Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/10100
Karar No: 2007/8361

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/10100 Esas 2007/8361 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/10100 E.  ,  2007/8361 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 1. İş Mahkemesi
    TARİHİ : 18/05/2005
    NUMARASI : 612-317

    Davacı, 17.05.1979-12.10.1980 tarihleri arasında yurt dışında geçen hizmetinin günlüğü 2 dolar üzerinden borçlandırılarak sigortalı hizmetinden sayılması gerektiğinin  tespitine     karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin  kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün, davalı  vekilince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    Dava, davacının 17.05.1979-12.10.1980 tarihleri arasında Libya’da geçen çalışma süresinin 3201 sayılı Yasa uyarınca iki yıllık başvuru süresi aranmaksızın günlüğü  2 USD dolar üzerinden  borçlanılabileceğinin tesbiti aksi yöndeki davalı Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davacı’nın  yurtdışında geçmiş olan çalışma sürelerinin 3201 sayılı yasaya göre (4958 sayılı Yasa ile değişik şekline göre başvuru süresi kaldırılmış bulunduğundan) Türkiye’ye kesin dönüş tarihine bakılmaksızın günlüğü 2 USD dolar üzerinden  borçlanılabileceğinin  tesbitine, aksi yöndeki Kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
    Davacının borçlanma işlemini yapabilmesi için ön koşul; borçlanılabilecek yurtdışında geçen fiili çalışmanın varlığıdır. Ancak böyle bir çalışmanın bulunması halinde davacının yurda kesin dönüş yaptıktan sonra iki yıl içinde davalı Kurum’a müracaat şartı aranmaksızın borçlanma yapabileceğinin tesbitine ilişkin davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu kabul edilebiliir. Davacı tarafça borçlanma işlemine esas alınabilecek nitelikte yurtdışında geçen bir çalışmanın varlığı kanıtlanamaz ise artık davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğundan söz edilemeyeceğinden ve açılan davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, dava şartı yokluğundan reddine karar verilecektir. Diğer yandan davacı yurtdışı hizmet borçlanması talebini süre yönünden reddeden kurum işleminin iptaliyle birlikte dava konusu yurtdışında geçen süreleri borçlanabileceğinin tesbitini de istemiştir. İstek hem işlemin iptalini hem de borçlanma yapabileceğinin tesbitini içerdiğine göre dava konusu sürelerde davacının yurt dışında çalışıp çalışmadığının yöntemince araştırılması, çalışmış ise bu hususun hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması gerekir.  Yurt dışında çalışan Türk Vatandaşlarının  bu çalışmalarının değerlendirilmesi  ve buna bağlı  olarak sosyal güvenlik  haklarından  yararlandırılmaları amacıyla  kendilerine borçlanma  hakkı tanınmıştır. 3201 sayılı Yasa, yabancı ülkede  ve yabancı sigorta kurumuna tabi  olan işverenler nezdinde  geçen ve  Türk Sigorta Kurumları kapsamı  dışında kalan hizmetlerin değerlendirilmesini  düzenlemektedir.  Daha  açık bir anlatımla  T.C. Emekli sandığına, Sosyal Sigortalar Kurumuna, Bağ-Kur’a 506 sayılı Yasa"nın geçici 20. maddesine göre kurulan sandıklara, prim keserek  ve karşılık ödenmiş sürelerin 3201 sayılı Yasa  gereğince borçlanılması  olanaksızdır.
    Diğer yandan mahkeme hükmü davayı esastan çözümleyen, taraflar arasındaki uyuşmazlığı sona erdiren nihai karardır. Hüküm ile taraflar arasında uyuşmazlık esastan sona erer ve hüküm kesinleşince artık o uyuşmazlık hakkında aynı taraflar arasında yeri bir dava açılamaz. Taraflar arasında uyuşmazlık bir dava ile mahkeme önüne getirildikten sonra artık kamu yararı alanına girmiş demektir. Davanın çabuk  basit ve ucuz biçimde görülmesinde tarafların olduğu kadar toplumun (kamunun) da yararı vardır. Çabukluk, basitlik ve ucuzluk ilkesi bir Anayasa İlkesi haline getirilmiştir. Anayasanın 141/sonuncu fıkrası H.U.M.K.nun 77. maddesi gereğince hakim ihtilafı mümkün olduğu kadar  çabuk  düzenli ve en az masrafla sonuçlandırmakla yükümlüdür.
    1.10.1976 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-Libya Sosyal Güvenlik sözleşmesi hükümlerine ve özellikle 2 maddesi düzenlemesine  göre özetle Türk işçilerinin Türk işverenler yanında hizmet aktiyle geçen çalışmalarına ilişkin primler Libya Arap Cumhuriyeti yasaları ve prim oranlarına göre Türk işverenlerince Libya sosyal güvenlik makamlarına yatırılmış olması gerekmektedir.  Daha sonra yapılan ve 1.9.1985 tarihinde yürürlüğe giren Türkiye-Libya Sosyal Güvenlik sözleşmesi hükümlerine  göre Libya’da  Türk işverenlerin çalıştırdıkları Türk     şçilerinin uzun vadeli sigorta kolları primleri Türk Sosyal Sigorta Kurumuna ödenmeleri gerekmektedir. Bu kişiler    506 sayılı Yasa  kapsamında  bulunmakta iseler de 01.09.1985 tarihinden önceki Libya"da yapılan çalışmalar  Libya Sosyal Güvenlik Mevzuaatına tabi olup  3201 sayılı Yasa"ya göre borçlanılması  mümkündür.
    Bu nedenle öncelikle borçlanılmak istenilen  yurt dışında geçmiş olan hizmetin Türk işveren yanında geçip  geçmediği,  Türk işveren yanında  geçmiş ise Türk  Sigorta  Kanunları kapsamında  olup olmadığı  araştırılmalıdır.
    Yapılan incelemede davacının murisinin  yurtdışı çalışması ile ilgili olarak gerek Kurum’a gerekse mahkemeye ibraz ettiği T.C. T. Büyükelçiliği  Çalışma ve Sosyal Güvenlik  Müşavirliğince 06.04.2004 tarihinde tanzim edilen belgede “ İ.H.Y.’ın   Libya’da 17.05.1979-12.10.1980  tarihleri arasında K. & Ç. unvanlı  iş yerinde  çalıştığı” yazıldığı ancak davacı  tarafından çalışmaya ilişkin belgelerin ibraz edilmediği  görülmektedir.          
    HUMK"nun 296. maddesinde  dış ülkede usulüne uygun yetkili memurları    tarafından   düzenlenen   ve  onaylanan resmi  senetlerin  o ülkede yürürlükte bulanan  yasalara  uygun  ve  o ülkedeki  T.C. Başkonsolosluğu veya  konsolosluk görevini yürüten  T.C.  Siyasi  Memuru  tarafından  onaylanması halinde  resmi  senet hüküm ve kuvvetinde sayılacağı bu şekilde  onaylanmamış  senetlerin delil teşkil edip  etmeyeceğinin mahkemece takdir olunacağı bildirilmiştir.
    Türkiye Cumhuriyeti 5.10.1961 tarihli Yabancı Resmi Belgelerin Tasdiki Mecburiyetinin Kaldırılması Hakkındaki Lahey Sözleşmesi’ni 3028 sayılı Kanun ile onaylamış ve bu sözleşme Türkiye’de  yürürlüğe girmiştir. Ayrıca Türkiye Cumhuriyeti; “Bazı İşlem ve Belgelerin Tasdikten Muaf Tutulması” hakkındaki çok taraflı uluslararası sözleşmeyi de onaylamış ve 16.1.1987 tarihli resmi gazetede  yayınlanmıştır.  Ancak  bahse  konu  bu  son    sözleşme  şartları  oluşmadıkça  belge davanın  kabulüne yeterli delil olarak kabul edilemez. Söz konusu  hizmet belgesini doğrulayan başkaca bir   delil ve emare  de  dosya ekinde bulunmamaktadır. Sosyal Güvenlik Kanunlarının uygulanması ile ilgili uyuşmazlıklar kamu düzeni ile ilgili olduğundan Mahkemenin ibraz edilen belgenin yasal ve gerçeğe uygun olup olmadığının re’sen incelenip göz önünde bulundurması gerekir. Ancak; resmi nitelik kazandırılmış belgelere itibar edilerek sonuca gidilebilir.
    Mahkemece yapılacak iş; öncelikle davacının murisinin  Sosyal Sigortalar Kurumu Yurt Dışı Hizmetleri Daire Başkanlığından dosyası getirtilerek   borçlanılmak  istenen hizmetin Türk işveren nezdinde Türk  Sosyal Güvenlik Kurumları  kapsamında geçip geçmediğini  tesbit etmek,  Türk Sosyal Güvenlik Kurumları kapsamı  dışında bir hizmetin varlığının  mevcudiyeti halinde ise  davacıya ibraz ettiği hizmet belgesini HUMK’nun 296. madde uygulaması gereğince T.C. yetkili Sosyal Güvenlik Kurumlarının karşılığı olan Libya yetkili sosyal güvenlik kurumlarından davacının çalıştığı günleri gösteren işyerine ait hizmet belgesi, işe giriş çıkış tarihleri, Libya  iş karnesi, iş güvence karnesi, hizmet cetveli gibi bilgi ve belgeler elde edilip,  bu bilgi ve belgelerin o yöredeki Türk L. Elçiliğince  veya Başkonsolosluğunca  tercümesi   yapılarak  doğruluğu  tastik  ettirilip, resmi  senet özelliğine kavuşturulduktan sonra eldeki yargılama dosyası içerisine  getirtilmesinin sağlanması gerekmektedir.
    Mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde  davacının murisinin çalışma sürelerinin kuşku duyulmayacak  biçimde saptanması  halinde bu sürelerle sınırlı olmak üzere 3201 sayılı Kanunun 3. ve devamı maddeleri gereği  borçlandırma hakkından yararlandırılması gerektiği düşünülmelidir.
    Öte yandan 3201 sayılı yasanın “döviz ile değerlendirme” başlığı altındaki 4.maddesine göre, “sosyal güvenlik kuruluşlarınca döviz ile değerlendirilecek sürelerin her bir günü için tahakkuk ettirilecek prim, kesenek ve karşılık borcu tutarı bir dolardır. Dövizin cinsi ve miktarı Bakanlar Kurulu Kararı ile değiştirilebilir. Değişen miktar, tahakkuk ettirilmiş borçlarının tamamını ödememiş olanların bakiye borç sürelerine de uygulanır.”  Öte yandan aynı yasanın Geçici 2.maddesine göre, 4 üncü madde hükümlerine göre tahakkuk ettirilen borç miktarı, ödeme tarihindeki doların Türk Lirası karşılığı esas alınarak hesap ve tahsil edilir. kuralı gereği, borçlanma bedelinin tesbitinde ödeme tarihi esas alınması gerekirken talep tarihinde geçerli olan 2 USD doları üzerinden ödenmesi gerektiğine karar verilmesi isabetsizdir.
    O halde, davalının bu yönleri amaçlayan  temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 21.5.2007  gününde oybirliğiyle karar verildi. 



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi