1. Hukuk Dairesi 2015/4696 E. , 2017/6561 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar ..., ... ve ... vekili, davalı ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteklerine ilişkindir.
Asıl davanın davacıları, mirasbırakanları ..."ın, çekişme konusu 980 sayılı parseldeki 1720/2400 payını 23.08.1994 tarihinde ikinci eşi olan davalı ..."ye devrettiğini, dava konusu 20 ada 14 ve 18 parsel sayılı taşınmazların ise murisin dava dışı çocukları arasında el değiştirdikten sonra 14 sayılı parselin davalı ..., 18 sayılı parselin ise davalı ... adına tescil edildiğini, anılan temliklerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalılar adına olan kayıtların iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişler, aşamada davalılar ... ve ... hakkındaki davalarından feragat etmişlerdir.
Birleştirilen davaların davacıları, mirasbırakanları ..."ın çekişme konusu 980 sayılı parselde davalı ..."ye 23.08.1994 tarihinde yaptığı temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek davalı adına olan kaydın iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalılar ... ve ..., dava konusu taşınmazları bedeli karşılığında temellük ettiklerini, harabe halde iken bakım yaptıklarını, taşınmazları alım güçlerinin olduğunu, sık el değiştirme hususunun da doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı çalışması karşılığı edindiği para ile satın aldığını, ancak eşi muris ... adına tescil edildiğini ve ölmeden önce de kendisine deverttiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalılar ... ve ... hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, muvazaa iddiasının kanıtlandığı gerekçesiyle davalı ... bakımından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle mirasbırakan ..."ın çekişme konusu 980 sayılı parseldeki 1720/2400 payını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı eşi ..."ye devrettiği saptanarak anılan taşınmaz bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalı ..."nin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Davacılar ..., ... ve ... ile davalı ..."nin öteki temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği ve 6100 Sayılı HMK 297/2. maddesinde; düzenlendiği üzere (1086 Sayılı HUMK’nun 388/son md.) hüküm sonucu kısmında; “istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesinin bu açık hükmünün sonucu olarak, mahkemelerce kurulan hükümler infaz sırasında tereddüt ve şüphe yaratmayacak nitelikte olmalıdır.
Somut olayda, muris ... çekişme konusu 980 parsel sayılı taşınmazdaki 1720/2400 payını davalı eşi ..."ye temlik etmiş olup anılan pay üzerinden davacıların miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde taşınmazın tamamı üzerinden davacıların miras payı oranında davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Öte yandan, asıl davanın davacıları ... ve ..."nin haklarındaki davadan feragat ettikleri davalılar ... ve ... yargılama aşamasında kendilerini vekil ile temsil ettirmemiş olmalarına rağmen adı geçenler lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
Ayrıca, mahkemece yapılan uygulama sonucu davalı ..."nin çekişme konusu taşınmazdaki 1720/2400 payının dava tarihindeki değerinin 308.901,25 TL olarak belirlendiği ve bu durumda hüküm altına alınması gereken nispi karar harcının, keşfen belirlenen bu değerden davacıların miras payına isabet eden (66.193,12 TL.) dava değeri üzerinden hesaplanması gerekirken 308.901,25 TL üzerinden fazla harcın hüküm altına alınmış olması doğru olmadığı gibi yargılama sırasında davacı tarafın yapmış olduğu yargılama giderleri arasında, keşiften sonra taşınmazın belirlenen değeri üzerinden bir kısım davacılar vekili Av. ... tarafından mahkeme veznesine yatırılan 343,00.-TL tamamlama harcı da bulunduğu halde, bu hususun gözden kaçırılarak davacı taraf yararına eksik yargılama giderlerine hükmedilmiş olması da yerinde değildir.
Davacılar ..., ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.