20. Hukuk Dairesi 2016/10119 E. , 2017/9618 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ...ilçesi... köyü (... mahallesi) 1414 parsel (yenileme kadastrosu ile 28125 ada 77 parsel) sayılı taşınmazın zilyetlik devir senedi ile yaklaşık 2500 m²"lik bölümünün vekil edeni kullanımında olduğu, çekişmeli taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tapusu iptal edilmiş olmasına rağmen tapunun beyanlar hanesinde 2/B şerhi bulunmaması nedeniyle kullanım kadastrosu yapılmadığı ve müvekkilinin 6292 sayılı Kanundan kaynaklı satın alma hakkını kullanamadığı iddiasıyla bu bölümün 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 31/12/2011 tarihinden evvel davacının kullanımda olduğunun beyanlar hanesine yazılmasını talep etmiştir.
Davalı Hazine, 6292 sayılı Kanunda öngörülen idarî prosedürün gerçekleşmediğini, idareye yapılan başvurunun reddi yönünden adli yargının görevli olmadığı, talebin ... Kadastro Mahkemesi kararının tavzihi niteliğinde olduğu başka bir mahkemece yeniden yargılama yapılamayacağı iddiasıyla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kesinleşen ... Kadastro Mahkemesinin 91/337 E. - 94/2179 K. sayılı ilamının güçlü delil olduğundan davanın kabulü ile... köyü eski 1414 parsel iken yenileme ile ...... mah. 28125 ada 77 parselde bilirkişi raporuna bağlı kalınarak davacının zilyetliğinde olan (A1) olarak işaretli 3117 m²’lik taşınmaz ile bu yer içinde kalan (A2) ile gösterilen 177 m2"lik tek katlı ev ve muhtelif ağaçlar ile ilgili kısmın davacının zilyetliğinde olduğunun ve Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun tapuya şerh verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmazın beyanlar hanesine 2/B ve kullanıcı şerhi konulmasına ilişkindir.
Çekişmeli parselin bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ve ...Vakfının tapulu taşınmazları yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğünün itirazı üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği karar ile tahdidi iptal edilen yerler hakkında yapılan ormanların kadastrosu çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, bu işlemlere karşı yapılan itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri de 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. Daha sonra 1988 yılında 36 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca aplikasyon ve sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması yapılmış ve 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın davacının zilyetliğinde olan (A1) ile bu yer içinde kalan (A2) ile gösterilen tek katlı ev ve muhtelif ağaçlar ile ilgili kısmın davacının zilyetliğinde olduğunun ve Orman Kanununun 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer olduğunun tapuya şerh verilmesine karar verilmiş ise de mahkemece yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir.
Şöyle ki; dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, taşınmazın 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 31/12/2011 tarihinden evvel davacının kullanımında olduğunun beyanlar hanesine yazılması istemine ilişkindir. Hükme esas fen ve orman bilirkişiler tarafından ortak düzenlenen 15.07.2014 tarihli raporun incelenmesinde; çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna göre orman sınırı içinde bırakıldığı, Daha sonra 1976 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ve ...Vakfının tapulu taşınmazları yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğünün itirazı üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği karar ile tahdidi iptal edilen yerler hakkında yapılan ormanların kadastrosu çalışmalarında bahsi geçen kararda sanki tüm ormanlar iptal edilmiş gibi işlem yapılarak yeni sınırlandırma yapıldığı, yeni yapılan sınırlandırma ile daha geniş bir alanın orman sınırları içine alındığı, ekip çalışmalarına yapılan itirazlar değerlendirilerek çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışında bırakılan P2 poligonu içinde kaldığı, ekip çalışmalarına itirazlar üzerine 2. madde ile orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin evvelce maki sahası olarak tefrik edilmiş olması nedeniyle orman sayılmayan yer olarak orman sınırları dışına çıkarıldığının rapor edildiği, rapor ekindeki çakıştırmada ise çekişmeli taşınmazın açık alanda gösterildiği anlaşılmıştır.
Davacı, taşınmazın 2/B niteliğiyle orman sınırları dışına çıkarıldığı ve 31/12/2011 tarihinden evvel kullanımda olduğunun beyanlar hanesine yazılması istemiyle dava açtığına göre taşınmazın tahdit haritasındaki konumunun tespit edilmesi gerekli olup dosya kapsamına tüm çalışma evrakları ve tahdit haritaları eksiksiz olarak getirilmediğinden hükme esas raporun içeriği denetlenememektedir. Denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1942 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidi, 1976 yılında ilk tahdidin aplikasyonu ve ...Vakfının tapulu taşınmazları yönünden Vakıflar Genel Müdürlüğünün itirazı üzerine Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanlığının hakem sıfatıyla verdiği karar ile tahdidi iptal edilen yerler hakkında yapılan orman kadastrosu (özellikle orman ve fen bilirkişinin 04.04.2016 tarihli ek raporlarında belirtilen: 2. madde ile orman sınırları dışına çıkarılmaya ilişkin ekip karalarının iptaline dair 09/11/1976 gün ve 5 numaralı tutanağın), 1988 yılında yapılan aplikasyon ve sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu (PII 2/B poligonu) yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri ve yörede yapılan ilk orman tahdidinde kullanılan hava fotoğraflarının orijinal renkli onaylı örnekleri de temin edilerek dosya arasına konulduktan sonra, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi iyi bilen, dava sonucunda yararı olmayan elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişiler marifetiyle yeniden yapılacak keşifte 05.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 36. maddesinde yazılı “Orman sınır nokta ve hatlarının arza uygulanmasında; tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon ve röper nokta ve krokilerinden yararlanılır. Sınırlama tutanakları, ölçü değerleri ve orman kadastro haritaları ile zemindeki durum arasında çelişki olduğunda, tutanaktaki kararlar ile orman sınır noktası ve hatlarının yazılı tarifleri esas alınmak suretiyle ölçü, harita ve zemin kontrolü yapılarak gerçek duruma uygun olanı uygulanır” hükmü ile 20.11.2012 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosu ve 2/B Uygulama Yönetmeliğinin “Teknik İşler” başlıklı Sekizinci Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması işlemi ile ilgili sınır noktaları bilgisayar ortamında aynı ölçeğe çevrilerek (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde uygulaması haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve denetime elverişsiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 20/11/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.