19. Hukuk Dairesi 2018/2467 E. , 2019/4782 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit-istirdat davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, davacılardan ... Madencilik ... Ltd. Şti. ile davalılardan ... arasında imzalanan sözleşme uyarınca, davalılardan ..."in davacı şirkete satarak teslim edeceği malların bir bölümüne karşılık, diğer davacı ..."ın 130.000,00 TL tutarındaki dairesini davalı ..."e devretme, bakiye kısım için de 25.000,00 TL ödeme yükümlülüğünü üstlendiğini, sözleşme kapsamında malların davalı ..."in kardeşine ait diğer davalı ... - ... Orman Ürünlerinden temin edileceği ve sözleşmeye konu 25.000,00 TL bedelin çek ile ödeneceğine yönelik mutabakat sağlandığını, çek hazır edildiğinde takas edilmek üzere 16.11.2013 tarihli 25.000,00 TL tutarlı bir adet çekin davalı ... adına düzenlenerek diğer davalı ..."e elden teslim edilmesine rağmen davalıların malı teslim etmediği gibi bedelsiz hale gelen çeki de iade etmeyerek sebepsiz zenginleştiğini belirterek, çek nedeniyle davacıların borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemiştir.
Yargılama sırasında davaya konu çekin davadışı ... ve bu şahsa ait ...... Ltd. Şti"ne ciro edildiğinin öğrenilmesi üzerine bu şahıslar davaya dahil edilmişler, dahili davalı ...... Ltd. Şti. vekili, dahili davalı şirketin dava konusuyla ya da davacılarla hiçbir ilişkisi olmadığını belirterek, husumet itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, istem üzerine çekle ilgili ihtiyati tedbir kararı verildiği, ancak çekin üçüncü kişi ..."ın eline geçmesi sonucu davacı şirket ve ... aleyhine yapılan takipte çek bedelinin davacıdan tahsil edildiği, böylece davacı yanın borçlu olmadığı halde çekin bedelini ödediği, davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne, 32.726,38 TL"nin davalılardan ... Orman Ürünleri – ..."den 23.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline, dahili davalılar hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davalılardan ... Orman Ürünleri – ... tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 2015/2093 esas ve 2015/6375 karar sayılı ve 29.04.2015 tarihli ilamı ile “Davaya konu edilen 25.000,00 TL bedelli çek üzerinde lehdar olarak adı geçen davalılardan ... Orman Ürünleri (...) bu çekin verilmesine dayanak olarak gösterilen satım sözleşmesinde taraf değildir. Anılan davalı yargılama sırasında davaya bir cevap da vermemiştir. Davacı ile diğer davalı ... satım sözleşmesinin varlığı ve çekin de bu sözleşme çerçevesinde verildiği konusunda ittifak halindelerse de, davaya konu çekin kambiyo senedi vasfında olup, sebepten mücerret bulunması ve davalı ... Ürünleri (...)"in sözleşmede taraf sıfatı bulunmaması nedeniyle anılan sözleşmenin bu davalı yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır. O halde mahkemece bu yön üzerinde durularak, gerektiğinde çekte lehdar olarak yer alan ... Orman Ürünleri yetkilisi ..."in isticvap edilmek suretiyle bu çeke temel oluşturan satım sözleşmesiyle bir ilgisi bulunup bulunmadığının araştırılarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama benimsenen bilirkişi raporuna göre davaya konu çekin kambiyo senedi olmasından dolayı sebepten mücerret olduğu, davalı ..."in davacı tarafından ibraz edilen sözleşmenin tarafı olmadığı, davalı ...’in isticvab olunduğu, alınan beyanında ... Orman Ürünleri firmasının şahsına ait olduğu, ..."in bu şirketle ilgisinin olmadığı, davacı ... Madencilik yetkilisi ile ilgisinin bulunmadığı, davaya konu edilen alışveriş ve çekten haberi olmadığı, sözleşmede imzasının bulunmadığı, çekte bulunan ciro imzasının da kendisine ait olmadığını belirttiği, bilirkişi incelemesi neticesinde taraflar arasında borç alacak ilişkisi bulumadığının tespit edildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Hüküm fıkrasında davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmişse de davalıların vekili bulunmamaktadır. Bu nedenle vekili olmayan davalılar lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenle bozulması gerekirken bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden “Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri uyarı hesaplanan 3.927,16 TL maktu ücreti vekaletin davacılardan tahsiline, davalıya verilmesine,” şeklindeki hükmün 5. cümlesinin hükümden tamamen çıkarılarak hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bent uyarınca davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün (5) nolu cümlesindeki “Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. hükümleri uyarınca hesaplanan 3.927,16 TL maktu ücreti vekaletin davacılardan tahsiline, davalıya verilmesine,” ifadesinin hükümden çıkarılmasına, hükmün değiştirilen bu haliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.