11. Hukuk Dairesi 2015/9682 E. , 2016/4342 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : .......... ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2015
NUMARASI : 2014/436-2015/164
Taraflar arasında görülen davada ........... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18/03/2015 tarih ve 2014/436-2015/164 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19.04.2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av. E........ Ş....... D........ dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ........tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 24.08.1999 tarihinde ........ Bank ......... Şubesi"nde yıllık %9 faizle 280.000 DM"lik bir hesap açtırdığını, hesabın aylık dönemler itibariyle yenilendiğini, .........bank"ın ........"na devredilmesinden sonra davacı hesabının .......... A.Ş."ne aktarıldığını, mevduat hesabındaki parasını almak isteyen davacıya, paranın off-shore hesapta olduğu gerekçesiyle ödeme yapılmadığını, oysa ki müvekkilinin bu yönde bir talimat vermediğini ileri sürerek, 300.297 DM karşılığı 153.542 Euro"nun 12.10.2000 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı O.. A.. vekili, dava konusu olayda davacının müvekkili bankaya müracaat ederek parasının ..........Ltd."e havale edilmesi yönünde talimat verdiğini, havale bankası olan müvekkilinin davacının iradesi ve istemi doğrultusunda havale işlemini gerçekleştirdiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ......... vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve dosya kapsamına göre, davacının, bankaya olan güveninden kaynaklı olarak şube müdürüne her türlü işlemi yapması için vekaletname verdiği, şube müdürünün parayı çekerek kullandığı, hakkında ceza davasında mahkumiyet kararı verildiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davalılardan harç alınmasına yer olmadığına, 19/04/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkemece, davalı ........"ye husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davalı ........ aleyhinde açılan davanın reddine, davalı O.. A.. aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen kararın, dosya borcunu üstlenen sıfatı ile ....... vekili tarafından temyizi ile yapılan bozma üzerine, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda alınan birikişi raporuna ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu işlemin ........ A.Ş. ..........Şube Müdürlüğü görevini de yürüten ve davacı adına her türlü hesaptan para çekmeye yönelik vekaletnamesi bulunan, dava dışı Ö....... Ö........tarafından hiçbir açıklama yapılmadan çekilmesi işleminde, davalıların kusurlu veya kusursuz sorumluluklarını gerektiren uygun illiyet bağının saptanamadığı, işlemin davacı tarafından verilen vekaletnameye dayalı olarak yapıldığı, bu nedenle davacı yönünden bir zarar oluşmuş ise, bu durumun davacı ile dava dışı Ö........arasındaki vekalet sözleşmesine göre, iç ilişki kapsamında çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılarak, davanın reddine dair verilen karar 13.06.2013 ilamla Dairemiz çoğunluğunca bozulmuştur.
13.06.2013 tarihli "Karşı Oy Yazısında" ifade edildiği gibi, davacı tarafından banka çalışanı Ö......Ö......"a 23.08.1999 tarihinde verilen vekaletname ile, bankadaki hesaplarından para çekme, hesaplardaki parayı tamamen çekerek hesabı kapatma yetkisi de dahil olmak üzere, hesaplar üzerinde geniş yetkiler tanındığı konusunda ihtilaf yoktur.
Yine, mahkemece ilk bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada sonunda, iddia edildiği gibi ........ Bank A.Ş."nin İç Hizmet Yönetmeliğinin bulunmadığı anlaşılmış olup, banka personelinin müşterilerden vekaletname almasını ve vekaletname ile işlem yapmasını yasaklayan bir mevzuat hükmünün bulunmadığı, davacı tarafından verilen vekaletnameye dayalı olarak hesaptan para çekilmesi işleminde, davalıların sorumluluklarını gerektirecek uygun illiyet bağının saptanamadığı belirlenmiştir.
Sayın çoğunluk 13.06.2013 tarihli bozma ilamındaki görüşünün aksine, davacının, dava dışı Ö.......... Ö......."ı, parasını yatırdığı banka şubesinin müdürü olmasından dolayı ve bankaya duyduğu güvenin sonucu olarak vekil olarak tayin ettiğine dair bir delil yoktur. Duyulan güven ve sunduğu hizmetler gibi değişik sebeplerle, bir bankanın tercih edilmesi ve para yatırılması mümkündür. Ancak, bankaya duyulan güven nedeniyle, bankanın herhangi bir çalışanına, hesap üzerinde her türlü tasarruf yetkisi veren vekaletname verilmesi, olağan bir durum değildir.
Davacının hesabındaki para, vekili tarafından çekildiğinden, söz konusu paranın, davacının yararına kullanılıp kullanılmadığı hususu, bu davanın konusu olmayıp, vekilin sorumluluğu kapsamında değerlendirilebilecek bir konudur.
Somut olayda, vekilin banka çalışanı olmasının neticeye etkisi yoktur. Aynı yetkilerle donatılmış bir vekil, banka çalışanı olmasa dahi, vekaletnamedeki yetkilerini kullanabilecek, vekili olduğu kişinin hesabından para çekebilecektir.
Sadece, davacının vekalet verdiği kişinin davalı bankanın çalışanı olması, bu kişinin görevi ile ilgisi olmayan bir konuda, hesap sahibinin vekili sıfatıyla yaptığı bir işlemden dolayı, bankanın sorumlu tutulması için yeterli değildir. Somut olayda, mülga 818 sayılı BK"nın 100. maddesinin uygulama yeri yoktur.
Bu nedenlerle, yerel mahkemece uyulan bozma kararı gereğince araştırma yapılıp, davanın reddine ilişkin 02.03.2011 tarihli kararın isabetli olduğu görüşünde olduğumdan, davanın kabulüne ilişkin yerel mahkemenin 18.03.2015 tarihli kararının gerekçesini onayan sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum.