11. Hukuk Dairesi 2015/9400 E. , 2016/4354 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 03.03.2015 tarih ve 2013/138-2015/43 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 19.04.2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin, ....’in “...” isimli eseri ile ...n’a ait “...” adlı eserine ilişkin mali hakları eser sahiplerinin mirasçıları ile akdettiği sözleşmelerle devralarak mali hakların sahibi bulunduğunu, davalının müvekkilin tüm mali haklarına sahip olduğu bu eserleri izin almaksızın kullandığını, ayrıca nota kullanımı ile ilgili olarak da müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... m. 68 uyarınca müvekkili her bir eser için davalı yan ile ayrı ayrı sözleşmeler yapmış olsaydı her bir eserin ayrı ayrı kullanımları için isteyebileceği bedel olan 45.500 Euro’nun üç katı olan 136.500 Euro’nun ve beş temsil için oluşan nota kirası 7.500 Euro’nun davalının izinsiz temsil tarihinden itibaren bankaların Euro için bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanmasıyla hesaplanacak faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 14, 17, 21 Mayıs 2005 ve 01 Temmuz 2005 tarihlerindeki temsiller açısından alacak hakkının zamanaşımına uğradığını, ..."in 70/2 maddesi ile BK"nın 60. maddesi gereği davanın 1 yıllık süre içinde açılmadığını, ‘...’ adlı eserin davalı tarafça temsil edilmediğinden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, mali haklar ancak yetki verilen meslek birliği aracılığı ile takip edilebileceğinden davacının dava açma hakkının olmadığını, davacının temsil hakkına sahip olup olmadığının tespiti gerektiğini savunarak davanın reddine talep etmiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının dava konusu eserlerin icraları için Türkiye"de mali hak takip yetkisinin mevcut olduğu, zamanaşımı def"inin yerinde bulunmadığı, davalı tarafından yapılan 5 ayrı ihlalin sabit bulunduğu, ... isimli eserin ..." da gerçekleştirilen 3 adet temsili için toplam 4.500 Euro, ..."taki temsili için 5.000 Euro, ... isimli eserin ..."taki temsili için 5.000 Euro olmak üzere, dava konusu tüm
performanslar için talep edebileceği rayiç bedelin 14.500 Euro olduğu, davacının takdiren 3 kat bedel talep edebileceği, 3 kat hesabıyla davacının talep edebileceği bu telif tazminatının 43.500 Euro olduğu, belirlenen 14.500 TL rayiç bedel üzerinden takdiren 1/5 hesabıyla davacının nota kirası da talep edebileceği gerekçesiyle 43.500 Euro telif tazminatı ile 2.900 Euro nota kirası bedelinin faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Davacı vekili, müvekkilinin ...’in “...” isimli eserine ilişkin mali hakları ...’in mirasçıları ile akdedilen bir sözleşme ile devralarak söz konusu eser üzerindeki mali hakların sahibi haline geldiğini, ayrıca ...n’a ait “...” adlı eserine ilişkin mali hakları ...n’ın mirasçısı ile akdettiği bir sözleşme ile devralarak söz konusu eser üzerindeki mali hakların da sahibi bulunduğunu, müvekkilinin bunların yanında bu eserlerin Türkiye’de temsil hakkının da sahibi olduğunu, davalı ... ...’nin müvekkilin tüm mali haklarına sahip olduğu dava konusu “...” ile “...” adlı eserleri izin almaksızın kullandığını ileri sürmüş, mahkemece de davanın kısmen kabulüne dair verilen karar Dairemizce, her ne kadar mahkemece davalının husumet itirazı iç genelge ve mevzuat gerekçesiyle reddedilmiş ise de, 1309 sayılı ... Kuruluş Kanunu"nun 1. maddesinde ..."nün tüzel kişiliği haiz kamu kuruluşu olduğu ve aynı kanunun 2. maddesine göre de lüzumu halinde illerde ... Müdürlükleri kurulabileceğinin hüküm altına alındığı, 1309 sayılı Kanundaki düzenleme itibariyle ... ..."nün tüzel kişiliği bulunmamakla birlikte işbu davada adı geçen ... ..."nce tayin edilen vekil aracılığıyla davaya cevap verilerek husumet itirazında bulunulduğuna göre, bu durumun esasen temsilcide hata niteliğinde olduğu kabul edilerek husumetin tüzel kişiliğe haiz ve ..."nün de bağlı bulunduğu ..."ne yöneltilmesi için anılan genel müdürlüğe dava dilekçesinin tebliğ ettirilmek suretiyle usulünce taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılamaya devamla işin esasına girilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı uyarınca dava dilekçesi ..."ne tebliğ edilmiş olmasına rağmen ıslah dilekçesi aynı şekilde tebliğ edilmemiştir. Bu itibarla ıslah dilekçesinin de anılan kurum vekiline tebliğinin ardından işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numuralı bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle davalı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 19.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.