11. Hukuk Dairesi 2015/9159 E. , 2016/4351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/04/2013 tarih ve 2006/9-2013/300 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili ve birkısım davalılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19/04/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalıların yönetim ve denetim kurulu üyeliği yaptığı ... "nin hissedarı olduklarını, davalıların yasal sorumluluklarını yerine getirmemeleri nedeniyle müvekkillerinin ve şirketin zarara uğradığını, davalı şirketin her bir hissesinin nominal değeri ile hisse senedi ihraç primlerinin miktarları arasında anormal farklılıklar bulunduğunu, söz konusu zarardan davalıların müteselsilen sorumlu olduklarını ileri sürerek her bir müvekkilinin tespit edilecek paydaşlıkları oranları doğrultusunda doğrudan ve dolayı 5.500 TL zararlarının davalıların sorumlulukları nispetinde tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, ..."de davacılardan ..."ın ..."la birlikte her birinin nominal değeri 50.000 TL olan 3.229,00 ..."ın 919 ve ..."in 959 hisseye sahip olduğunu, davacıların ortaklığının hukuken geçerli ve muteber bir ortaklık olduğu, bu nedenle davacıların şirketteki payları ve paydaşlık oranlarının tespiti yönündeki taleplerinin yerinde olmadığı savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacıların dava tarihi itibariyle dava dışı şirketten hisse alarak şirkete ortak oldukları paylarının pay defterine kaydedildiği, hazirun cetvellerinde pay sahibi olarak gösterildikleri, bu hususun davalıların da kabulünde olduğu, davalıların dava dışı şirkette yönetici ve murakıp oldukları, davalıların dosya kapsamı itibariyle şirketi ve pay sahiplerini zarara uğratma kastıyla hareket ettikleri hususunun somut delillerle gösterilmediği, davacının ve şirketin zararına yol açan somut olayların neler olduğu gösterilmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacı ..."ın eşi ..."la birlikte 3229 ..."ın 919, ..."in 959 adet payla davalı şirkette ortak olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...,..., ..., ..., ...., ..., ..., ... vekilinin temyiz istemine gelince, dava, şirket yöneticilerinin sorumluluklarına dayalı tazminat ve ortaklık payının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yukarıda anılan gerekçelerle ortaklık paylarının tespiti taleplerinin kabulüne diğer taleplerin ise reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketteki paylarının tespiti yönünde istemde bulunmuş ise de, dava dilekçesinden davacılar tarafından bu payın bilindiği, davalının cevabında bunun teyit edildiği ve davacıların paylarının şirket kayıtlarında da tescilli bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde bu istem yönünden davacıların hukuki yararları bulunmamasına rağmen mahkemece tespit yönünde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, davacıların davalı şirkete ortak olduğunun tespiti istemi ile açtıkları davada davalı şirket dışındaki davalılara da husumet yöneltilemeyeceği ile davacılar vekilinin bazı davalılar yönünden davadan feragat etmiş olduğu hususları gözardı edilerek davada bu isteme yönelik talebin bu nedenle dahi diğer davalılar yönünden kabulü doğru bulunmamıştır.
Diğer taraftan davacıların iddia ettikleri dolaylı zararlarını ancak ortak oldukları şirkete verilmek üzere isteyebilecekleri, bu davada dolaylı zarara uğratıldığı ileri sürülen şirketin davalı olarak yer alamayacağı hususları değerlendirilmeksizin ve davacılar vekilinin bazı davalılar yönünden davadan feragat ettiği de gözetilerek davacıların dolaylı zarar istemlerine yönelik taleplerinin, bu gerekçelerle reddi gerekirken, zararın kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddi doğru olmadığı gibi, doğrudan uğradıklarını ileri sürdükleri zararlara yönelik olarak da, bu talebin ortak oldukları şirkete karşı ileri sürülemeyeceği hususu ile davacılar vekilinin bazı davalılar yönünden davadan feragat ettiği gözetilerek davanın bu gerekçelerle reddi gerekirken yazılı gerekçeyle reddi doğru bulunmamış, bu nedenlerle kararın mümeyyiz davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle mümeyyiz davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden birkısım davalılara iadesine, 19/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.