3. Hukuk Dairesi 2014/5866 E. , 2014/12413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2013
NUMARASI : 2012/69-2013/720
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili; davalının müvekkili kurumun 2601830 numaralı elektrik abonesi olduğunu, kullanmış olduğu elektrik bedelini ödemediğinden dolayı, davalı hakkında Gaziantep 6.İcra Müdürlüğünün 2010/2306 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, itirazın haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile, %40’dan aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkiline ait işyerinin küçük bir terzi atölyesi olduğunu, sezonluk iş yaptığını, tahakkuk ettirilen bedel kadar davalının elektrik tüketmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile birlikte davalının Gaziantep 6.İcra Müdürlüğünün 2010/2306 Esas sayılı icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına, davalı itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan asıl alacak miktarı olan 78.030,13 TL"nin %40"ı oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
Somut olayda; davalının 2601830 nolu elektrik abonesi olduğu, Gaziantep 6.İcra Müdürlüğünün 2010/2306 Esas sayılı icra dosyası ile; alacaklı Toroslar E. tarafından borçlu C.. D.. aleyhine, 2601830 nolu abonelikten kaynaklanan toplam 151.584,98 TL elektrik kullanım bedelinin tahsili amacıyla, 18.02.2010 tarihinde icra takibi başlatıldığı, borçlunun 04.03.2010 tarihinde borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde hakim bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bilirkişi raporunu hazırlarken, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. HUMK.nun 284 ve 6100 sayılı, HMK.nun 278-279.maddesine göre, bilirkişi raporu; Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde bilgi ve belgelere dayanan gerekçe ihtiva etmelidir.
Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hükme dayanak yapılabileceğinin gözden uzak tutulmaması gerekir.
Yargılama sırasında elektrik mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 14.10.2012 tarihli Bilirkişi Raporu ile; davalı dönem olan 2006 yılı 4.dönem ile 2009 yılı 3.dönemleri arasındaki normal elektrik tüketim bedelinin 17.02.2010 icra takip tarihi itibariyle 78.030,13 TL. asıl alacak, 62.334,62 TL ceza ve 11.220,23 TL. KDV olmak üzere toplam 151.584,98 TL olduğu, bu tutar üzerinden uygulanacak yasal faiz konusunda hesabın uzman hesap bilirkişisi tarafından yapılmasının doğru olacağı belirtilmiştir. Davalı vekilince, bilirkişi raporuna yapılan itiraz üzerine düzenlenen 30.05.2013 tarihli Ek Bilirkişi Raporunun da kök rapor ile aynı olduğu anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu, raporun dayanağı olan somut ve özel nedenlerin bilimsel verilere uygun gösterilmemesi, talep edilen bedelin hangi usullere göre hesaplandığının ayrıntılarıyla açıklanmadığı gibi, açıklayıcı ve ayrıntılı bir hesaplamanın yapılmamış olması nedeniyle hüküm kurmaya yeterli ve Yargıtay denetimine elverişli değildir.
Buna göre; mahkemece, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, dava konusu bedellerin nasıl belirlendiğine dair tüm bilgi ve belgelerin dosyaya sunulması sağlanarak, bilirkişi heyetinden davacı kurumun davalıdan isteyebileceği bedel hakkında, sözleşme ve fatura tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı ve açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, davalının itirazlarını da karşılayacak içerikte bir rapor aldırılarak, davacının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarı belirlenmeli ve varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme, araştırma ve yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.