3. Hukuk Dairesi 2014/5812 E. , 2014/12634 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MANİSA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2013
NUMARASI : 2010/313-2013/458
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davalının 1335690 numaralı abone olduğunu, hakkında tahakkuk eden borcun ödenmemesi nedeniyle, Manisa 2. İcra Müdürlüğü"nün 2009/5047 Esas sayılı dosyasında icra takibine başlanıldığını, davalının itirazı ile icra takibinin durdurulduğunu, haksız ve yerinde olmayan itiraz nedeniyle iş bu davanın açıldığını belirterek, takibin devamı ile davalı aleyhine % 40"dan aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyan dilekçesinde; 26/07/2011 tarihli bilirkişi raporu ve 11/07/2012 tarihli ek bilirkişi raporlarının doğrular mahiyette olduğunu, 2003 yılı 4,6,8 dönem faturaları alacağı toplam 2.638,77 TL bedelle ilgili müvekkilinin sorumlu olduğu hususu dışında bilirkişi raporuna katıldıklarını 3.kişinin kaçak kullanımından müvekkilinin sorumlu olamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek; davacıya icra takip tarihi itibariyle elektrik borcunun olduğu, davacı abone olduğundan abonelik sözleşmesi gereği aboneliğin bulunduğu işyerinde kullanılan kaçak elektrik enerjisi bedelinden sorumlu olup, aynı zamanda fiili kullanıcı olmasının gerekmediği, fiili kullanıcı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu anlaşıldığından ve kaçak kullanıma ilişkin talep edilen bedel yönünden alacak likit olmadığından aboneliğe dayanan alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve davanın kısmen kabulüne;
1) Davalının Manisa 2.İcra Dairesinin 2009/5047 E. sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının 7.258,56 TL asıl alacak, 178,88 TL asıl alacak KDV"si, 14.235,03 TL işlemiş faiz (gecikme zammı ) ve 223,65 TL işlemiş faiz KDV"si yönünden itirazın iptaline, takibin devamına,
2)Asıl alacak olan 7.258,56 TL"nin icra takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine; abonelikten kaynaklanan asıl alacak olan 993,80 TL üzerinden hesaplanacak % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı ve davacı tarafından temyiz edilmiştir.
HMK’nun 281.maddesinde; tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Ayrıca, tutanak tarihinde yürürlükte bulunan ve 09.11.1995 tarih ve 22458 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği’nin 40. maddesi hükmünde teşekkül veya şirketin yazılı izni olmaksızın elektrik şebekesine bağlantı yapmak veya yaptırmak kaçak elektrik kullanma olarak tanımlanmış, 42. madde hükmünde ise, kaçak elektrik kullanma süresinin, abone olmayanlar için ise 90 (doksan) gün kabul edileceği ve hesaplamaların bu süreler üzerinden yapılacağı, kaçak kullanım süresinin hiçbir zaman bu süreleri aşamayacağı, aboneli ve abonesiz kaçak kullanım halinde belirtilen süreler dışında abonenin elektrik kullandığının inandırıcı kanıt ve belgelerle tespit edilmesi halinde en fazla 6 ay geriye dönük normal tüketim işlemi yapılacağı düzenlenmiştir.
Yönetmelik 01.03.2003 tarihinde yürürlükten kaldırılmış ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği yürürlüğe girmiştir.
Somut olaya gelince; taraflar arasında 1993 tarihinde davalının ticarethanesi için abonelik sözleşmesi imzalandığı, dava konusu aboneliğin olduğu yerde davacı idare elemanlarınca yapılan denetim neticesinde tanzim olunan 02.12.2001 tarihli tutanak ile "...sayacın mühürlerinin koparılarak numaratöre müdahale edildiği, abone nezaretinde tespit edildiği" tespit edildiği, tutanakta abonenin Timuçin Vatan olarak belirtildiği yine adıgeçen tarafından üzerine düşen sorumlulukların yerine getirileceği hususunda taahhütte bulunularak tutanağın imzalandığı; bu tutanağa istinaden 04.10.2001-02.12.2001 tarihleri arası toplam 60 gün üzerinden kaçak hesabı yapılarak ödenecek fatura tutarının 6.264,76 TL olarak belirlendiği ayrıca 2003/4,6 ve 8. aylara ilişkin normal tüketim bedelleri eklenmek suretiyle 7.437,44 TL"lik faturanın tahsili için icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece; davacı tarafından talep edilen bedellerinin hesaplanması için bilgisine başvurulan bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, kaçak hesabının ve normal tüketim bedeli hesaplamasının Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine göre yapıldığı anlaşılmıştır. Davalının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin tutanak tarihi dikkate alınarak, 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuk için Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki 2003/4,6 ve 8. aylara ilişkin normal tüketim bedellerinin ise Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması gerekir.
Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği bedelin, tahakkuk tarihleri dikkate alınarak 01.03.2003 tarihinden önceki tahakkuk için Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği hükümlerine, bu tarihten sonraki tahakkuklar için ise, Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre ayrı ayrı hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması, davalının tahsilini istemekte haklı olduğu alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek yersiz gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.09.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.