3. Hukuk Dairesi 2014/5351 E. , 2014/12597 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : SEYDİŞEHİR ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2013
NUMARASI : 2012/294-2013/12
Taraflar arasında görülen iştirak nafakasının artırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/159 esas 2010/445 karar sayılı dosyası boşandıklarını, boşanma ile birlikte müşterek çocukları E., N., H.S. nin velayetlerinin annesine verildiğini, müşterek çocuklar yararına nafakaya hükmedildiğini, bağlanan nafakanın günün değişen ekonomik koşulları karşısında çocuklara yetmediğini, çocukların halen okula gittiklerini, müvekkilinin ise hiç bir yerden gelirinin bulunmadığını, yapılacak yargılama sonunda müşterek çocuklar yararına ayrı ayrı bağlanan 125,00 TL nafakanın 125,00 TL artırılarak her biri için ayrı ayrı 250,00 şer TL ye çıkartılması talep etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde davanın reddini ya da daha uygun bir nafaka miktarına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece Seydişehir Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/159 esas 2010/445 karar sayılı dosyasında velayetleri annesine verilen küçükler Enes Koçak, Nagihan Koçak, Havva Sude Koçak yararına bağlanan ayrı ayrı aylık 100,00 TL iştirak nafakasının kararın kesinleşmesi ile birlikte ayrı ayrı aylık 125,00 TL ye çıkartılmasına karar verildiği, iş bu davanın 04/05/2010 tarihinde açıldığı, verilen kararın ise 14/12/2010 tarihinde kesinleştiği, kesinleşme tarihinden 6 ay kadar sonra dava açıldığı, kararın kesinleşmesinden sonra çok kısa bir zaman geçtiği, bu zaman zarfında babanın gelirinde olağanüstü bir artış olmadığı, dosyaya sunulan gider faturalarının normal okul giderleri olduğu, boşanma tarihindeki müşterek çocuğun yaşı ile dava tarihindeki yaşına göre boşanma davasında hükmedilen ve davanın kesinleşmesinden sonra artırılan nafaka miktarından fazla artmayı gerektirecek çocuğun eğitim veya bakım anlamında ihtiyaçlarının arttığının kabulünü gerektirir bir durum bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Kanunu"nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1. maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir.(TMK. nun 329/1. maddesi)
Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur. (TMK. nun 330/1. maddesi)
TMK."nın 331.maddesine göre; durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.
Tüm bu maddeler doğrultusunda mahkemece iştirak nafakası artırım oranı belirlenirken; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçları gözönünde bulundurulmalıdır.
Somut olayda, 1997, 2000 ve 2004 doğumlu çocukların okula devam ettikleri, çocuklardan birinin sağlık sorunu olup tedavi gördüğünün ifade edildiği; annenin ev hanımı olduğu, herhangi bir gelirinin olmadığı, babasına ait evde yaşadığı; davalının bir şirkette işçi olarak çalıştığı, 1062 TL maaşının olduğu, 70 TL kira verdiği, tek başına yaşadığı, üzerine kayıtlı araç ve taşınmazlar bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece babanın ekonomik sosyal durumu, müşterek çocukların ihtiyaçlarında meydana gelen artış ve çocuklardan birinin sağlık sorunu nedeniyle tedavi görüp görmediği ayrıntılı olarak araştırıldıktan sonra, tarafların ekonomik sosyal durumları, halen ödenen nafaka miktarı nazara alınarak TMK. 4. maddesi gereğince nafakanın hakkaniyete uygun bir miktarda artırılması hususunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiş; davacı yararına bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.