileri sürdüğü bir tutanağı da ibraz etmiştir. Bu durumda, mahkemece, davacı şirketin bu iddiası üzerinde durulup dayanak delillerini sunması için davacı şirkete süre verilmesi, ayrıca davalı şirketin defterleri yönünden 6100 sayılı HMK"nın 219 vd. maddeleri uyarınca işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken davacı ve davalı şirketlerin defterlerini sunmadığından somut belirleme yapılamadığı gerekçesiyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, kararın bozulmasını gerektirmiştir.
4-) Yine, davacı şirket, davalı gerçek kişilerin müdürlükten azillerini istediği halde bu talep hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamış, kararın bu yönden de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin davacı gerçek kişiye yönelik temyiz itirazlarının reddiyle, davacı ... yönünden verilen kararın HUMK"nın 438/son. maddesi uyarınca gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, (2), (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı şirket vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı .... yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 18/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.