3. Hukuk Dairesi 2014/4147 E. , 2014/12521 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : NAZİLLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2013
NUMARASI : 2012/133-2013/327
Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 10.01.2012 tarihinde ölen ortak murislerince noterde düzenlenen 14.01.2004 tarihli vasiyetname ile, maliki olduğu bir kısım taşınmazları davalılar ile davacıya vasiyet ettiğini, davalıların vasiyetnamenin okunması davasında bir diyecekleri olmadığını beyan ettiğini oysa; murisin, 791/4 parseldeki davalı eşine vasiyet edilen dükkan ve evin 09.06.2011 tarihinde damadı (dava dışı) İ. A."a, 1117/3 paseldeki taşınmazı 12.10.2011 tarihinde dava dışı A. B."a satıldığını, bu şekilde vasiyetnameden açıkça döndüğünü belirtmese de, sonradan yapılan tasarrufla hükümsüz hale geldiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin hükümsüz kaldığının tespiti ile hükümsüz hale gelen vasiyetnamenin iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; vasiyetnamenin tamamının hükümsüzlüğünün istenemeyeceğini, davacının hukuki yararı bulunmadığı, davacı tarafından 791/4 parseldeki taşınmaza ilişkin açılan muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının bekletici mesele yapılmasını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; muris tarafından 14.01.2004 tarihli vasiyetname ile üç ayrı taşınmazını vasiyet ettikten sonra, bunlardan 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazını vesayet alacaklısı dışındaki kişilere temlik ettiğini, TMK 544/2 maddesi uyarınca vasiyetnamenin hükümsüz kaldığını, ancak vasiyetnamenin tamamına ilişkin iptal talebinin, daha sonra tasarrufta bulunulmayan bir taşınmaz olması nedeniyle yerinde görülmediği, davalının muvazaa iddiasının kabulü halinde sadece davacılar bakımından taşınmazın terekeye dahil edileceği, geçersiz de olsa murisin geri alma iradesini ortaya koyduğundan esasa etkili görülmeyerek bekletici mesele yapılmadığı gerekçe gösterilerek, vasiyetnamenin 791/4 parsel ve 1117/3 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin geçerliliğini kaybettiğinin tespitine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.
TMK"nun 544/2.maddesi gereği, sağlar arası kazandırma ile vasiyet konusu malı vasiyetnamede yazılı kişilere değil başkalarına satılması vasiyetten dönme olarak değerlendirilmektedir.
Vasiyetten dönmenin gerçekleşmesi için sağlar arası kazandırmanın geçerli bir satışa dayanması gerekir.(HGK"nun 06.11.2002 tarih 2002/2-874-893 sayıl kararı)
Somut olayda, murisin vasiyetnameye konu ettiği ve bu davaya konu olan taşınmazlardan 791/4 parselde bulunan ve muris tarafından sağlığında davacı ve vasiyetname dışı İbrahim"e satılan taşınmaza ilişkin olarak, davacı yan (Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/90 Esas) muris mavazaası nedeniyle tapu iptali ve tescil davası açmıştır. Bu taşınmaz, davalı eşi Emine"ye vasiyet edilmiştir.
Vasiyetçi her ne kadar vasiyetnameden, vasiyetname ile bağdaşmayan bir tasarrufla rücu edebilirse de, o tasarrufun hukuki sonucu doğurması, daha açık bir anlatımla vasiyetnameyi ortadan kaldırılabilmesi için sonradan yaptığı hukuki tasarrufun geçerli olması gerekir.
Bu durum karşısında mahkemenin, Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/90 Esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile anılan davanın sonucu beklenmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.